Merkez Bankası ne yaptı? Ne yapmalı?

Merkez Bankası’nın ne yapacağını değil ne yapması gerektiğini konuştuğumuz için bazen beklentilerimiz çıkmıyor. Siyaseten faizleri artırmasının mümkün olmadığını kabul ettik. Ancak faiz düşürmesinin yan etkileri sebebiyle sürekli uyarıda bulunurken, “Herhalde böyle bir çılgınlık yapmazlar” diyoruz. Fakat iş rasyonelliğin dışına çıkınca böyle bir kararın öngörülebilmesi mümkün olamıyor.

Politika faizlerinin düşürülmesinin reel sektör ya da ticaret erbabına herhangi bir faydası olmuyor. KKM ile “faizi artırmış görünmeden faizi artırmak” çabasının krediler tarafında bir karşılığı olmayınca, bu sefer “anlamsız” hale getirildiği iddia edilen politika faizleri 100 baz puan düşürüldü. Madem anlamsız hale getirilmişti, o zaman neden düşürüldü ?

Bu sorunun cevapları ancak şunlar olabilir:
• Düşük fonlama maliyeti ile kaynak toplayan ama kısa vade ve yüksek faizle parayı satan bankaların üzerine algı baskısı oluşturmak.
• Gelecekte yükselmesi muhtemel faizler gerçeğinde elde fırsat varken düşürebilmek.
• Mevduat faizlerini bir ya da birkaç puan zorla aşağıya düşürmek.
• Finans piyasasına astronomik kârlar yazdırarak “güçlü” bir imaj vermek.
• Büyümenin yavaşladığını görerek önden yüklemeli müdahale yapmak.

Bunların haricinde şu anda aklıma gelmeyen birçok sebep de eklenebilir. Yine de hiçbiri tam anlamıyla Merkez Bankası’nın uygulamalarını mantıklı bulmamızı sağlamıyor. Enflasyonun düşmediğini kabul edip “küresel resesyon riski” öne sürülerek faizleri düşürmek, hele ki piyasa faizleri ile korelasyonun kopmuş olduğu bir süreçte sonuç veren bir adım olmayacaktır.

Bu kararın başarısını bir kenara bırakıyorum ama yan etkilerini bertaraf etmek için neler yapılacağını gerçekten merak ediyorum.

Bu arada piyasaların kredi notlarına olduğu gibi Merkez Bankası kararlarına karşı duyarsızlaştığını da göz ucuyla takip ediyorum.

Kültürel bir başkalaşımdan da geçtiğimizi söylesem yanlış olmaz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Emre Alkin Arşivi