Masumiyet yıllarımızın usta oyuncusu Kemal Sunal 79 yaşında

Sanat yaşamına efsane kabare tiyatrosu Devekuşu’nda başlayan, 1972’de Ertem Eğilmez’in dikkatini çekerek  Tatlı Dillim filminde rol alarak Sinemaya ilk adımını atan Kemal Sunal, yaşamı boyunca 82 filmde rol aldı. 1992 yılında Zeki Ökten’in yönettiği “Kapıcılar Kralı” filmindeki Şaban karakteriyle Altın Portakal Film Festivali “En İyi Erkek Oyuncu” ödülünü; 1998 yılında ise gene aynı film festivalinin “Yaşam Boyu Başarı Ödülü”nü aldı.

Türk sinemasında güldürü türünden bahsedildiğinde şüphesiz akla gelen ilk isimlerin başında Kemal Sunal gelir. Sinemamızın başka zirve oyuncuları gibi o da gündelik yaşamında normal bir insan; setlerde yansıttığı tiplerle ve kimi karakterlerle devleşen ve o karakterleri yaşayan, kanlı canlı insanlara dönüştüren büyük bir oyuncuydu.

UZUN SÜREN VEFA LİSESİ YILLARI

Kemal Sunal, 11 Kasım 1944 tarihinde İstanbul'un Küçükpazar semtinde Malatyalı bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi. Ünlü oyuncunun babası Migros'tan emekli Mustafa Sunal, annesi Saime Sunal’dır. Ailenin büyük çocuğu olan Kemal Sunal’ın, iki erkek kardeşi vardır. İlkokulu Mimar Sinan İlkokulunda okuyup, Vefa Lisesi'nden mezun oldu. Yaşamı dönüşen her ünlünün okul yaşamında olduğu gibi, onun da Vefa Lisesindeki felsefe hocası Belkıs Balkır'ın, Müşfik Kenter ile onu tanıştırmasının, Kemal Sunal’ın kariyeri açısından önemli bir yeri olduğunu belirtmek lazım.

Vefa Lisesi’ni 11 yılda tamamlayan sanatçı, uzun sürmüş lise macerasına şöyle açıklama getirmiş:  Bu benim tembelliğimden, salaklığımdan ileri gelen bir şey değildi. 15-20 kişilik bir grubumuz vardı. Beraber geçiyorduk, beraber kalıyorduk. Anlaşmış bir gruptu. Bir nevi haylazlıktı tabii…  Sunal, yüksek eğitimine İstanbul Gazetecilik Yüksekokulu'na başladı fakat tamamlayamadı. Diğer yandan eğitim yaşamı boyunca çeşitli işlerde çalıştı, elektrikçide çıraklık da yaptı. Bu günleri Sunal şöyle anlatır: Ekonomik durumumuz iyi değildi. Babam Migros'tan emeklidir. Yaz tatillerinde ayakkabı, kitap parasına yardımcı olmak için çalışırdım. 35 yaşında askere giden sanatçı, diğer askerlerin kendisini görünce gülmeye başlaması sebebiyle, birliğin düzenini bozduğu gerekçesi ile geri hizmete verilir. Usta birliğinde Armoni Mızıkası isimli moral grubuna dağıtımı olunca, Türkiye'nin birçok bölgesinde askerlik yaptı. Devekuşu Kabare'nin 1972-1973 mevsiminde Ankara turnesi sırasında tanıştığı Gül Sunal ile 1975 yılında evlendiler.

Yarım bıraktığı üniversite eğitimini Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesinin Radyo, Televizyon ve Sinema Bölümü’nde tamamladı. Daha sonra aynı yüksek öğrenim kurumunda yüksek lisans yaptı ve tez konusu olarak kendisini seçerek, "TV ve Sinemada Kemal Sunal Güldürüsü" isimli yüksek lisans teziyle mezun oldu.

SANAT YAŞAMINA DEVEKUŞU KABARE’DE BAŞLADI

Sanat yaşamına efsane kabare tiyatrosu Devekuşu’nda başlayan, 1972’de Ertem Eğilmez’in dikkatini çekerek "Tatlı Dillim" filminde rol alarak sinemaya ilk adımını atan Kemal Sunal, yaşamı boyunca 82 filmde rol aldı. 1992 yılında Zeki Ökten’in yönettiği “Kapıcılar Kralı” filmindeki Şaban karakteriyle Altın Portakal Film Festivali “En İyi Erkek Oyuncu” ödülünü; 1998 yılında ise gene aynı film festivalinin “Yaşam Boyu Başarı Ödülü”nü aldı.

Kemal Sunal’ın sinemaya başladığı yıllar ülkemizin henüz masumiyetini yitirmediği yıllardı. Sinema, televizyonun rekabetiyle kriz yıllarına girmeye başlasa da, belki de Atatürk’ün yaşadığı yıllar haricinde global olamayan ve yerele takılan insanımız, dünyaya kültürel anlamda yeterince açık bir ülke de olmamız nedeniyle; özellikle sinemamızı eğlence yaşamının merkezi yapmıştı. Şüphesiz apriorik bu tanımlamanın ekonomik koşullardan kaynaklanan nedenlerini de görmezden gelmemek lazım.

HABABAM SINIFI VE KÜLTLEŞEN İNEK ŞABAN !

Kemal Sunal, bu yıllarda insanlarımızın kalbine kazınmış ve pek çok filmi aracılığıyla geniş kitlelerin gönlünde yer tutmuştu. Başta "Hababam Sınıfı” (1974), “Mavi Boncuk” (1974),  “Salako” (1974),"Hababam Sınıfı Sınıfta Kaldı" (1975), “Hababam Sınıfı Uyanıyor(1977) ve “Hababam Sınıfı Tatilde" (1977), “Süt Kardeşler” (1976), “Tosun Paşa” (1976), “Kapıcılar Kralı” (1976), “Çöpçüler Kralı” (1977), “Kibar Feyzo” (1978), ”Bekçiler Kralı” (1979), “Dokunmayın Şabanıma” (1979), “Polizei” (1988) ,“Talih Kuşu (1989), “Propaganda” (1999) gibi oynadığı onlarca film sayılabilir. Özellikle “Hababam Sınıfı” filminde canlandırdığı “İnek Şaban” karakteri onun oyunculuk yaşamında kilometre taşıdır.

70’li yıllarda Kemal Sunal bir komedyen karakter olarak hem tiyatroda görünen bir yüz olmuş hem de sinema da daha sonra canlandıracağı “şaban” tiplemesi ile kült mertebesine ulaşmış ve başka büyük oyuncular gibi kendisini dönüştürme başarısı gösterip, özellikle 90’lı yıllarda başka bir Kemal Sunal ile seyircisinin karşısında çıkmıştı. Kemal Sunal filmlerinin güldürüsü satirik bir nitelik kazanmış ve filmlerinde de kara mizah öne çıkmaya başlamıştı.

CANLADIRDIĞI KARAKTERLERDEN FARKLI BİR STAR

Sanatçı kendi profilinin, oynadığı karakterlere göre farklı olduğunu şu sözlerle belirtmektedir: Ben özel hayatımda çok az konuşan, çok soğuk bir adamım. (...) Aynı zamanda iş ve ev yaşamında titizim... Kemal Sunal, hem yüzünün fizik yapısı hem de mimik ve jestleriyle 1930'lu yıllardan 1960'lı yıllara kadar, onun gibi sayısız komedi filmi çeviren Fransız komedyen ve şarkıcı Fernandel'e benzetilmiştir.

Peki Kemal Sunal güldürüsünün dayandığı toplumsal yapı neydi? Şüphesiz günümüzün popüler tanımıyla yerli ve milli halk kitleleri onun sinemasının destekçisiydi; diğer bir deyişle “sınıfsız Türkiye toplumunun” dayandığı geniş halk kitleleri... Bu tespitin temel dayanağı olarak, Kemal Sunal filmlerinde geniş kitlelerin kendilerinden bir şeyler bulduklarını iddia etmek abartı sayılmamalı.

Sunal, filmlerinde oynadığı iyi, saf ve komik adam rolleriyle beğeni kazandı. Sanatçı, komedi filmleri ağırlıkta olsa da dram türündeki filmlerde de yer aldı. Toplam 82 filmde rol almış olan sanatçının son filmi, 1999'da vizyona giren Propagan'dır. Bu filmde Kemal Sunal, kendisi gibi oyuncu olan oğlu Ali Sunal ile birlikte rol almıştır. Sinemamız Kemal Sunal’ı erken yaşta kaybetti. Henüz 56 yaşındayken 3 Temmuz 2000’de Ali Habib Özgentürk’ün yönettiği “Balalayka” filminin çekimine gitmek için uçağa bindiğinde geçirdiği kalp krizi onu aramızdan kopardı. Sunal, oldum olası uçaktan korkan birisiydi ve ne yazık ki korkunun ecele faydası olmadı!



KAYNAKLAR
 

Önceki ve Sonraki Yazılar
Bülent Vardar Arşivi