Bankalararası 100 milyonluk vurgun iddialarına Merkez Bankası'ndan açıklama: Suç duyurusunu biz yaptık

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) ana hissedarı olduğu Bankalararası Kart Merkezi’nde (BKM), ihaleye fesat, zimmet ve dolandırıcılık iddialarıyla başlatılan soruşturma, Halktv.com.tr yazarı İsmail Saymaz’ın "Bankalararası vurgun merkezi" başlıklı haberiyle gündeme bomba gibi düştü. Habere göre, dosyada 100 milyon TL’yi aşan kamu zararı tespit edildi ve aralarında eski TCMB Başkan Yardımcısı Emrah Şener’in de bulunduğu 8 kişi tutuklandı.

Gündem olan haberin ardından Merkez Bankası (TCMB), konuya ilişkin bir açıklama yaparak soruşturma sürecinin kendi denetimleri sonucunda başlatıldığını belirtti.

TCMB’nin açıklaması özetle şöyle:

"Bankamız, 6493 sayılı Kanun doğrultusunda BKM’nin hissedarı olup, belirli dönemlerde denetim faaliyeti gerçekleştirmektedir. Bu kapsamda, Bankamız Başkanlık Makamının 6 Şubat 2024 tarihli onayı ile BKM’de TCMB Denetim Genel Müdürlüğünce bir denetim süreci başlatılmıştır.

Yürütülen denetim sonucunda hazırlanan İnceleme Raporunda suç şüphesi içeren bazı bulguların yer alması üzerine, Bankamızca İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına 6 Aralık 2024 tarihinde suç duyurusunda bulunulmuştur.

Konuya ilişkin olarak devam eden yargı süreci, Bankamız ve BKM tarafından titizlikle takip edilmektedir."

İsmail Saymaz’ın haberine göre soruşturma dosyasındaki bazı kritik iddialar şunlar:

“Çipli kart” ve “TROY yazılımı” ihalelerinin usule aykırı biçimde Enarge adlı firmaya verildiği ve teslimattan önce ödeme yapıldığı iddia edildi.

Boğaziçi Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi’ne 44 milyon TL’lik işin ihalesiz verildiği belirtildi.

Eski TCMB Başkan Yardımcısı Şener’in kardeşine ve Singapur’daki paravan şirkete yüzbinlerce Euro aktarıldığı, ayrıca kurumsal kredi kartlarının şahsi kullanımı ve sahte yemek kartları gibi usulsüzlüklerin de dosyada yer aldığı aktarıldı.

Tutuklanan eski TCMB Başkan Yardımcısı Emrah Şener, ifadesinde suçlamaları reddederken; eski BKM yöneticileri Baran Aytaş ve Bora Koç ise baskı altında hareket ettiklerini savundu.