İNGİLİZ ARİSTOKRASİSİNİN BURJUVAZİYE EVRİLMESİ: “DOWNTON ABBEY

Downton Abbey”, 20. yüzyılın başlarında efsanevi transatlantik Titanik’in battığı yıldan başlayan ve İngiliz kraliyet ailesiyle akrabalık bağlantıları olan Lord Robert Crawley, Leydi Cora Crawley,  kızları ve anne Lady Violet Crawley ailesini; yaşadıkları büyük malikanenin hizmetlileri, başta kahya Charles Carson ve kadın kahya Mrs. Hughes olmak üzere, aralarındaki ilişkileri beş sezona yayılan 52 bölümle anlatıyor.

Bir televizyon dramasını, bir sinema filmine göre geniş kitleler nezdinde ilgi çekici kılan ve insanların ekran başına mıhlanmasına neden olan bir formül olabilir mi? Böyle bir soruya şüphesiz  formül verilemez. Özellikle günümüzde temaşa (seyirlik) kültürü yaşamın başat unsuru oldu. Bu ihtiyaç artık sadece televizyon kanalları aracılığıyla değil, aynı zamanda sansürün daha az hışmına uğrayan dijital platformlar aracılığıyla da karşılanıyor. Bu bağlamda da dramalar, filmler kadar ilgi çekmeye başladı.

20.YÜZYILIN KÜLTÜRÜ GÖRSEL KÜLTÜR

20. yüzyıl yazılı kültür geleneğinin önüne görsel kültürü geçirdi ve bu yüzyılın sanatı tartışmasız  sinema oldu. Edebiyat büyük bir sanat dalı olarak insanlığın öyküsünü, özellikle roman türü bağlamında başarıyla yansıttı ve yansıtmaya da devam ediyor. Diğer yandan gerek roman uyarlamaları gerekse de özgün dramalar, edebiyatın özellikle 19. yüzyılda yaptığını, 20. yüzyılın son çeyreğinde ve içinde bulunduğumuz yüzyılda da güçlü bir şekilde yapmaya devam ediyor.

İnsanoğlunun primat geçmişinden insansı bir kimliğe bürünmesi ve onu diğer canlılardan ayıran özelliklerinin ortaya çıkması binlerce yıl aldı. Bu süreci uygarlık diye tanımlıyoruz. Bu süreç evrile evrile farklı ırkların, farklı dillerin, farklı geleneklerin, kısacası insanlığa değgin her şeyi içeren kültürün oluşmasını sağladı.

HOMO SAPIENS “AKILLI İNSAN”

İnsanoğlunu, diğer canlıların önüne geçiren temel üstünlüğün aklını kullanabilme yetisi olduğu kabul edilir. İnsan türünün başlangıcı kabul edilen “Homo Sapiens”in anlamı da akıllı insandır. Bu akıl günümüzde her ne kadar doğanın, diğer canlıların ve yaşadığımız gezegenin hayrına yönelik kullanılmasa da, insanlığın aklını kullanarak özellikle 20.yüzyılda devasa ilerlemeler sağladığı ve 21.yüzyılın dünyasının da bu ilerlemelerin üzerine bina edildiğini iddia etmek abartı sayılmamalı. Şüphesiz bu süreçte insanoğlu varolduğu günden bugüne kadar gelişen bir ivme aracılığıyla bir değişim yaratsa da önceki yüzyılın, devasa gelişmelerin merkezi olduğu gerçekliği değişmiyor.

Bir televizyon draması özellikle küresel oyuncu olan Netflix gibi dijital platformlarda, küresel ilgiye de yönelik oluyor. Pratikte ise bir dramanın farklı kültürlere ve onun katmanlarına hitap eden özellikleri de olacaktır şüphesiz... Her kültür evrensel olguları yansıtırken, kendi kültürel genetiğinden beslenir. Örneğin Orta Çağın egemen düzeni olan feodalizmi tarihsel bağlamda ele aldığınızda, ait olduğu toplumun kültürel genetiği belirgin olacaktır.

ORTA ÇAĞ VE FEODALİZM

Server Tanilli’ye göre Orta Çağ kavramından şunu anlamak gerekiyor: Orta Çağ tarihi, feodal rejimin yani feodal sosyo-ekonomik oluşumun tarihidir aslında. Feodalite kavramı, burjuva tarihçiliğinde, XVIII. yüzyıldan başlıyarak doğmuştur. (…) Feodal rejim, toprağın, temel üretim aracı olarak, büyük toprak sahiplerinin elinde olduğu bir üretim biçimidir; öyle ki, bu büyük toprak sahipleri, o toprak üzerinde kendi bireysel ekonomilerini yöneten bağımlı köylülerin emeğini sömürürler. Feodalizm, ülkeden ülkeye ne denli çeşitlilik gösterirse göstersin, feodalitede üretim ilişkilerinin temeli budur.

İNGİLİZ FEODALİZMİNİN RESMİ

“Downton Abbey” nin odak noktası olan İngiliz Feodalizmiyle, Fransız Feodalizmi arasında ya da Osmanlı İmparatorluğu’nun feodal düzeni arasında farklılıklardan bahsedilebilir. Temelde monarşi özellikle hristiyan dünyasında kiliseden güç alırken, geçmiş kültürümüzü temsil eden Osmanlı İmparatorluğu gibi, toprakta özel mülkiyetin olmadığı bir devlette, monarşi Sultanda vücut bulurken, Şeyhülislam, iktidarın, Padişahın payandası olarak öne çıkar.

“Downton Abbey”, 20. yüzyılın başlarında efsanevi transatlantik Titanik’in battığı yıldan başlayan ve İngiliz kraliyet ailesiyle akrabalık bağlantıları olan Lord Robert Crawley (Hugh Bonneville),  Leydi Mary Crawley (Elizabeth Mc Govern), kızları ve anne Lady Violet Crawley (Maggie Smith) ailesini; yaşadıkları büyük malikanenin hizmetlileri, başta kahya Charles Carson (Jim Carter) ve kadın kahya Mrs. Hughes (Phyllis Logan) olmak üzere, aralarındaki ilişkileri beş sezona yayılan 52 bölümle anlatıyor.

ARİSTOKRASİ BURJUVAZİ KARŞITLIĞI

Dizi Aristokrasinin sert ve mesafeli sınıfsal ilişkilerine yoğunlaşırken aynı zamanda ortaya çıkan toplumsal dönüşümü, gelişmeye başlayan kapitalizmle birlikte ve onun egemen sınıfı burjuvaziyle  aristokrasi arasındaki çatışmaları da anlatıyor. Şüphesiz bu ilişki ağını deşifre edebilmek için, diziyi ilgiyle izlemek ve anlatılan toplumsal dönemin yapısı ve katmanları arasındaki ilişkilere aşina olmak önemli.

Aristokrasinin kibri 1. Dünya Savaşı sonrasında, verilen kayıplar ve yaşamın sorgulanmasına dönük algılarla yumuşasa da, gerçek bozgun ise bozulan ekonominin asalak bir sınıf olan aristokrasinin sevimsiz yüzünü somut hale getirip, savaş sonrasının koşullarında onun çöküşünü hızlandırmasıyla ortaya çıkıyor. 

Şüphesiz tarihsel dinamiklerle ortaya çıkan olguları kendi bağlamı içinde değerlendirmek gerekir. Orta Çağ’ın tarihi, köleci rejimin düşüşüyle, yani V. yüzyılda başlar; ve Avrupa’nın en ileri ülkelerinde burjuva devrimlerinin, yani kapitalizmin doğuşunu izleyen devrimlerin başlamasıyla sona erer. Bu çerçeveden bakıldığında, feodalizm de köleci topluma göre daha ileri ve özgür bir düzeni temsil ediyordu, tıpkı burjuvazinin aristokrasiye göre temsil ettiği rol gibi…

GÖRKEMLİ BİR DRAMA “DOWNTON ABBEY”

2010-2015 yılları arasına yayılan ve 52 bölümden oluşan “Downton Abbey”, görkemli bir prodüksiyonla ve başarılı bir cast ile gerçekleştirilmiş. Ele aldığı döneme ilişkin yukarıda özetlediğimiz süreci, gündelik olaylar bağlamında ve kimi zaman da yıllara yayılan bir süreç içinde başarılı bir şekilde yansıtan bir dönem dizisi.

Sinema ve televizyon dizi film sektörü için dönem filmi yapmak meşakkatli ve zor bir iştir. Başarı sadece özel efektler ya da dijital teknolojinin sihiriyle ortaya çıkmaz. Sağlam bir senaryo, güçlü bir dramaturji, usta işi oyunculuklar ve alanlarında yetkin pek çok sanatçının, başta görüntü yönetmeni ve sanat yönetmeni olmak üzere desteğine ihtiyaç duyulur. Daha sonra filmi de çekilen “Downton Abbey”, saydıklarımızın tümünü içinde barındıran bir televizyon dizisi.

Yazımızın başında belirttiğimiz gibi “Downton Abbey” izleyiciyi ekran başına mıhlayabilecek özellikler içerirken; İrlanda Kurtuluş Ordusu üyesinin şöför olarak girdiği evin leydi ünvanlı kızıyla evlenmesinden, yakışıklı bir Türk hariciyecisi Kemal Pamuk’un (Theo James), Lord Robert Crawley’nin büyük kızı Leydi Mary’nin (Michelle Dockery) yatağına girerek bir skandala neden olması gibi entrikaları da içeriyor. Dizinin ayrıca 15 “Emmy” ödülü de olduğunu anımsatalım. İyi seyirler.

Kaynaklar:

Server Tamilli, Yüzyılların Gerçeği ve Mirası İnsanlık Tarihine Giriş, Ortaçağ II, Say Yayınları, 2. Basım, 1990.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Bülent Vardar Arşivi