Son Avrupa ve iki lig maçındaki hayal kırıklığını az da olsa telafi etti takım dün gece. Zira Başakşehir maçında hocanın ve takımın kötü performansı, rakibe aleni verilen 2 puanla birleşince bir hayli moraller bozulmuştu. Neyse ki dün akşam Fenerbahçe rahat bir maç izletti bize. Pek keyifli bir maç izledik. Güzel goller, bol ara pasları, kısa paslar her türlü keyif verici futbol atraksiyonu vardı.
Hocanın da bütün planı tuttu açıkcası. Sıradaki maç Aston Villa ile içerde de olsa, zor. Ne ligde ne de Avrupa'da tek bir puan kaybına tahammülümüz yok. Önce turnuvanın favorisini içerde yenip sonra da Bükreş deplasmanı. Arada da tabii ki bütün lig maçlarını kazanıyoruz. Bunları yaparsak oh ne ala! Bu arada rakibe hediye edilen puan demişken, ne oldu o iş? Hani şu bütün Türkiye’nin penaltı dediği elle oynama pozisyonu, hani VAR-MAR kimsenin görmediği pozisyon… Mideniz kaldırdı mı? Ya kardeşim ofsaytımsıyla şampiyon oldu bu takım o yüzden çok da 'şey' yapmamak lazım.
Neyse, biz kendi takımımıza da bakalım. Bize ciddi transfer lazım, forvet, kanat ve hatta orta saha. Bana sorarsanız bunlar olursa işin rengi değişir. Ama ciddi büyük transfer. Bir de Levent Mercan, Archie Brown’dan kesinlikle daha etkili. Brown'a bir şey oldu bana sorarsanız. Nene hala beklenen patlamayı, etkiyi yaratamadı. Her ne kadar istesem de dün akşamki maçtan sonra Talisca'ya laf etmek zor. Dolayısıyla şimdi yönetime büyük iş düşüyor, beklenen transferler için çalışmaya başlamışlardır umarım. Bu gece biz hem rahat hem de Avrupa'da 3 puanla uyuyoruz. Öyle olmayanlar düşünsün… “İçerde aslan kesilenler Avrupa’da kuzu kesiliyor” diyorlar, doğru mu bilmem…
