Yüzde 50+1 hatası

Geçen hafta yapılan bir görüşme sonrasında yapılan açıklamalar, bazılarının görmemek için çaba sarf ettiği gerçekleri gösterdi. Ne olduğu belli olmayan ve üç yılda tüm unsurları ile dağılan cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin yanlış olduğunu cumhurbaşkanının da gördüğünü, bu durumu düzeltmek için çalışmalar yapıldığını düşünen ve söyleyenler olmuştu. Bu söylemlerin hepsinin gerçek dışı olduğu ortaya çıktı. Cumhurbaşkanının başta çiftçiler olmak üzere üreticilerin zorda olduğunu bildiğini, yoksulluğun ve ekonomik sorunların farkında olduğunu, bunları çözmek için çaba sarf ettiğini ileri sürenler de boşa düşmüş görünüyor.

Cumhurbaşkanı ile uzun bir görüşme yapan Saadet Partisi liderinin aktardığına göre Cumhurbaşkanı, hükümet sistemin doğru olduğunu, cumhurbaşkanı seçilmek için 50+1 oy gerekmesinin sistemin tek sorunu olduğunu, bunun dışında sistemde “en ufacık bir sorun olmadığını” söylemiş. Ayrıca ekonomik yönden de “her şeyin dört dörtlük olduğu kanaatinde” olduğunu, fındık başta olmak üzere tarım ürünleri için verilen fiyatlardan herkesin memnun olduğunu, kimsenin şikâyetinin olmadığını söylemiş.

Saray tarafından yalanlanmayan bu sözleri okuyanlar sözleri kendilerine göre yorumladı. Bazıları bu açıklamaları Erdoğan’ın koalisyonun küçük ortağı MHP’den kurtulma isteği olarak yorumladı. Oysa siyasi iktidar, kazanmak için yüzde 50+1 oy almanın gerektiği seçimi yanında küçük ortağı olsa da kazanamayacağını görüyor. Bu nedenle en yüksek oyu alanın seçimi kazanacağı tek dereceli seçim hayalleri kuruyor. Yani artık hesaplar küçük ortaktan kurtulmak üzerine değil seçimi kaybetmekten kurtulmak üzerine yapılıyor.

Açıklamaları okuyan bazıları, “Erdoğan iyi, çevresi kötü, etrafındakiler Erdoğan’a her şeyi söylemiyor” tezine dayalı bir yorum yaptı. Bu tezin de gerçek olmadığı çok açık. Zira ekonomik krizi görmek için ne özel bilgiye ne danışmanların açıklamasına ihtiyaç var. Ak Parti’nin iktidara geldiği 2002 yılında 10 bin liraya 538 gram altın alınabilirken bugün aynı paraya sadece 17 gram altın alınabildiğini, 2009 yılında tedavüle girdiğinde 130 dolar alabilen 200 liralık banknotun şu an sadece 20 dolar alabildiğini görmek bile ülkenin ne kadar fakirleştiğini anlamaya yeter. Böyle basit bir gerçeği görmek ekonomi eğitimi aldığını söyleyen Cumhurbaşkanı için zor olmasa gerek.

Yapılan açıklamaların açıkça ortaya koyduğuna göre AK Parti iktidarı, hükümet sistemini değiştirmeyi düşünmüyor. Saraya göre ortada ekonomik kriz bir yana ekonomik sorun dahi olmadığı için bunlara yönelik bir çözüm bulmaya da gerek yok. Saraya göre tek sorun, ortaya çıkan anketlerin ve sokağın nabzının net şekilde ortaya koyduğu üzere Erdoğan’ın yeniden seçilmek için gereken yüzde 50+1 oyu alamayacak olması. Seçimin kaybedilme ihtimali bizzat Erdoğan tarafından da kabul edilmiş durumda. O nedenle çözülmesi gereken sorun siyasi ve ekonomik kriz değil yeniden seçilmenin koşullarını oluşturmak.

Sözün özü şu; siyasi ve ekonomik krizin sebebi olan siyasi iktidar, özeleştiri yapmadığına ve krizlere yol açan koşulları değiştirmeyeceğini açıkça söylediğine göre yapılması gereken demokratik yollardan siyasi iktidarı değiştirmektir. Bu değişim sağlanıncaya kadar sorunları yaşamaya devam edeceğiz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Murat Aydın Arşivi