“İnsan aydınlıkta da yok olabilir”

2021’de yayınladığı “Aç Yeniden” şarkısıyla ilk çıkışını yapan ve Neşet Erteş’in “Neredesin Sen”ine getirdiği farklı yorumla kendi alanını genişleten Neyzen, yeni teklisi “Unut Beni”yi yayınladı. Uyuşmazlıkların çatıştığı içsel çakışmalarla ortaya çıkan umutsuzluğu ve bunun içinde yavaş yavaş kaybolan insanı anlatan şarkıda Neyzen’e çellosuyla Erdinç Çandar eşlik ediyor ve Neyzen’in yerinde tanımlamasıyla, “çello şarkı boyunca sözlere cevap veriyor.” Neyzen’le müzik geçmişini, “Unut Beni”yi ve planlarını konuştuk.

Müziğe henüz çocuk yaştayken koroda şarkı söyleyerek başlamışsın ama Linkin Park ‘çakralarını’ açmış diyelim. Ne çekti Linkin Park’ta seni bu kadar?

Müziğe çocuk yaşta yöneldim, evet. Koroda şarkı söylemek benim için sürecin bir parçasıydı ama Linkin Park'ı keşfedince başıma gelen duygu yoğunluğu, hayatımın geri kalanına yön verecek kadar keskin karar almamı sağlayan şey; ailemin, özellikle büyük abimin müzik zevkiydi. Evde her zaman harika bir kültür karmaşası vardı, annem türkü dinlerdi, ortanca abim özgün müzik, büyük abim ise hep rock ve metal dinlerdi ve benim de ilgimi o çekerdi: Metallica, Guns N’ Roses, Michael Jackson gibi büyük dünya devleri, Pentagram, Şebnem Ferah, Özlem tekin, Kurban, Objektif ve daha onlarca muhteşem isim… Bütün bunlar yer etmişti ruhumda fakat hepsinin sentezi diyebileceğim bir oluşum gelip bombamın pimini çekti. Tek seferde, tek klipte tek şarkıda Linkin Park (Somewhere I Belong) büyük bir sarsıntı yarattı bende ve onları dinlerken hissettiğim duyguların, kurduğum hayallerin, yapmak istediklerimin hiçbir sınırı yoktu artık. Daha o akşam geleceğimi görüyordum çünkü artık ne yapmak istediğimi biliyordum.

Sonra da müziğin içinde kaybolmuşsun. Kimler var o zamandan kulağına çalınan? Hangi müzisyenlerle iç içeydin? Kimlerden besleniyordun ve besleniyorsun?

Artık ne yapmak istediğimi biliyor ve geleceğimi görüyor olsam da çıktığım yolu hiç bilmiyordum. Sadece hedeflerimle ilgilenen tecrübesiz biriydim ve gerçekten kaybolmuştum. Buna olgunlaşma sürecinin başlangıcı diyorum her zaman. Gelişim sürecimde bana her açıdan en büyük katkıyı Melih Gayretli verdi. Melih benim için şüphesiz bu yoldaki en büyük şanstı. Onun sayesinde tanımadığım müzikleri, bilmediğim onlarca ismi sadece öğrenmemiş, anlamıştım da. Ardından da Sedat Aksoy müthiş bir şanstı benim için. Sedat, tıpkı benim gibi, bütün müzik-kültür karmaşasını kendi dünyasında harmanlayıp hem analiz ediyor hem de uyarlıyordu. Ruhu bana çok benziyordu ve o da hissetmiş olacak ki hem Melih'le hem Sedat'la 20 yıla yakındır birlikte müzik yapıyoruz. Bu süreç başladığında ilk önce gidip bana gitar aldık. İşte o zaman kulağıma çalınan şarkılar, gruplar, isimler, hepsi anlam kazanmaya başladı. Gitara başlamak yola çıkmak için en doğru adımdı ve onca saydığım dünya devlerine karşın çaldığım ilk şarkı da Mavi Duvar'dı. O zaman anlamıştım, hedefim belli olsa bile ufkum geniş olmalıydı. Ben de önce kendi dilimdeki kültürlere yöneldim. Anadolu Rock bu durum için müthiş bir fırsattı. Aşık Veysel Şatıroğlu, Mazhar Fuat Özkan, Haluk Levent, Kıraç, Moğollar, Cem Karaca, Barış Manço gibi büyük ustalara yöneldim ve hâlâ onlardan besleniyorum. Rock ve metal tutkumu beslemek içinse vazgeçilmezim Linkin Park, ardına Evanescence, Metallica koyabilirim ama devamında Iron Maiden, Nightwish, Slipknot, Scorpions, Iced Earth, Children Of Bodom, Rammstein, System Of A Down, Korn gibi hem melodik hem de altyapısı güçlü efsane ekiplerle besleniyorum.

Türkülere de özel bir hayranlığın var sanırım…

Yaşadığımız coğrafyanın tarihi o kadar derin, büyük ve etkileyici ki bu topraklarda doğmuş olmak bu açıdan büyük şans. Tarihe her zaman ilgim olmuştur ve türküler tarihi en güzel anlatan sanattır bana göre. Eski türküleri dinlerken her sözün, her melodinin, kayıtlara yansımış her sesin gerçeği en saf hâliyle anlattığını doğrudan anlarsınız. İşte bu gerçeklik beni hayran bırakıyor ve bu hayranlık hiç sıradanlaşmıyor. Bu hayranlığım bana başka ufukları da açtı. Sonuçta türkü dediğimiz kültür, dünyanın her yerinde var. Batının türküsü blues mesela. Neşet Ertaş - Neredesin Sen cover'ımda yaptığım sentezin temeli de buna dayanıyor.

İlk bestelerini de yıllar önce yapmaya başlamışsın ama ilk şarkın “Aç Yenideni 2021’de yayınlamışsın. Neden bu kadar bekledin?

Belli bir olgunluğa gelmeyi bekledim sanırım. Kendimden emin olmak benim için çok önemli. Kendi müziğine inanmak ve kendini anlamak ciddi bir iş. Bunca zaman içerisinde çok beste yaptım, çok beste eledim. Kendime neyin yakıştığına karar vermek kolay olmuyor. Öte yandan Türkiye'deki şartların zorluğu da bu durumu çok etkiliyor ki zaten "Aç Yeniden" şarkısı bir bakıma bu durumları anlatıyor. 

Yeni şarkın “Unut Beni” nasıl ortaya çıktı?

"Unut Beni" gecenin bir yarısı kendime ve çok sevdiğim bir dostuma üzülürken ortaya çıktı. Onun dünyasına yakından aşina olduğum için kuvvetli bir empati halindeydim ve bir türlü uyuyamıyordum. Kafamda hem yaşadıkları hem de çaresizlik içinde kaldığı anlar canlanıp duruyordu. "Adamın hayatı iyice kan revan oldu" diye bir laf ettim kafamda ve o an yataktan fırlayıp sabahın dördünde elime gitarı aldım; söz ve müzik aynı anda ilerledi.

“Unut Beni” için “müzik dilini bulma yolculuğundaki bir kilometre taşı” açıklaması var. Ne farkı var “Unut Beni”nin? Bir de bu işlerin zamanı, sırası belli olmaz ama henüz üçüncü şarkı bu kadar emin konuşmak için erken değil mi? Belki ruhun bir yere doğru esecek ve çok farklı bir şarkı yapacaksın…

"Unut Beni" şarkısında en büyük fark çello. Sevgili Erdinç Çandar'ın kalbinden kopan kelimeler. Çello şarkı boyunca sözlere cevap veriyor. Umudun yok oluşunu anlatıyoruz çello melodileriyle. Klipte Erdinç beyaz giyindi; beyazın her zaman aydınlığı temsil ettiğini biliyoruz ama insan aydınlıkta da yok olabilir. Bu yolda ilerlerken sürekli değişim halindeyiz aslında. Belki ruhum başka yere doğru eser ve çok farklı sonuçlar çıkar ortaya ama bazı yapraklar sadece savrulur; rengi değişmez, yeri değişir. Düştüğü yere kendince yakışır, tekrar savrulur, tekrar düşer, yine yakışır. Doğal olmak için doğal olanla uyumlu olmak gerekir.

Sırada neler var? Konserlerde izleyebilecek miyiz? Ya da yeni şarkılar yolda mı?

Yaz boyunca aslında bir dizi konser gerçekleştirdim ama hepsi özel konserlerdi. Halka açık konserler içinse kolları sıvamaya başladık ve planlamalar bitmek üzere. Bir aksilik çıkmazsa kışa doğru yoğun bir takvim bizi bekliyor.  Öte yandan yeni şarkılar yolda hatta iki tanesi hazır ve onların yayın tarihlerini belirlemek üzereyiz. Umuyoruz ki iki şarkı da amacına ulaşacak ve devamında bir çok şarkıya güzel bir zemin hazırlayacak.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Burak Soyer Arşivi