Tatildeyiz Ama Birlikte Değiliz

İki ayrı enflasyon ve iki ayrı Türkiye’yi yaşıyoruz. Toplumun üst gelir grupları ile alt gelir grupları arasındaki fark sadece açılmakla kalmıyor, bu iki grup artık neredeyse farklı ülkelerde yaşıyormuş gibi hissediyor. Ekonomide bu olguya “gelir kutuplaşması” diyoruz.

Bayram geldi ve geçti. İki farklı Türkiye’de iki farklı bayram yaşandı. Birincisine “plaj Türkiye’si” diyelim. Bu Türkiye’de tatil beldelerinde bir beach club’a giriş 1.500 liradan başlıyor. Dört kişilik aile başı 6.000 lira veriliyor, üzerine yediğini içtiğini de sizin hayal gücünüze bırakıyorum.

Öte yandan “pazartesi Türkiye’sinde” dört kişilik bir ailenin açlık sınırı 25 bin lira ve o aile 30 gün boyunca sadece hayatta kalmaya çalışıyor. Birinci Türkiye’de tatile çıkan ailemiz aynı parayı harcayarak “erken rezervasyonla” denize girmeyi bir fırsat olarak görüyor. Aradaki fark sadece gelir farkı değil; hayat algısı farkı.

TÜİK diyor ki; 2023’te halk, gelirinin %20,6’sını gıdaya harcıyordu. 2024’te bu oran %18,1’e düştü. “Ekonomimiz büyüyor, halk artık gıdaya daha az harcıyor” demeyelim. Çünkü aynı dönemde kira harcamalarının payı %23,9’dan %26’ya çıktı. Kısaca, insanlar artık yemekten kesip kiraya veriyor parayı. Bu da bir tercih değil; mecburiyet.

Toplumun en yüksek gelirli %40’lık kesimi (kabaca 35 milyon kişi) tatile çıkıyor, kredi kartına taksit yapıyor, “hayat devam ediyor” diyor. Geri kalan 50 milyon ise ay sonunu düşünüyor, pazarda fiyat karşılaştırıyor, asgari ücret zammı için sosyal medyada kampanya başlatıyor.

Şimdi soruluyor: “Ekonomide kriz var mı?”

Ben de şunu sorarım: Hangi Türkiye’de yaşıyorsunuz?

Üst gelir grubundaysanız, kriz “biraz pahalıya” tatil yapmak demek olabilir. (Evet, artık tatil yapmak üst gelir grubu koşulu.)

Alt gruptaysanız, kriz karnını doyurmak ile barınmak arasında seçim yapmak demektir.

Alışveriş merkezleri kalabalık, kafeler dolu, tatil köylerinde yer yok. Ama bu tabloyu genellemek büyük hata olur. Türkiye büyük bir ekonomi. Sadece İstanbul ekonomisi tek başına 1,5 Portekiz ediyor. Ama o Portekizler kimin cebine giriyor? Paranın insanlara ne kadar eşit dağıtıldığını gösteren Gini katsayısına bakınca kimin cebine girmediğini görüyoruz. Türkiye 0.41(TÜİK) ile gelir eşitsizliğinde dünya ortalamasının üzerinde. Portekiz’de ise bu oran yaklaşık 0.31.(EUROSTAT)

Artık orta direk kalmadığına göre, ekonomik sınıfları alt ve üst olarak ikiye ayırabiliriz. Son 10 yılda en yüksek gelir grubunun payı %45,9’dan %49,8’e çıkarken Türkiye'deki insanların diğer YARISI asgari ücret ve civarında para alıyor.

İronik ama gerçek: Türkiye’nin yarısı tatilde, diğer yarısı tatile çıkanları izliyor. Gelir kutuplaşması budur.

Bu tablo kader değil. Gelirin adil bölüşülmesi, sosyal devletin güçlendirilmesi ve emeğin hakkının korunmasıyla bu iki Türkiye, yeniden aynı masada buluşacak.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Yağız Kutay Arşivi