Halim Bulutoğlu

Halim Bulutoğlu

1 Mayıs kutlamalarının Taksim’de yapılması mı, yapılmaması mı daha iyi?

İktidarda bir Taksim fobisidir gidiyor.

Neredeyse her özel günde Taksim Meydanı’nın polis barikatlarıyla kapatılması bir alışkanlığa dönüştü.

Taksim ki İstanbul’da kent yaşamının da turizm hareketliliğinin de merkezi.

Meydanın çepeçevre kapatılmasına bizler alıştırılmaya çalışılıyoruz da ya gelen yabancılar ne diyor diye düşünülüyor mu acaba?

Anladık ki iktidar hak, hukuk ve özgürlüklerle artık ilgilenilmiyor. Bu sorun gündemlerinde yer tutmuyor. Demokratik standartlar nasılsa artık dünyada da kimsenin umurunda değil diye bakıyor olmalılar.

İktidarı ilgilendiren temel mesele ise olan bitenin ekonomiye yansımaları. Burada bir sorun görülüyorsa, bir telaştır başlıyor. Ya geri adım atıyorlar, ya farklı bir seçenek oluşturmaya çalışıyorlar.

Madem öyle, Taksim Meydanı’nın özel günlerde kapatılmasının turizme ve ekonomiye etkisini gündeme getirmeye çalışalım.

Ve soralım, turizm açısından Taksim’in, mesela 1 Mayıs kutlamalarına açılması mı daha iyi, yoksa açılmayıp herkese ve bu arada turistlere de kapatılması mı?

Bu soruyu, sokaktan geçen herhangi bir insana sorsak ne cevap verir? Vatandaşlarımızdan başlayalım ve elbette turistleri de es geçmeyelim. Ve bu sokak anketini Taksim Meydanı’nın herkese kapalı olduğu günlerde yapalım. İstanbul’u ziyarete gelen yabancıların, şehrin en önemli meydanının polis barikatlarıyla çevrildiğini gördüklerinde ne düşündükleri, Türkiye’yi nasıl tahayyül ettikleri ve bunu kendi değerleriyle nasıl eşleştirdiklerini sorgulamakla ve böyle bir şehre yeniden ziyareti nasıl etkilediğini anlamakla da ilişkilendirebiliriz.

Nasıl bir sonuç çıkacaktır acaba? Bugünlerde yapılan anketlerde çok yaygın oran olan yüzde yetmişin altına iner mi dersiniz?

1977’deki Kanlı 1 Mayıs Olayları sonrası kutlamalara kapatılan Taksim Meydanı, uzun aradan sonra 2010 yılında yeniden açılmıştı.

AK Parti iktidarının henüz cicim günleri bitmemişti.

2010 Anayasa Referandumu’nun öncesiydi ve hükümet, altı yıl sonra kendisine darbe yapacak ortağıyla kol kola referanduma hazırlanıyordu. 12 Eylül yönetimi tarafından kaldırılan 1 Mayıs’ın bayram olarak kutlanma kararı da bir yıl önce alınmıştı.

O günleri gayet iyi hatırlıyorum.

1976 yılında Taksim nasıl bayram yerine döndüyse, 2010 yılında da öyle olmuş, rengarenk bayrakları ve flamalarıyla, yediden yetmişe on binler meydanı doldurmuş, coşku ve neşe zirve yapmıştı.

2011 ve 2012 yıllarında da farklı olmamış, kent ruhunu yeniden kazanmıştı. O yıllar ki İstanbul’da ve özellikle Beyoğlu, İstiklal Caddesi ve Taksim’de turizmin zirve yaptığı yıllardı.

Belki unutmuş olabilirsiniz, 2010'da İstanbul Avrupa'nın Kültür Başkenti idi.

Avrupa’nın metropolleri, Paris, Londra, Madrid başta, İstanbul’daki bu canlılığa, üstelik de kültürel canlılığa şapka çıkarıyor, biraz da kıskanıyorlardı. O kıskançlık ki Sayın Erdoğan’ın Almanlar bizi kıskanıyor demesine benzemiyordu. Sonra ne olduysa, 2013 Gezi olayları sonrasında oldu. Taksim yeniden kapandı.

O gün bugündür Türkiye’de ekonomi de dikiş tutmuyor. Bunu İstanbul turizmi açısından da söyleyebiliriz.

Şimdi dönüp tekrar soralım.

Ekonomi ve turizm açısından Taksim’in 1 Mayıs kutlamalarına kapanması mı daha iyi, yoksa kapanmaması mı?

Önceki ve Sonraki Yazılar
Halim Bulutoğlu Arşivi