HAKEMİ HESABA KATMAMIŞTI JESUS…

Kendine hakem süsü veren Ali Palabıyık’ın bile keyfini kaçıramadığı maçtan iki takım da üzgün ayrıldı. Adana Demir Spor’a karşı tüm maç üstün oynayan, verdiği pozisyonların kat kat fazlasını üreten ama gol atamayan Fenerbahçe tek puana razı oldu. Ancak sahada Dünya Kupası öncesinin Fenerbahçesi vardı.

Hafta boyunca bütün Fener camiası, sosyal medyanın Fenerlileri aynı minval üzere yazıp çizdiler; “Fenerbahçe için en hayati maç, kaybederse şampiyonluk şansı kalmaz”. Ancak Jesus pek o havada değildi; “Evinde yenilmemiş bir takıma karşı oynuyoruz, yetenekli oyuncuları olan, güçlü bir takım. Bizi oyun içinde zor durumlara düşüreceklerini biliyoruz ama en iyi yaptığımız işi yapıp, goller atıp maçı almak istiyoruz”. Maç öncesi yaptığı bu açıklama üç aşağı beş yukarı sezon başından beri her maç öncesi yaptığı açıklamaların kopyası gibiydi. “Gol yeriz ama daha fazlasını atmaya çalışacağız” diyordu kısacası.

Jesus’un tam beklediği gibi bir maç oldu. Sadece hakemi hesaba katmamıştı Jesus. Fenerbahçe üstün oynadı, çok pozisyon verdi ama mislisiyle pozisyon üretti ama gol atamadı.

İlk 10 dakikada Adana iki, Fenerbahçe Batshuayi ile üç net pozisyondan yararlanamadı. Rossi’nin müsait pozisyonda attığı şut da direği yalayarak auta gitti.

Onbeşinci dakikada Mert Hakan Yandaş’ın ceza sahası dışında önce kafayla indirip ardından nefis bir şutla attığı gol, VAR tarafından neden iptal edildi, kimse anlamadı. Rivayet olunur ki top kimsenin görmediği bir anda Mert Hakan’ın eline değmiş, bunu bir tek VAR’daki şahıs görmüş.

İptal edilen golün travması yaşanırken, bu kez sahneye İrfan Can Kahveci çıktı. Ceza sahası içinde topa yükselirken elini saklamayı beceremediği için penaltıya sebep oldu. Haftalardır eleştirilen Altay, Onyekuru’nun penaltısını kurtararak taraftarın yüzünü güldürdü.

İlk yarının büyük bölümünde sahanın hakimi Fenerbahçe’ydi. Rossi hariç tüm takım görevini yaparken, orta sahanın defansif yükünü çok büyük oranda Arao kusursuz biçimde yüklendi. Ferdi Kadıoğlu yine efsaneydi. Defansif anlamda Onyekuru’ya nefes aldırmazken sağ kanattan yapılan her atakta imzası vardı.

İkinci yarıda herkes Rossi’nin çıkmasını beklerken Mert Hakan ve İrfan Can çıkıp yerlerine Zajc ve Osayi girdi. Bu değişikliklerden sonra Osayi sağ beke geçerken, Ferdi açığa geçti. Ardından Jesus 77’de Arda ve King’i oyuna alarak bu golsüzlüğü kabul etmediğini gösterdi.

Fener yüklenirken, Adana Demir kontra ataklarla pozisyon ararken, kendine hakem süsü veren Palabıyık Altay’ın topa çıktığı pozisyonda penaltı verdi. Adana Demir öne geçtikten sonra Jesus yeni hamle yapıp önce Arda, ardından Emre Mor’u oyunu aldı.

Valencia’nın attığı golü yan hakem ofsaytla iptal etmek istediyse de, VAR’daki şahıs bu kez golü verdi. Sonrasında Arda ve tüm Fenerbahçe galibiyet golü için çabaladıysa da olmadı.

Valencia ve Batshuayi’nin bu kadar çok pozisyonda gol atamaması bir kenara bırakılırsa, maç sonunda söylenecek söz, “Dünya kupası öncesinin Fenerbahçesi geri dönüyor” olmalı.

Arda oyunda olduğu sürede yine etkiliydi, yine yaratıcı, yine üreticiydi. Neden Rossi maç boyu ortalıkta dolanırken Arda bu kadar geç girer, Jesus açıklamak zorunda. Valencia’yı en iyi Arda’nın beslediğini Jesus görmüyor olamaz.

Maçın son dakikasında, kendine hakem süsü veren Palabıyık, gözlerinin tam önünde Zajc yay üstünde rakip tarafından düşürülünce devam dedi. Kendine hakem süsü veren Palabıyık ve Fenerbahçe’nin son dakika tutunmasını önledi belki de.

Son düdükten sonra Jesus, kendine hakem süsü veren Palabıyık’a gidip “ben kulübeden pozisyonu görüyorum, sen iki metre önündekini görmüyor musun” dediği için bir de kırmızı kart gördü. Nasıl keyifliydi kendine hakem süsü veren Palabıyık, güller açıyordu gülücüklerinde.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Ümit Sezgin Arşivi