Merkez Bankası başında KKM ile ilgili uygulama tebliğini gönderdi. Şimdi geri dönüp gelişmeleri hatırlayalım:
- Merkez Bankası KKM ‘den dönüş için bir mevzuat çalışması açıkladı ama beklediği ilgiyi görmedi.
- Bunun üzerine politika faizlerini yükselterek KKM ‘den TL mevduat hesabına geçişi hızlandırmak istedi.
- Attığı adımın algısını yükseltmek için biraz rezervlerden çokça da farklı noktalardan döviz satışı yaptırdı.
- Böylelikle Dolar/TL’nin yükselişini teknik olarak kırmaya da çalıştı.
- Hafta sonu itibarıyla uygulama tebliğini açıkladı ve KKM’den kurtulma konusunda ne kadar ciddi olduğunu bir kere daha gösterdi.
Neresinden bakılırsa bakılsın maliyetli bir operasyon oldu diyebilirim ancak neticede TCMB yönetiminin hedeflediğini başarma ihtimali yükseldi. Bazı bankalardan gelen haberler gösteriyor ki KKM vadesi dolmuş olan mudilere en az 32 günlük olması şartıyla % 45’e kadar faiz teklif ediliyor. Elbette bu durum, Başkan Gaye Erkan’ın son sunumunda belirttiği “politika faizleri ve mevduat faizleri birbirine iyice yaklaştı” açıklamasını boşa çıkardı. Her iki faiz arasında 20 puan fark oluştu.
Uygulama tebliğine bakınca çok kolay olmayan ama “Bir şekilde tutturacaksınız” şeklinde bir hedef belirlendiğini görüyorum. Yine de bankalar kendilerine göre bir fizibilite yapıp hangi yolu seçeceklerine karar verecekler. KKM’de ısrar etmek düşük faizle Hazine'yi fonlamak gibi bir sonuç yaratacak, KKM‘den hızlı çıkış ise yüksek TL mevduat faizi sebebiyle bankaların işini zorlaştıracak. Bankaların işi kolay olmayacak.
Tüm bunlar olup biterken IMF heyetinin 4. Madde konsültasyonu çerçevesinde Türkiye’ye geliyor olması heyecan yarattı. Ancak, her iki taraf da bir kaynak talebi olmadığı konusunda açıklamalar yapınca heyecan yatıştı. Açıkçası ben kendi adıma IMF reçetelerinin çoğunlukla doğruyu göstermediğini ve enflasyonla mücadele ile istikrar anlamında yan etkisi olan pek çok işe imza attıklarının altını çizmek istiyorum. Dolayısıyla “IMF reçetesi” dendiğinde nedense endişeleniyorum. Bunu bir Youtube videosunda etraflıca anlattım.
Bundan başka IMF’nin şu an Türkiye’nin ihtiyacı olan kaynağı veremeyeceğini, yerel seçimlere doğru hükümetin de böyle bir talepte bulunmayacağını da söylemek falcılık olmaz. Piyasaların yeni ekonomi kurmaylarına isimlerinden doğan bir güveni var ancak bunun doğru icraatlerle pekişmesi gerekiyor ki IMF gibi bir doğruluğu tartışmalı bir çıpaya ihtiyaç kalmasın.
