Pasifik’in Kalbinde Beş Gün

Hawaii biz Türkler için oldukça uzak bir destinasyon. Eğer Amerika’nın Batı kıyısına işiniz düşmedi ise oradan bile 6 saatlik bir uçak yolculuğu yapmaya değer mi? Cevap size kalmış. Ama White Lotus’un ilk sezonunun burada geçmesi, zamanında nice Elvis Presley filmine, ünlü ‘From Here to Eternity’deki Burt Lancaster- Deborah Kerr sahnesine, Tom Selleck’li Magnum’a ev sahipliği yapan bu adalar grubunu yeniden gündemimize getirdi. Amerikalılar ve Japonlar için her zaman gözde olan bu yer acaba bir Akdenizliye ne kadar hitap ediyor? Sadece deniz için tercih edilir mi soru işareti ama dünyanın kalanından kopuk bambaşka bir kültürel deneyim olduğu kesin.

Honolulu: Agatha Christie’den, İngiltere Kralı 8. Edward’a

Hawaii’nin başkenti Honolulu, yalnızca egzotik doğası ve kartpostalları andıran plajlarıyla değil, aynı zamanda yerel kültürel zenginlikleri, sinema mirası ve jeopolitik önemiyle de dikkat çekiyor. İkinci Dünya Savaşı’nın kaderini değiştiren Pearl Harbour askeri üssünün Oʻahu Adası’nda bulunması tabii ki tesadüf değil. Ada için turizm kostümü altında gizlenmiş bir askeri bölge de denilebilir. Zira adada çok sayıda askeri üs halen mevcut. Zaten Japonların zamanındaki saldırısının sebebi de Amerika’nın buraya konuşlanmış Pasifik Filosu’nu yok etmekmiş. Anlayacağınız, o şahane kumsalların, Mai Tai kokteyllerinin arkasında bambaşka hikayeler gizli.

Biz konaklamak için bir Hawaii klasiği olan Waikiki Beach’i ve buranın da en nostaljik oteli olan Moana Surfrider’ı tercih ettik. Yaklaşık 120 yıllık geçmişe sahip Viktoryen mimarili bu otel, “Waikiki’nin İlk Leydisi” olarak anılıyor. Tabii ki Agatha Christie’den, İngiltere Kralı 8. Edward’a, Obama’ya kadar pek çok kişi burada konaklamış. Gün içinde otelin kendi tarihini anlatan turlar mevcut.

2222.jpg

Waikiki Beach: Sörfü dünyaya yayan en ikonik sahil

Otelin hemen önündeki Waikiki Beach, yalnızca Honolulu’nun değil, tüm Hawaii Takımadalarının en ikonik sahili. Beyaz kumları, sığ ve ılık sularıyla yüzme için ideal bir ortam sağlamakta beraber, esasen sörf ile ünlü.

Waikiki, modern sörfün doğduğu yer olarak kabul ediliyor. 20. yüzyılın başlarında, sörf kültürünü dünya sahnesine taşıyanlardan biri olan Duke Kahanamoku, burada doğmuş ve antrenman yapmış. Olimpiyat şampiyonu bir yüzücü olan Kahanamoku, aynı zamanda sörfün uluslararası bir spor haline gelmesini sağlamış bir kültürel ikon haline gelmiş. Olimpiyatlarda zamanında Tarzan’ı da canlandıran Johnny Weissmuller ile yarışmış. Bugün Waikiki sahilinde Dük’ün bronz heykeli mevcut.

Sahilde ayrıca The Beach Boys of Waikiki olarak bilinen bir grup yerel sörfçü ve cankurtaran, 1920’li yıllardan itibaren sörf kültürünü tanıtmakla kalmayıp geleneksel kano turları düzenleyerek Hawaii'nin denizle olan ilişkisini turistlere tanıtmışlar. Hawaii’de geleneksel bir uğraşı olan sörf, 19. yüzyılda Batılılaşmanın etkisi ile unutulmaya yüz tutuyor. Hawaii kültürünü pagan ve ahlaksızca olarak nitelendiren Batılı yerleşimciler, sörf, Hula dansı gibi bazı etkinlikleri yasaklamaya kadar gidiyorlar. Dük ve Beach Boys sörf kültürünün yeniden canlanmasında öncü oldukları için çok sevilmekte.

3333.jpg

Modern Dünya ve Alışveriş

Tabii tüm bu tarih ve romantizmin içinde aslında aşırı ticari bir yerde olduğumuzu unutmak mümkün değil. Bölgenin ana arteri sayılan Kalākaua Avenue, Honolulu’nun kalbinin attığı yer. Kalākaua boyunca dünyaca ünlü markaların butikleri, yerel tasarım ürünleri sunan butik mağazalar, sanat galerileri ve tropikal desenli kıyafetlerin satıldığı geleneksel dükkânlar yan yana sıralanıyor. Son derece ustaca tasarlanmış komplekslerde, AVM’de olduğunuzun ayırdına varamadan bir mağazadan, bir restorana, oradan da bir otelin barına yönlendiriliyorsunuz. Mağazalar gece geç saatlere kadar açık.

Son yıllarda bir de Cirque du Soleil gösterisi başlamış. Benim izlediğim Auana yerel müzikler, Hula dansı, ateş gösterileri ve Cirque’in klasik akrobatik sekanslarından oluşuyordu. Açıkçası daha iyi gösterilerini izledim. Ayrıca mistik tarafları da olan bu kültürü yeterince işlediği kanaatinde değilim. Hula gösterilerinin ücretli versiyonları da bulunmakla beraber yerel organizasyonların Waikiki Beach’te ya da AVM meydanlarında her akşam yaptığı etkinlikler mevcut. Pek bir şey kaybetmezsiniz. Yerel etkinlik demişken, her otelin sörf, yoga, lei (ünlü çiçek kolyesi) yapma atölyeleri de var. Duyuruları takip etmeniz kâfi.

Yeme-İçme: Mutlaka tadılması gerekenler

Hawaii’nin Pasifik ortasında olması sebebi ile oldukça kendine özgü bir mutfağı var. Adada mutlaka tadılması önerilen başlıca yerel lezzetler arasında:

  • Poke: Küp küp doğranmış çiğ balık (genellikle ton balığı), susam yağı, soya sosu ve deniz yosunu ile marine ediliyor.
  • Loco Moco: Pirinç pilavının üzerine hamburger köftesi, kızarmış yumurta ve bol gravy sos ile sunulan doyurucu bir Hawaii klasiği.
  • Kalua Pig: Geleneksel yer altı fırınlarında (imu) pişirilen domuz eti; yumuşacık dokusu ve tütsülenmiş aromasıyla özellikle luau denilen geleneksel ziyafetlerde servis ediliyor.
  • Spam Musubi: Hawaii halkının sevgilisi olan konserve et Spam’in nori yosunu ve pirinçle birleştiği Japon mutfağından esinlenmiş sokak lezzeti.
  • Haupia: Hindistancevizi sütü ile yapılan geleneksel tatlı jöle; genellikle tatlıların yanında sunuluyor.

Pearl Harbour: Trajik tarihin izleri

Bahsettiğim gibi okyanusun keyifli ve eğlenceli yüzünün yanında, Honolulu’da aynı zamanda trajik bir tarihin gölgesi mevcut. Hawaii, jeopolitik rolünden ötürü ABD için yalnızca bir tatil bölgesi değil, aynı zamanda Pasifik'teki en önemli askeri üslerden biri. 7 Aralık 1941’de Japon İmparatorluk Donanması'nın saldırısıyla tarihe geçen, doğal bir liman olan Pearl Harbour, İkinci Dünya Savaşı’nın Pasifik cephesini başlatan olayın da merkezi. Bugün USS Arizona Memorial, bir koruma alanı olarak bulunmakta. Batık bu denizaltının parçalarını, tekneyle gidilen bir platformdan ziyaret edebiliyorsunuz. 1100’den fazla askerin mezarı olan bu anıtta ölen askerlerin hepsini isimleri duvarlara yazılmış. Daha da yürek burkucu olan, saldırıdan kurtulan bazı askerler, öldüklerinde küllerinin buraya arkadaşlarının yanına koyulmasını istemişler. Onların adlarının da sonradan eklendiğini görüyorsunuz. Komplekste adanın askeri geçmişini ve Pasifik Savaşı’nın dinamiklerini anlatan küçük bir müze de var. Honolulu ve çevresi, hem deniz kuvvetleri hem hava kuvvetleri için kritik bir üs niteliğinde.

1111.jpg

Ada Gezisi: Godzilla, Jumanji, Kong ve Lost

Bölgenin doğal güzellikleri sebebi ile önemli prodüksiyonlar burada çekilmiş. 50 ve 60’lı yıllardaki furyadan sonra yakın zamanlarda başta Jurassic Park serisi olmak üzere Godzilla, Jumanji, Kong ve Lost gibi yapımlar bu doğa platolarını kullanmış. İsteyenler, bu filmlerin çekildiği yerleri rehber eşliğinde gezebilir, film sahnelerini birebir görebilir. Tabii her şeyin aşırı ticari olduğunu vurgulamaya gerek yok. Doğa yürüyüşleri, ATV turları ve at binme gibi aktiviteler de daha aktif bir tatil isteyenler için mevcut. Diamond Head Krateri’ne yapılan doğa yürüyüşü, Honolulu manzarasını kuş bakışı izlemek için çok tercih edilen bir aktivite. Ananasın ünlü markası Dole Plantation da burada yer alıyor. Hem çiftliği gezebilir hem de ananas temalı, çoraptan şekere çeşitli ürünleri bulabilirsiniz.

Kültürel keşifler için Iolani Sarayı, Amerika Birleşik Devletleri sınırları içindeki tek kraliyet sarayı olarak ziyaret edilebilir. Hawaii, zamanında bir krallıkmış. Sonra 1898’de ABD himayesine girip 1959’da bir referandumla Amerika’nın 50. Eyaleti oluyor. Söylenen, ilk başta milliyetçilerin bundan çok hoşlanmadığı ama sonrasında askeri üslerden gelen paranın tatlı geldiği. Ayrıca Bishop Museum’da da Polinezya mitolojisi ile ilgili bilgi almak mümkün.

Beş gün tabii ki tüm bölgeyi keşfetmek için yeterli bir zaman değil. Honolulu size Hawaii ile ilgili oldukça iyi bir fikir verse de daha palmiye-kum-deniz odaklı olan resort tatillerini başka adalarda yapmak mümkün. Tabii okyanus denizi bir Akdenizliyi ne kadar tatmin edebilirse.

Ezcümle, sadece deniz için tercih edilir mi soru işareti ama dünyanın kalanından kopuk bambaşka bir kültürel deneyim olduğu kesin.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Deniz Turhan Arşivi