Dün akşam kelimenin tam anlamıyla her şey idealdi Fenerbahçe'nin kazanması için. Coşkulu ve dolu tribünler, ideal kadro, istekli oyun, yeni Alex Arda'mızın resitali… Ee bir de malum camia puan kaybetmiş, daha ne olsun? Hatta bir de 2-0 öne geçmişiz, e bir zahmet yenelim artık değil mi? Hatta farka gidelim, karşımızdaki can çekişen İstanbulspor sonuçta. Ne yazık ki son haftalarda çok daha zor işler başaran Fenerbahçe bu sefer bunca şeye rağmen kazanmayı beceremedi.

Açıkçası, suçlu kim deseniz vallahi bir cevabım da yok. Hatta kimseye kızamadım bile. Kader böyleymiş dedim. Kader planı dedim demesine de bu kaderdeki hakem paylarını da görmezden gelemiyoruz. Rakip camiaya her hafta bol bol lehte hakem hataları, bize gelince adet olduğu üzere buz gibi gollerimizin iptal edilmesi, çok tartışmalı penaltılar verilmesi. Bu maçın başında Szalai’nin attığı golü neye dayanarak iptal etti hakem merak ediyoruz. Aleyhimize verilen penaltı, bana göre net hata, çünkü top Ferdi’nin vücudundan sekiyor, topla oynama kastı zaten yok. Burada kural çok net, ama ne fark eder, TFF rakip camia şampiyon olsun istiyor, gerekeni yapıyor. Ha kimileri “olsun bunlara rağmen dün akşam kazanabilirdi Fenerbahçe” diyebilir. Sıkıldık artık bu argümandan, neden biz hep hakeme rağmen
maç kazanmak zorunda kalalım? Hele de rakibim bunun tam tersi durumdayken. Bu sene bence şampiyonluk BJK maçında zaten gitmişti. Ondan sonrası artık mucizelere kalmıştı, o mucize bu hafta olacak gibiydi ama son saniyelerde gelen Eze’nin kafası işi değiştirdi.

10 kişi kalmış BJK'yi 1-0 öndeyken yenemezsen, küme düşme hattındaki İstanbulspor’u 2-0 öndeyken yenemezsen zaten şampiyon olamazsın. Tribünlerin maç sonu tepkisi pek haklı olmasa da doğal. Dün akşamki skoru, ne hoca, ne oyuncular, ve en önemlisi de bu taraftar asla hak etmedi.