Türkiye sizinle gurur duyuyor

İran’da kadınların başlarını örtüp örtmediklerinin kamerayla izleneceği açıklandı. Bunun üzerine birçok İranlı kadın başları açık sokaklara döküldü. 

Erkeklere de şort giymek yasak İran’da. Kadınların başörtüsü protestolarına erkekler şortla sokaklara çıkarak destek oldular. Kadınlar durur mu? Bu kez onlar başları açık ve de şortla koştular sokaklarda. 

Çok yaşayın İranlı kadınlar. “Jin, jiyan, azadi” 

Böyle çağdışı zorlamalar Türkiye’de olmuyorsa Atatürk devrimi sayesindedir. Devrimin Türk milletinin çoğunluğu tarafından benimsenmiş ve içselleştirilmiş olması sayesinde. 

Yoksa İran’daki molla kafasından bizde de bolca var. Kenan Hoca adlı sosyal medya soytarısı "Sokaklarda şortlu erkeklerden geçemiyoruz ya, ne hale geldik. Koca koca adamlar şortlarla sokaklarda dolaşıyorlar. Ya arkadaşlar azıcık ar!" dediydi, hatırlayın.

Bir meymenetsiz üniversite rektörü de “Kadınla tokalaşmak ateş tutmaktan daha korkunç” buyurmuştu. 

E rektör öyle derse, Akapenin Gaziantep milletvekili adayları tanıtım toplantısında Hüdapar kontenjanından aday gösterilen bir tip bütün adaylar birbirlerinin elini havaya kaldırırken yanındaki kadın adayın elini tutmaz ve kadının eli havada kalır. Bunun da terbiyesizlikten başka izahı yoktur.

Avrupa Voleybol Konfederasyonu Kadınlar Şampiyonlar Ligi’nde yarı finale kalan dört takımın üçü Türk takımlarıydı. Eczacıbaşı İtalya’nın bir takımını elerken, Vakıfbank Fenerbahçe’yi saf dışı bıraktı. 20 Mayıs’ta Avrupa’nın en büyük kupasının final maçını iki Türk kadın voleybol takımı oynayacak. Muhteşem bir başarı değil mi?

Kadın basketbolunda da benzer bir durum yaşadık. Avrupa'nın en büyük kupası EuroLeague'in tarihinde ikinci kez Türk finali heyecanı yaşandı. Beşinci defa final oynayan Fenerbahçe, Kadınlar Euroleague'deki ilk yılında finale kalan ÇBK Mersin Yenişehir Belediyesi ile Prag'da karşı karşıya geldi. Fenerbahçe şampiyon oldu. Bir muhteşem başarı da bu.

Bu başarıların basınımızda hak ettiği yeri bulabildiğini söylemek zor. Erkek sporcularımız uluslararası alanda başarılı sonuçlar alınca yer gök inletilirken kadın sporcularımıza aynı ilgi gösterilmiyor.

Bunda ülkeyi yöneten gerici iktidarın yarattığı atmosferin etkisi olduğunu düşünüyorum. Kadınların spor yapmaları hacı hoca takımının sinirlerine dokunuyor. İktidarını devam ettirebilmek için en gerici siyasi güçlerle ittifak eden Akapeden bu kadar işte! 

Kadınların spor yapması kimyalarını bozuyor bunların. Hele o kıyafetler yok mu?

Gerici gazetenin bir yazarı, kadın voleybol takımımızın antrenörlüğüne erkek getirilmesini kınıyor. “Adına spor diyerek, kadınlara mayo giydirip ülke insanımın o saf, temiz duyguları nasıl suiistimal edilebilir ki” gibi laflar sayıklıyor. Mayolu kadın görünce kendinden geçiyor adam besbelli. Abdesti bozuluyor. Temiz duyguları suiistimale uğruyor. 

İnternette bize İslam dinini anlatan sayısız sitede İslam’ın kadının spor yapmasına bakışı konusunda şöyle cümleler var: “Kadının zindelik ve dinçlik kazanmak, fazla kilolarını atmak, kocasıyla oynaşmak için, mahremiyet sınırlarına riayet ederek spor yapması caizdir, yerine göre hoş ve sevap bir davranıştır”.

“Kocanla oynaşmak için spor yap” diyor resmen. “Sevaba girersin” diyor. Öyle ya, her şey erkek için.

Diğer bir fetva sitesinde şunlar söyleniyor: “Kadın, spor yüzünden mahremiyet ve tesettür sorunu yaşamamalıdır. Bu da erkek olmayan bir ortamda ve kadın kadına da olsa tesettürün gerekenine dikkat ederek spor yapması demektir. Aynı şekilde kamerasız ortamlarda olmalıdır spor. Spor yapılan merkezin sağlık görevlisi bile kadın olmalıdır”.

Hadi bakalım...

Bir başkasında “Kadınlar, yalnız kadınlara mahsus olan kapalı yüzme yerleri veya özel yüzme havuzları ve spor salonlarında yüzme ve diğer spor dallarından birini yapmalıdır” deniliyor.

Kadın sporcularımızın binlerce seyircinin ayakta alkışladığı başarıları bu yobazları çıldırtıyor doğal olarak.

Varsın çıldırsınlar. Zehra Güneş’ler, Ebrar Karakurt’lar, Eda Erdem’ler, Hande Baladın’lar ve diğerleri dünyanın en iyi voleybolcuları olmaktan vaz mı geçecekler? 

Hatice Akbaş, Şennur Demir, Buse Naz Çakıroğlu boksta dünya şampiyonu olacaklar yine. Dünya ve Olimpiyat şampiyonu Busenaz Sürmeneli bizi mutlu etmeye devam edecek.

Aysu Türkoğlu mayosunu giyip Manş denizini yüzecek, Şahika Ercümen dalışta on dünya rekoruna yenilerini ekleyecek, Tuğba Danışmaz Avrupa rekorlarını paramparça edecek üç adım atlamada. 

Çağla Büyükakçay ve İpek Soylu teniste gururlandıracaklar bizi. Nevriye Yılmaz basketbolda sayı rekorları kırmayı sürdürecek.

Başak Mireli yelkende, Yasemin Ecem Alagöz okçulukta harikalar yaratacaklar. Ayşe Begüm Onbaşı aerobik jimnastikte, Yasemin Adar güreşte yine dünya şampiyonu olacaklar.

İyi ki varsınız kızlar. O örümcek kafalılar tarihin çöplüğünde kaybolup gidecekler. Sizler bugün de yarın da nesiller sonra da göğsümüzü kabartmaya devam edeceksiniz.

Biliyorsunuz değil mi? Türkiye sizinle gurur duyuyor!

Bilin.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Kaya Türkmen Arşivi