Türk Ordusu

Ben canlı izledim. İzlemeyenler, gündem tartışmalarından haberdar olmuştur. CHP Milletvekili Ali Mahir Başarır, canlı yayında, “Türk Ordusu Katar’a satıldı” dedi. Beyni ile dili arasındaki mesafeye hakim olamayarak, canlı yayın kurbanı oldu. O sırada reklam arası verildi. Herhalde o arada gerek stüdyoda, gerekse kanala gelen telefonlarda kıyamet koptu. Tekrar yayına geçildiğinde moderatör, haklı olarak, Başarır’dan sözlerini açıklamasını istedi. Başarır, tabii ki Türk Ordusu’nun tamamını kastetmediğini, onun bir parçası olan Tank Palet Fabrikası’nın satışını vurguladığını söyledi. Kimse tatmin olmayınca, “Sözlerimden Ordunun satıldığı anlamı çıktı ise geri alır özür dilerim” dedi.
Evet ifade talihsizdi, haddini ve maksadını aşmıştı. Ama özür dilendikten sonra konu kapatılabilirdi. Peki kapatıldı mı.
Tabii ki hayır… Başta Başkanları olmak üzere , AKP ve MHP, mal bulmuş mağrip gibi konuya sarıldı. Başarır’a, onun şahsında CHP’ye ve başkanı Kılıçdaroğlu’na en ağır kelimelerle saldırdılar. Sanki orduya ilk defa hakaret ediliyormuş ve özür dilenmemiş gibi savcılık soruşturma açtı. Ordu, bir kere daha siyasete alet edilmişti.
AKP’nin ve Başkanının sözlerine, bir gün sonra ve çok daha ağır sözlerle CHP, başta Kılıçdaroğlu olmak üzere, tam kadro cevap verdi. Her iki taraf arasında “Şerefsiz, haysiyetsiz, kepaze, terör örgütü borazanı, milli güvenlik sorunu haline geldiniz, ülkenin toprağını sattınız” sözleri havada uçuştu.
AKP siyaseti orduya sokmuştu. CHP, AKP’yi “Orduya siyaseti sokmakla” suçluyordu yıllardır. Ve bu olayda, orduya siyaseti sokanla, onu bundan dolayı eleştiren orduyu siyasetin merkezine koymuş, onun üzerinden siyasi rant elde etmek üzere hiç de seviyelerine uygun olmayan bir üslupla tartışıyorlardı.
Beyler yapmayın , çekin elinizi ordunun üzerinden.Yaptığınız tartışma en fazla silahlı kuvvetlere zarar veriyor. Sadece görevdeki mensuplarını değil, biz emeklileri de rencide ediyorsunuz. Kendinizce, bir tarih belirleyip, “Bu tarihten önce silahlı kuvvetlerin kötü; bu tarihten sonra iyi“ olduğunu söylemek, bu ülkeye ve silahlı kuvvetlere yaptığınız en büyük kötülüktür. En tepedeki bu tartışmanın, kışla gazinolarına, gemi salonlarına, orduevlerine sirayet etme olasılığı sizi ürkütmüyor mu?
Milleti, maalesef ikiye böldünüz. Bu kötülüğü silahlı kuvvetlere yapmayın. Yetiştirilme tarz ve amacımız bizi birarada tutuyor. Emeklisi ile muvazzafı ile, karşılıklı sevgi, saygı ve vefa borcu ile birbirimize bağlıyız.
Bu bağlılığın değerini anlayın…
Bu değeri, siyasi rant uğruna zayıflatmayın. Ülkemiz ve onun geleceği için…

Önceki ve Sonraki Yazılar
Atilla Kıyat Arşivi