100 yıldır yerimizde sayıyoruz

Çok acı ama gerçek bu: Fenerbahçe-Slavia Prag maçları 100 yıldır yerimizde saydığımızı göstermek gibi bir ders içeriyordu. Cumhuriyetin ilk yıllarında ülkemize sık gelen takımlardan biri Slavia. O günlerde de içerde-dışarda bizim takımları rahatlıkla, yani farklı sonuçlarla yenermiş.

Asırlık bir zaman dilimi içinde elbette ki çok şey değişmiş. Hatta o arada rekor düzeyde bir para harcadığımız da kolaylıkla hesaplanabilir. Biz bu işleri ancak transferle halledebileceğimizi düşünüp 14 yabancılı bir düzen kurarken, onlar bilinen en basit ama geçerli kuralları uygulamışlar. Kendi Özkaynak düzeninden yetiştirdikleri oyuncularla yarışma ilkesinden hiç ödün vermemişler. Bu şekilde yetiştirdikleri oyuncuların bir bölümünü satarak kulüp bütçesini denkleştirmişler. Bizimkiler gibi batık olmanın da ötesine geçmiş bir mali yapı onların anlayabilecekleri bir durum değil. Çünkü böyle bir bilançosu olan kulüpler, geçmişlerinde hangi zaferler olursa olsun, birkaç küme birden düşürülüyor. İşin ilginç yanı, kapitalist düzende de bu böyle, eski sosyalistler olarak adlandırılabilecek ülkelerde olan da bu. Bütçen denk değilse uçurumdan aşağı atılman kaçınılmaz!
···
Aslında Fenerbahçe’nin Slavia Prag eşleşmesi aslında şanslı sayılabilecek bir kur’a idi çünkü çok daha zorlu rakipler vardı. Ancak Sarı-lacivertlilerin tur atlama konusunda en küçük bir şanslarının bile bulunmadığını, işin uzmanı sayılabilecek herkes biliyordu. Ligde, Slavia Prog”dan çok daha zayıf rakiplere bile yenilen Fenerbahçe’nin Avrupa’da bir sıçrama yapmasını beklemek mantıklı değildi.
Nitekim iki maçta da yenilerek durumu bütün çıplaklığıyla bir kez daha gördük. Fenerbahçe’nin kayıt üzerindeki kadro değeri rakibinin yaklaşık iki katı (Slavia 73, Fenerbahçe 126 milyon euro). Gelgelelim, sahadaki durum bunun tam tersi. Slavia tıpkı 100 yıl öncesinde olduğu gibi hem takım olarak hem bireysel yönden bizden çok üstün. Takım oyunu, disiplin, mücadele, beceri gibi futbolun bütün parametrelerinde bizden çok daha iyi olduklarını iki maçta da gösterdiler. Fenerbahçe, iki 90 dakikanın 1 saniyesinde bile maçı kazanabileceği yolunda bir umut ortaya koyamadı. Birkaç yıldır yaşanan gerileme, bu iki karşılaşmada tam bir çöküş olarak noktalandı.
Hiç değilse bu iki maçtan birini kazanıp elense de ülke puanına minik bir katkı beklenirdi Sarı-lacivertli temsilcimizden. Buna ne kadar büyük bir gereksinme olduğunu artık herkes biliyor. Her maçın ardından UEFA sıralamasına bakma alışkanlığı edinmiş olan futbolseverler var. Gazete ve televizyonlar da gerekli gördükçe durumu okurlarına-izleyenlerine aktarıyor.
Fenerbahçe’nin bu iki maçtaki perişanlığıyla ilgili olarak Azerbaycan CBC Sport televizyonunda maçları anlatan arkadaşımız Nurlan Valihoğlu’nun isyanı, önemli bir noktaydı. Gerçi kardeşimiz, üzerlerinde taşıdıkları formanın ağırlığını kavrayamamış futbolcular gibisinden bilinen durumları aktarıyordu ama bunu dile getiriş biçimi gerçekten etkileyiciydi. Maçı oradan izlemiş olan okurlarımız mutlaka vardır ve bu duruma tanıklık etmişlerdir. Kusur tümüyle oyuncularda mıdır yoksa bu durumun ortaya çıkmasına yol açan başkaları da buna dahil edilmeli hatta isimleri çok daha önce mi anılmalı, orası çok önemli değil. Toplu bir çöküş yaşanıyor.
···
Şampiyonumuzun öneleme oynayacak oluşunu henüz kavrayabilmiş sayılmayız. Trabzonspor 40 yıla yakın bir aradan sonra şampiyonluğa çok yaklaşmış durumda. Elbette ki bunu büyük bir coşkuyla kutlayacaklar. Haklarıdır. Bunun itiraz edilecek bir yanı olamaz. Ancak bundan bekledikleri maddi çıkarı elde etme konusunda epeyce sıkıntı yaşayacak Bordo-mavililer. Bu noktadaki gerçekleri o zaman biraz kavrayabilir duruma geleceğiz.
Okurlarımız arasında ‘hep böyle söylüyorsunuz ama birşey olduğu yok’ diye düşünenler olabilir. Avrupa kupalarında takımlarımızın nerede oldukları ve neler yaşayabilecekleri ile ilgili hesaplar 1,5 yıl sonrası için geçerli oluyor. Bu da kafa karıştırıyor. Örneğin, şampiyonumuzun öneleme oynayacak olmasıyla ilgili durum 2020 yılının aralık ayında kesinleşti. 2021’in aralık ayında da Avrupa Kupalarına 5 temsilci ile katılma durumunda sorun yaşadık. Bu sayı 4’e düşebilirdi 2022 Ağustos-Eylül’ünden itibaren geçerli olacak şekilde. Ancak Galatasaray’ın mucizevi biçimde grup lideri olarak çıkmasıyla gelen bonus puan bizi bundan korudu; Yunanistan’ı kılpayı geçerek 15’inci sırada yer aldık. Şimdi de güncel hesaplamalarda nasıl düştüğümüzü görüyoruz. Bu, elbette ki endişe edilecek bir durum ama bununla ilgili kesin hesaplama 2022’nin Aralık ayında yapılacak. O güne kadar alabileceğimiz puanlar bizi kurtarabilir ama bu olasılık pek güçlü sayılmaz. Önce Yunanistan, arkasından Danimarka olmak üzere pek çok ülke bizi geçebilecek durumda. Yani şu andaki gidişata göre, Avrupa Kupalarında 4 takımla temsil edilme durumu kaçınılmaz gibi görünüyor.
···
Gerek kulüp yöneticileri gerekse futbol federasyonunda bu işi yapanlar futbolumuzu tam anlamıyla bir çöküşe sürüklediler ama bundan dolayı herhangi bir sıkıntı içinde oldukları söylenemez. Tam tersine sanki çok önemli işler başarıyormuş gibi ya da içinde bulunduğumuz bataktan bizi ancak onlar çıkaracakmışcasına tepemizde söylenip dururlar. Başka bir ülkede böylesine büyük fiyaskonun ardından sokağa çıkamayacak duruma gelirsiniz ama bizde böyle duygular yok artık. Toplu bir çöküş durumunu bütün boyutlarıyla yaşıyoruz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Ahmet Çakır Arşivi