Çehov'un tüfeği

1800’lerin sonlarına gidelim ve Çehov’a kulak verelim… 

"Patlamayacaksa sahneye asla dolu bir tüfek yerleştirmeyin. Tutamayacağınız sözler vermek yanlıştır." 

Bu sözler Çehov'un Aleksandr Semenoviç Lazarev'e 1890’da yazdığı mektubundan… 

Sonraları “Çehov'un tüfeği”  veya “Çehov'un silahı” adıyla drama eğitimlerinin belki de ilk dersi haline gelmiş, hatta en önemli ilkesi olmuş. 

Her ögenin zorunlu olması gerektiğini ve ilgisiz unsurların kaldırılması gerektiğini anlatan bu ilke, bana sorarsanız hepimizin hayata bakış açısını oluşturmalı. Böylece yalın, sonuç odaklı, birbirimizi kandırmadan bir yaşam sürebiliriz. 

Seçim sürecinde bunu daha çok düşünür oldum açıkçası. Partiler, ittifaklar, oyumuza talip olup vekil olmak isteyenler, hoş sonra aslını unutuyor suretler ama neyse… 

Dört bir yanımız vaatlerle dolu. 

Bir kısmının gerçekleşmesi mümkün değil. Yani eşyanın tabiatına aykırı. Onları sıralayıp bu satırları boşuna harcamayayım. Ama sahneye koyulan öyle “tüfekler” var ki, işte onları bir gözden geçirmek gerekir. 

Şu anki ekonomi politikamızın hetederoks bir politika olduğunu, enikonu beş puanlık bir faiz oranı için yüzde 19’larda olan enflasyonu yüzde 85’lere kadar çıkartmayı göze aldığımızı unutmayalım. 

Dolar tarafında ise 7’lerin altından 18’lerin üstüne doğru hızlı bir yükselişin ardından günün finansal mühendislik mucizesi “kur korumalı mevduat” ile bile zar zor düşürülebildi. 

O da bir süre için. 

Hâlâ döviz alımına getirilen zorluklar, açılan makaslar, ihracatçıdan alınan paylarının arttırılması, Merkez Bankası’nın zorunlu karşılıkları arttırması… 

Tüm bu önlemlere rağmen yeniden burnunu kaldıran bir kur. Trendde bir değişim yok. Yön yukarı görüldüğü üzere. 

Hal böyleyken anlıyoruz, görüyoruz, idrak ediyoruz ki -yani umarım öyledir- bu politika sürdürülemez. 

Bir iktidar değişimi olursa zaten kendilerinin vadettiği gibi Ortodoks politikalara dönülecek. 

Şimdi bu kadar yüksek perdeden bu politika savunulmuş, ne pahasına olursa olsun vazgeçilmeyeceği de defaatle tekrarlandığına göre, şimdi söylem değiştirmek oldukça zor. Muhalefetin eline de çok koz verir.

Mehmet Şimşek ile görüşmelerinin ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın "Ekonomi politikalarımızı güçlendirmek için şimdiden ciddi hazırlıklar yürütüyoruz. Mehmet Şimşek kardeşimizin koordinasyonunda bir ekip bu doğrultuda hazırlıklar yapıyor"  sözlerini de hatırlayacak olursak… 

 “Çehov’un tüfeği”, Mehmet Şimşek mi olacak?

Önceki ve Sonraki Yazılar
Mine Uzun Arşivi