Ne denir buna?

İsmail Kartal'ı mı eleştireyim? Oyuncu değişikliklerini mi yazayım? Ne yapayım? Bütün yanlışlara rağmen penaltılara kalıp bu kadar kötü penaltı attığımıza mı yanayım? Üç penaltı kaçırdık üçü de aynı köşeye. Zaten oldum olası nefret ederim penaltılardan. Tam
Rus ruleti. Kalitenin hiçbir önemi olmayan, tuhaf bir iş. Ama futbolun parçası, kardeşim bu kadar mı kötü atılır ya?

Sözün özü bu elenme, ilk maçta çıktığı yanlış kadro ve bu maçta yaptığı inanılmaz kötü değişikliklerle İsmail Kartal’a yazar. Resmen ilk maçta 3 yiyen kadroya döndü. Bir ara değişiklikleri rakip takımın hocası yapıyor herhalde dedim. Halbuki bu maçı 1-0 öne geçince çözmeliydi, bitirmeliydi. İsmail Hoca hala maçtan sonra “oyunun tümüne biz hakimdik” diyor. Yapma Hoca yapma, 60’tan sonra rakip kaleye bile gidemedik. Farklı maçlar mı izledik?

Tribünlerde uzun yıllardır görmediğimiz kadar iyiydik. 90 Dakika rakibe baskı yaptık. Ama atacaksın o ikinci golü, atsana kardeşim. Penaltılar bitince biz de bittik. Bu gece Fenerbahçe hiç olmayacak biçimde Avrupa'ya veda etti. Bu cümleyi yazmaya elim bile gitmiyor. Böyle olmamalıydı bu işin sonu. Birkaç gün bize müsaade, kendimizi toplayıp tekrar lige odaklanmamız lazım. Ama zor, zamana ihtiyacımız var, zira bu maç çok travmatik oldu, taraftarlar için.

Önceki ve Sonraki Yazılar
İbrahim Can Arşivi