Kulisler bu iddiayla çalkalanıyor: Erdoğan "beni kandırdınız" diye fırçaladı!

AKP’nin duayen isimleri arasında gidişatın bir "çözülme ve çürüme" evresine girdiği yönündeki endişeler yüksek sesle dile getirilmeye başlandı.

Partili bir yetkilinin durumu, "Düz yolda gidiyoruz diye tabelalara kimse bakmıyor. Araç çok hız aldı, böyle giderse duvara çarpacak" sözleriyle özetlemesi, partideki rota kaybı kaygısını ortaya koyuyor.

Nuray Babacan’ın aktardığı kulis bilgilerine göre, bir grup toplantısında EYT düzenlemesi masaya yatırıldı. Bir partilinin, "Sorumluluğu kime atıyoruz? Bunu biz yapmadık mı?" çıkışıyla başlayan tartışmada, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a sunulan verilerin hatalı olduğu iddia edildi. Düzenlemenin yıllık maliyetinin başlangıçta 25 milyar lira olarak sunulmasına rağmen, gerçek rakamın 300 milyar lirayı bulması üzerine Erdoğan’ın kurmaylarına, "Beni kandırdınız" diyerek kızdığı belirtiliyor.

Toplantılarda özeleştiri konusu olan bir diğer başlık ise yerel yönetim politikaları oldu. Geçmişte hazırlanan ancak "yetkiler elden gitmesin" kaygısıyla budanan Yerel Yönetimler Reform Paketi yeniden gündeme geldi:

Dönemin belediye başkanları Melih Gökçek ve Kadir Topbaş’ın, büyükşehir yetkilerinin ilçelere devredilmesine karşı kulis yaparak reformu engelledikleri anlatılıyor.

Bugün belediyelerin el değiştirmesiyle birlikte, merkezi yönetimin yetkileri geri toplama çabasının yeni bir kaos yarattığı ve geçmişteki bu "güç tutkusu"nun bedelinin bugün ödendiği savunuluyor.

3 temel sorun:

Cumhurbaşkanına sunulan dosyaların (EYT örneğinde olduğu gibi) gerçeklerden kopuk olması ve mali analizlerin yanlış yapılması.

Muhalefet belediyeleri kazandıkça yetkilerin merkeze çekilmeye çalışılmasının, partinin kendi yerel yönetim vizyonuna zarar vermesi.

Liyakatsizlik ve ilke yoksunu tavırların iktidar medyası tarafından bile gizlenemez hale gelmesi.