AYM, Basın İlan Kurumu'na ceza verme yetkisini iptal etti

(ANKARA) - Anayasa Mahkemesi, Basın İlan Kurumu'nun ilan kesme cezası uygulama yetkisini düzenleyen kanun hükmünü iptal etti. Kanun'un 49. maddesindeki yaptırımların, resmi ilan ve reklam kesme gerektiren durumlar için ceza miktarlarının belirli bir çerçeve sunmadığı ve yeterli açıklık ile kesinliğe sahip olmadığı ifade edildi.

Gazeteciler Cemiyeti'nin, Basın İlan Kurumu'nun resmi ilan kesme cezalarına karşı açtığı davaya bakan Bakırköy 9. Asliye Hukuk Mahkemesi, kanunun 49. maddesinin Anayasa'ya aykırı olup olmadığına dair görüş bildirerek konuyu Anayasa Mahkemesi'ne taşımaya karar verdi.

Başvuruda, itiraz edilen kuralların resmi ilan ve reklam kesme cezalarına ilişkin koşulları net bir şekilde tanımlamadığı, ceza ve yaptırımları öngören kuralların kesinlikten yoksun olduğu, yaptırımların belirlenmesinde ölçülülük ilkesinin dikkate alınmadığı ve basın etiğinin korunmasına yönelik çabaların daha fazla netleştirilmesi gerektiği belirtilerek, bu durumun Anayasa'nın 13, 26, 28. ve 29. maddelerine aykırı olduğu savunuldu.

Anayasa Mahkemesi, konuya dair kararını Resmi Gazete'de yayımladı. Yüksek Mahkeme, Basın İlan Kurumu'na ilan kesme cezası verme yetkisini düzenleyen kanun hükmünü iptal etti.

Mahkemenin gerekçesinde, kuralın ve uygulamanın hukuka aykırı olduğu belirtildi.

Gerekçede, Anayasa Mahkemesi'nin kararında daha önce verilen belirli bir ihlal kararına da atıfta bulunuldu.

AYM bireysel başvuruda ihlal kararı vermişti

Anayasa Mahkemesi'nin bireysel başvurularla ilgili olarak verdiği önceki ihlal kararı hatırlatılırken, bahsedilen kuralın, resmi ilan ve reklam kesme cezaları için gerekli şartları net bir biçimde sunmadığı, bu bağlamda kişilik haklarına yönelik saldırı niteliği taşıyan ve eleştiriyi aşan haberlerde yaptırım uygulanmasının hukuk devleti gereği olduğu ifade edildi. Basın özgürlüğünü korumak amacıyla kurulan bir kuruma yaptırım uygulama yetkisi verilmesinin mümkün olacağı, ancak bu tür müeyyidelerin olabildiğince sınırlı ve net bir çerçevede oluşturulması gerektiği ifade edildi. Kurallara yönelik bu güvenceleri sağlamayan düzenlemelerin çözümüne yönelik Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne bildirimde bulunulması gerektiği vurgulandı.

Ayrıca, kurum kararlarına yapılan itirazların basit yargılama usulü çerçevesinde kesinlikle sonuçlanacağına dair kuralların da iptal edildiği belirtildi.