ŞAMPİYONLUK MAÇI GİBİ…

Altı yıldır yenemediği Sivas’ı ikinci yarıyı on kişi oynayarak yendi Fenerbahçe. İlk yarı dengede giden maça on kişi kaldıktan sonra hakim olan Fenerbahçe ikinci yarı rakibe pozisyon bile vermedi. Hakem Hüseyin Göcek her iki takımın da tepkisini çeken çok kötü bir yönetim gösterdi.

Avrupa’dan keyifle dönen, formda, motive, hızlı ve sağlam top oynayan iki takımın mücadelesinin her iki ekip için de zor olacağı baştan belliydi.

Fenerbahçe tribünlerinde birkaç kendini bilmezin yaptığı terbiyesizliği yıllardır unutmayan ve öfkesini yenemeyen Rıza Hoca, kendisi için Fenerbahçe karşılaşmasının Avrupa Kupası maçlarından bile daha önemli olduğunu hafta içinde açıkladı. Hatta, bu maç için kimi oyuncularını Avrupa’da yedek soyundurdu.

Sivas’ın bu hazırlığını bilen Jesus da maç öncesinde “ofansif olarak iyiyiz ama bu maçta defansif olarak da güçlü olmalıyız” dedi. Bu amaçla dörtlü defansı ve önlerinde de Arao, Crespo ikilisini tercih etti.

Maç Fenerbahçe’nin iki dakika içindeki iki pozisyonuyla başladı. Crespo’nun kafa vuruşu da İrfan Can’ın ceza sahası dışından nefis şutu da Sivas kalecisinde kaldı. Sivas sert faullerle Fener’in ilk baskısını gol yemeden atlattı. Ardından Fener’in temposunu düşürmek için orta sahada ve her iki kanatta sıkı bir baskı uyguladı. Gerektiğinde faul yapmaktan çekinmeyen Sivaslılar, Fener’in üstünlüğünü kırıp ilk yarının kalanında oyuna ortak oldu. Birkaç pozisyonda Fenerbahçe defansının arkasına sarkmayı başarsalar da Altay’ı geçemediler. Altay, Jesus’un ve taraftarın verdiği desteğin karşılığını bu kurtarışlarla ödedi diyebilir miyiz? Enteresan olan Sivas’ın neredeyse hiç ofsayta düşmemesiydi. Bunun temel sebebi Fener’in diğer maçlardaki kadar ileri çıkmamasıydı.

Fener’in ilk yarıda istediği tempoyu yakalayamamasının bir nedeni de sol açıkta Emre Mor, ilerde de Basthuayi ve Valencia’nın önceki performanslarının gerisinde kalmalarıydı.

Batshuayi’nin ikinci sarı kartı ile başladı ikinci yarı. Bu sarının ağır olduğunu herkes kadar Rıza Çalımbay da biliyor olmalı ki, hakem Göcek’in bu hatasını affettirmek için yapabileceklerinden korkup daha 60. dakikada üç sarı kartlı oyuncusunu değiştirdi.

Bu maçın en çok çalışanlarından, kritik penaltıyı gole çeviren Valencia herhalde en çok faule maruz kalan futbolcu rekorunu kırmıştır… Ve Göcek buna seyirci kaldı.
Göcek için “bu adam neden Fener’in maçlarına veriliyor” diye soranlar var, yanlış, doğru soru “bu adam hala nasıl hakemlik yapabiliyor?” olmalı. Bu şahsın hakemliğinden memnun olan tek bir takım, tek bir oyuncu var mıdır acaba? …

On kişi kalmaktan paniğe kapılmayan Jesus oyun düzenini hiç bozmadan, tam tersine Emre ve Crespo’nun yerine Rossi ve Zajc’ı oyuna alıp takımı ileri itince Fenerbahçe oyuna hakim olmaya başladı. Sekseninci dakikada ise yorulan Alioski ve Kahveci’nin yerine Osayi Samuel ve İsmail Yüksek’i oyuna alan Jesus takımının tempo düşürmesine izin vermeyeceğini gösterdi.

Bu hamlelerle de yetinmedi. Jesus’un içindeki Obradoviç bu maç sık sık ortaya çıktı. Oyuncularına öfkelendi, kıpkırmızı bir yüzle bağırdı, çağırdı, hatalarını anlattı. Hiçbir futbolcusunun oyunu bırakmasına izin vermedi. Jesus’u Avrupa Şampiyonu olan Obradoviç’e benzeten bir ben miyim?

Daha 12. Haftada en yakın rakiplerinin 5 puan önünde liderlik koltuğunda oturan, artı 23 gol averajı taşıyan Fenerbahçe’nin yakaladığı özgüven her şeyden önemli.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Ümit Sezgin Arşivi