TBMM Faaliyet Raporu açıklandı: Sorular yanıtsız bırakılıyor, komisyonlar toplanmıyor

Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin (TBMM) geride kalan yasama yılına ilişkin faaliyet raporu, Meclis'in çalışma temposu ve komisyonların performansı hakkında dikkat çekici veriler ortaya koydu. Rapora göre, özellikle muhalefetin denetim mekanizması olan yazılı soru önergelerinin büyük çoğunluğu süresi içinde yanıtsız kaldı

Cumhuriyet'te yer alan habere göre; Geçen yasama yılında TBMM Başkanlığı'na toplam 17 bin 585 yazılı soru önergesi sunuldu. Bu önergelerden 16 bin 865'i işleme alınmasına rağmen:

• Süresi içinde yanıtlanan önerge sayısı: Yalnızca bin 430 (%8,5).

• Süresi geçtikten sonra yanıtlanan önerge sayısı: 7 bin 422.

• Yanıtlanmayan önerge sayısı: 8 binden fazla.

Meclis Başkanlığı'nın, önceki yıllarda olduğu gibi bu yıl da Cumhurbaşkanı Yardımcısı ve bakanlıklara yazı göndererek, yanıtların süresi içinde, tam, yeterli ve tatminkâr nitelikte hazırlanmasını rica ettiği bilgisi rapora yansıdı.

Eşitsizlik var

Faaliyet raporuna göre, komisyonların çalışma yoğunluğunda büyük bir dengesizlik gözlendi:

Rapor, özellikle muhalefetin yasa tekliflerini beklettiği ve toplumsal konularla ilgili olması gereken Çevre, Eğitim, Adalet ve Sağlık gibi komisyonların toplantı sayısının 5'i geçmediğini ortaya koydu. Bu durum, iktidarın torba yasa alışkanlığı ile Plan ve Bütçe Komisyonu'nu merkez alarak hızlı yasama süreci işletmesinden kaynaklandığı şeklinde yorumlandı.

Çalışan yük gibi görülüyor

Meclis'teki bu tabloyu değerlendiren CHP Grup Başkanvekili Murat Emir, iktidarın çalışma anlayışını eleştirdi:

“Komisyon çalışmasını bir yük gibi görüyorlar. Bu yüzden getirdikleri yasalar ya Anayasa Mahkemesi’nden dönüyor ya da beklenen sonucu üretmiyor. Dolayısıyla verimsiz, kalitesiz, Meclis çalışmasını bir yük gören, değer atfetmeyen bir iktidar anlayışı var.”

Emir, ayrıca muhalefetin tekliflerinin ve araştırma önergelerinin, içeriğine bile bakılmadan iktidar çoğunluğu tarafından peşinen reddedildiğini belirterek, siyasetin kavga alanı olarak algılanmasının yasama kalitesini düşürdüğünü savundu.