Züğürtlüğe alışacaksın

Acı tatlı soslu bir yazı olacak bugünkü.

Bir fıkra ile başlayayım

Babasından kalan büyük bir mirası har vurup harman savuran birisi, elinde avucunda hiçbir şey kalmayınca Nasreddin Hoca'ya dert yanmış:

- "Hâlim çok kötü. Neredeyse dileneceğim. Derdime bir çare bul Hocam" demiş.

- "Merak etme evlât" demiş Hoca, "Yakında bu dertten kurtulacaksın." 

Mirasyedi heyecanlanmış:

- "Yine zengin mi olacağım, Hocam ?"

- "Hayır, evlâdım" demiş Hoca, "Züğürtlüğe alışacaksın."

Alıştık mı sizce ne dersiniz? 

Kullandığımız her şeye zam geldi. İçtiğimiz sudan tutun da çamaşır yıkadığımız deterjana kadar. 

Yapılan asgari ücret zammı, emekli maaşlarındaki artışlar ile gelen para, göz açıp kapamaya fırsat kalmadan bitti. 

Zamlar ücretlilerin cebine giren parayı yuttu çoktan. 

Daha bu işin enflasyonu var, bir tur, belki birkaç tur daha gelecek yeni zamlar var, kur artışı, bazıları kabul etmese de kur geçişkenliği var... 

Var da var yani. 

Evet, durum bir sarmala dönüştü. 

Perşembe günü Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Para Politikası Kurulu toplantısı yapılacak ve faizler bir kez daha arttırılacak. 

Ama arttırıldığı kadarı yine enflasyona yetişemeyecek ve dolayısıyla kura olan eğilim devam edecek. 

Kuru tutmak için KKM veya türevi bir ürün devam edecek. Belki enflasyona endeksli bonoları konuşmaya başlayacağız yeniden. 

Getiri arayışı bence bizi tekrar Borsa İstanbul’a getirecek. 

***

Ekonomi yönetimi ne yapacak? 

Ekonomi yönetimi en basit manada para bulmak zorunda. 

Zaten seçimlerde Mehmet Şimşek kozunun kullanılmasının gerekçesinin bu olduğunu da defalarca bu köşede yazmıştım. 

“Rasyonel zemine dönmeliyiz” sözleriyle bile nasıl havalara uçmuştu piyasa hatırlayalım. 

Aynı şekilde Merkez Bankası Başkanı’nın değişimini neredeyse havai fişekle kutlayacak piyasa, üyelerin hiçbirinin değişmediğini görmezden geldi. 

Mehmet Şimşek’in körfez gezisi sonrası şimdi Erdoğan körfez turuna çıkıyor. Muhtemelen belirli bir yere kadar olgunlaştırılmış görüşmeler, son temaslarla nihayet bulacaktır. 

Ancak ne olursa olsun sıcak para ile değirmenin suyu dönmüyor. 

Bir kerelik varlık satışları ise bana sadece yukarıdaki fıkrayı anımsatıyor. 

Çözüm çok net. 

  • Gerçek, rasyonel politikalar ile yol almak. 
  • Temcit pilavı gibi yapısal reform demek yerine yapısal reform yapmak. 
  • Üretmek. 
  • Ve hakça bölüşmek! 

Gerisi hallolur hiç merak etmeyin. 

Ve yazıyı sonlandırırken “Filenin Sultanlarına” sonsuz teşekkürlerimi sunmak istiyorum. 

Her birinizin emeklerine sağlık.  

Gururlandırdınız hepimizi. 

Önceki ve Sonraki Yazılar
Mine Uzun Arşivi