İ. Bülent Çelik

İ. Bülent Çelik

Seçimlerde Erdoğan aday olmayacak!

Temel Karamollaoğlu; Ruhat Mengi ile söyleşisinde, Mengi’nin:
“Diyelim ki şartlar değişti, AKP sizi razı etti. Birdenbire Cumhur İttifakı’na girmeniz mümkün mü?” şeklindeki sorusunu esprili bir şekilde:
“Mümkün!.. Beni cumhurbaşkanı adayları olarak ilan ederlerse!” diye yanıtlıyor.
· · ·
Amman deyim Temel Hoca!
O kadar sıkışmış durumdalar ki, şakasını bile yapma!
Kazanacaklarını bilseler değil sana, bildiğin “Kılıjdaroğlu”na bile adaylık teklifi götürürler.
Ama bu saatten sonra çok net görülüyor ki kimi aday yaparlarsa yapsınlar kazanamayacaklar!..
· · ·
Peki kaybedileceği belli bir seçimde de Erdoğan göz göre göre aday olur mu?
El cevap: Olmaz!
Ol-mazz!
Ve de şuraya yazıyorum, önümüzdeki seçimlerde Erdoğan aday olmayacak!
“Var mısın?” diyenle, hatta iddiaya giren ‘Tayyip Erdoğan’ olsa da girerim!
· · ·
Peki ne mi yapacak?
Onu da günü gelince konuşuruz!

Mustafa Mutlu neden mutsuz!

Mutlu’yu Halk Tv’de Ayşenur Arslan’ın ‘Medya Mahallesi’ programında izledim.
Mustafa, bildiğimiz Mustafa..
Yine “mış gibi” yapmadı.
Mış gibi yapanlara da, hangi cenahtan olursa olsun verdi veriştirdi.
· · ·
Sanki ülkede hukuk varmış da eksikleri varmış gibi yapanlara,
Sanki ülkede demokrasi varmış da daha iyi olabilirmiş gibi konuşanlara,
Sanki ülkede ekonomi yönetiliyormuş da bazı sıkıntıları varmış gibi yandan eleştirenlere,
Sanki ülkede eğitim varmış da problemleri varmış gibi tartışanlara,
Sanki bu ülkede bir yönetim varmış da daha iyi yönetebilirmiş gibi konuşanlara seslendi.
“Yok arkadaş! Bunlar varmış gibi davranmayın!” dedi.
“mış gibi” yapınca “az da olsa var!” sanılıyor demeye getirdi ki altına imzamı atarım.
· · ·
Yandaş medyanın, çalıştığı gazeteleri televizyonları satın alarak işsiz bıraktığı, Mustafa Mutlu’nun, pek paylaşım yapmasa da sosyal medyada on binlerce takipçisi var..
Onlar diyor ki: “Seni yine ekranlarda görmek istiyoruz!”
Ben de buradan ilgili televizyon kanallarının yöneticilerine hatırlatıyorum.
Mustafa Mutlu ayarında “mış gibi” yapmayan bir gazeteciyi ekranlarda görmek isteyen çok izleyici var.
Ben de onlardan biriyim.

Aynı gemideyiz ama gemi battı!

Başkanlığa yeniden atanan Ali Erbaş’ı yalnızca Diyanet İşleri Başkanı olarak görmek onun pozisyonunu oldukça eksik tanımlar.
Yeni model Şeyhülislam demek de lüzumundan çok fazla paye vermek anlamına gelir.
· · ·
İşin özü şudur:
AKP iktidarını bir gemi olarak tasavvur edersek, bu geminin kaptan ve mürettebatının, Ali Erbaş’ı açık seçik geminin “cankurtaran filikası” olarak konumlandırdığını görürüz.
· · ·
Gel gör ki bu filika’nın, batan gemiden kurtulan kazazedeleri güvenli bir limana taşıyabilecek kabiliyette olup olmadığı da son derece meçhul.
· · ·
Hayır, azgın dalgaların darbelerine dayanıklı olsa da, kazazede sayısı o kadar fazla ki bu kadar kazazedeyi alacak kapasitede bir filika henüz imal edilmedi!

Biz sormaktan bıkmayız!

Buradan üçüncü kez soruyoruz.
Biz sormaktan bıkmayız.
· · ·
Türkiye’den Bulgaristan’a geçerken aracının zulasında 100 kilo eroinle yakalanan; sonra da “Valla benim haberim yok, aracıma zula yapıp kardeşim koymuş. Elinde sarı paketler görmüştüm. Zaten kendisi de pek sabıkalıdır!” diyerek bir siyasal islamcıdan beklendiği gibi ilk fırsatta en yakınındakini satan, hakkındaki haberlere yayın yasağı getirilen, Avrupalı Müslümanlar Girişimi Sözcüsü olup, bir yandan Fransız vatandaşı iken bir yandan da Brüksel Büyükelçiliğimizin Basın Müşavirliğini yapmış Veysel Filiz ne durumda?
· · ·
Bu yılın Mart ayında CHP İzmir milletvekili Mahir Polat’ın “Veysel Filiz’i kim koruyor?”
başlıklı bir soru önergesi verdiğini, önerge verdiği Bakanın da bakanlık yaptığı bakanlığa, kendi şirketinden mal sattığı ortaya çıkınca önergeye cevap veremeden paldır küldür “affedildiğini” biliyoruz.
· · ·
Fransız vatandaşı olmakla birlikte vaktiyle, Brüksel Büyükelçiliğinde nasıl olup da Basın Müşavirliği görevini ifa ettiğini, Avrupalı Müslümanların sözcüsü iken nasıl olup da eroin taşıma gibi sigortasız bir işe bulaştığını merak ettiğimiz Filiz’in hali ahvali nedir?
Sağ mıdır? Selamette midir?
Kardeşinden başka satacağı kimse var mıdır?
Misal eroinleri kimden almıştır? Kime verecektir?
Hakkındaki yayın yasağı sürmekte midir?
· · ·
Merak etmenin cezası var mıdır?
Yoktur!
Öyleyse merak ediyoruz işte!

Bir makinistin düşündürdükleri

Adeta cinayetin bir başka adı olan “Çorlu tren kazasının 2018’den bu yana görülmekte olan davası olmasa idi, ister istemez yöneticilerin ‘temkin düzeyi’ bu kadar yükselmemiş olacak; 8. kez açılışı ertelenen Ankara- Sivas hızlandırılmış tren projesinin açılışı ertelenmeyecek, aynı eksik altyapı ile aynı ticari kaygı ile kısaca aynı gerekçelerle eksikli açılış yapılacak, mazallah belki de açılışı yapmak üzere bizzat trenle Sivas’a gitmek arzusunda olan Saray zevatının başına da bir iş gelmiş olacaktı!
Yeni hattın açılışı, tamamlanamamış işler nedeniyle neden 8. kez ötelendi?
Çünkü önünde sonunda; kazada yiten canların yakınları ve avukatlarının, filmlere konu olacak direnci sayesinde, göstermelik değil gerçek suçlularının adalet önünde terleyeceği anlaşıldı.
Kaza’nın üst düzey sorumlularının bir türlü istedikleri gibi sonuçlandıramadıkları ‘Çorlu Tren Kazası Davası’nın bir ders olduğu kesin.
Bütün acılı hikayelerine rağmen, bu kazanın, yöneticiler üzerinde böyle bir ‘ihtiyat efekti’ yarattığı hiç kuşku götürmez.
· · ·
Bu iktidar gider, yenisi gelir..
Bu gün olmasa da yarın, gerçek adalet tecelli eder ve bu dava gerektiği gibi sonuçlanır.
Gün olur, Devlet Demir Yollarının yöneticileri -halen kendi kadroları içerisinde mevcut olan- daha liyakat sahibi daha vicdanlı çalışanlardan seçilir. Sistem yenilenir, sinyalizasyon toparlanır, taşeronlar devreden çıkartılır, tren yolları, trenler, vagonlar uygun hale getirilir, her şey düzeltilir de bu: “16 leşim var, 6 daha olunca iki futbol takımı tamamlanıyor!” ifadesini sosyal medya hesabından paylaşacak düşüklükteki zihin mertebesini nasıl toparlanır?
Asıl sorun bu!

Önceki ve Sonraki Yazılar
İ. Bülent Çelik Arşivi