Hastalıklı insanlar

Öyle bir takımımız var ki her türlü melanetle mücadele ederken bir de kendi içinden çıkan hastalıklı insanlarla uğraşmaya mecbur kalıyor. Fetö bizi ele geçirme planlarıyla her numarayı yapar, uğraş dur. Yine mesela yayıncı kuruluş, ligin ilk haftasında gol beklentisinde 4,6 ile açık ara lider Fenerbahçe’yi maç sonrası sözde yorumcularıyla yerden yere vurur. Zannedersin ki Fenerbahçe 6 yedi. Direkten dönenler, kaçan penaltılar vs. vs. görmezler.  Utanmasalar dalga geçecekler. Az kaldı kapışmaya. 

Tabii “Fenerbahçeli" olanların da farkı yok. Mesela Serdar Ali Çelikler, maçtan sonra iştahla "Olmadı İsmail Hoca olmadı, sen biraz daha çalış" dedi. Birader ne olmadı? Olmayan ne? Sezonun başında, daha beraberliği yok, ligde en fazla gol beklentisine girmiş takım, olmamışmış. 

Bakın Altan Tanrıkulu, "Tadic sen ona buna bağırıp takıma liderlik edeceğine önce penaltıyı at" diyor. İnsaf yahu. Ya arkadaş penaltı kaçırmayan futbolcu mu var? Kaldı ki penaltı kaçırmak ve takıma liderlik yapmak arasında nasıl bir alaka var?   

Ciddiye alma bunları derseniz haklısınız ama benim uyarım zaten bu şahıslara değil, bunların gazına gelip kendi takımına aleni zarar veren Fenerbahçelilere. Tam da bunlar yüzünden kaleci Altay artık eski Altay değil. Bu şahıslar, en iyi yerli stoperlerden Samet'i de tek bir hata yüzünden gömer. İsmail Yüksek'i de beğenmez. Hatta bu mantalite, takım Sevilla'yı tam dize getirirken sahaya çakmak atar ve maçın bütün seyrini değiştirir. Yoksa ilk maçtan İrfan Can'ı ıslıklamayı, Altay'ı her türlü platformda sabah akşam yermeyi nasıl açıklayabiliriz? Nasıl bir taraftarlıktır bu? 

Tekrar söylüyorum, bu ve benzeri yorumcu arkadaşların gazına gelmeyin, ciddiye almayın, her bir oyuncunuza sonuna kadar iyi ve kötü oyunda destek olun. Biz zaten şampiyon oluruz, olamasak bile Fenerbahçe sevgisi ve taraftarlığı kupa veya şampiyonlukla ölçülemez. Biz hep doğruyu yapmaya mecburuz arkadaşlar.

Önceki ve Sonraki Yazılar
İbrahim Can Arşivi