Bahattin Yücel

Bahattin Yücel

İstanbul'un taksileri

Öncelikleri Türkiye ölçüsünde sürekli değişen, başka bir ülke var mıdır? Ekonomisi, dış politikası ve kuşkusuz anti demokratik yönetim biçimiyle, sadece bizlerin değil dünyanın gündeminden bir türlü inmiyoruz.
Son günlerde İstanbul’un taksileriyle doğrusu taksi şoförleriyle uluslararası basında yer alıyoruz. Özellikle liranın olağanüstü değer yitirdiği bugünlerde İstanbul’un taksi plakaları çoğumuza önemli gelmeyebilir. Ama kötü yönetimi gözler önüne seren çok somut bir örnek oluşturduğu gerçeğini de ihmal edemeyiz.
İstanbulluların günlük hayatına ne denli dokunduğunu ölçmek kolay olmasa da, İBB yönetiminin plaka sayısının artırılmasına ilişkin yürüttüğü kampanyasına bakınca, sorunun önemli olduğu anlaşılıyor.
Öncelikle plaka kısıtlaması -tahdit- Türkiye ekonomisine egemen olan, temel yönetim anlayışını gözler önüne seriyor. Kıtlık rantı adını verebileceğimiz bu uygulama, salt İstanbul’un taksilerinde değil, hayatın her alanında karşımıza çıkıyor.
Önce azlığı öne sürülen taksi plakalarının sayılarına bakalım.
İstanbul’da -açıklanan- taksi plakalarının sayısı; 17.395. Örneğin bu sayı New York -86.000- ile karşılaştırdığımızda hayli düşük. Bir plakanın piyasadaki fiyatı 2-2,5 milyon lira aralığında değişiyor. Kabaca üretime değer katan etkisi olmayan, sadece kısıtlama ile yaratılan bu yapay varlığın parasal tutarı yaklaşık 40 milyar lira. Alışverişi ise kayıt dışı. Kimlerin elinde toplandığı ise devlet sırrından daha özenli saklanıyor.
Yıllar öncesinde şoför emekçilerini koruma amacıyla getirilen sınırlama, günümüzde onları kölelik düzeyinde istihdam edilen kesime dönüştürmüş. İçlerinden sadece 2.500 kişi kendi kullandıkları araçlarla taksi işletmeciliği yapıyor.
Resmî açıklama yapılmıyor ama geçmişte kayırılarak plaka sahibi yapılan, aralarında bazı şarkıcı ve türkücüler ile kamu görevlilerinin yer aldığı gerçek kişilerin sayıları yaklaşık 1.800 kişi.
Kabaca bir hesapla 13.000 taksi plakası; sayıları bir elin parmaklarını geçmeyen aracıların eliyle aylık 9.000 lira karşılığında, şoför emekçilerine kiralanıyor. Öncesinde aynı aracıların oto galerilerinden araç satın almak zorunda kiracı. Üstelik plaka kiralama gelirinin 45.000 lirası vergiden muaf tutuluyor.
Günlük ortalama 750 lira gelir sağlayan bir aracın, plaka kirasını, yakıtı ve şoförün yemek parasını ayrıca çıkarması ve üstüne satın alınan aracın bedelini geri ödemesi, bu işi yapanların sürekli kabus görmelerine yol açıyor.
Bu yüzden dünya kentlerinin çoğunda üst kategori araçlar taksi hizmeti verirken, bizde en ucuz olanlar kullanılıyor.
Düşük gelir ve kısa vadeli borç ödemesinin baskısı, bu yükümlülüğe girenleri genelde 2 bazen 3 şoför istihdam etmeye zorluyor. Kendi sosyal güvenlik primlerini de günlük gelirlerinden ödemek zorunda bulunan taksi şoförleri, -bu gerçeklik gözlerden saklanılarak- sözde korunmak isteniyor gibi yapılarak, taksi plakalarındaki sınırlama kaldırılmıyor.
Amaç aracıların boğaz tokluğuna çalıştırdıkları emekçi şoförleri korumak değil, plaka sayısı artışına karşı, ellerindeki plakaların değerlerinin düşmesini engellemek.
İBB ise bu konuda Emniyet Genel Müdürlüğünü plaka sahiplerini açıklamaya zorlamak yerine, kendisine tahsis edilecek plakaları İETT eliyle kullanmak istiyor. Kısaca oyunun kurallarını değiştirmek değil, büyük oyuncu olmayı amaçlıyor. İBB yetkililerinin açıklamalarına bakılırsa, ortalama 7.500-10.000 kişiyi bu yolla istihdam etmek ya da -onlara- bu imtiyazı kullandırmak isteniyor. İsteğin kabul edildiğini varsayarsak, bu kez kimlerin istihdam edileceği konusunda ciddi tartışmalar çıkabileceğinin şimdiden altını çizelim.
Çözümün bu yöntemlerle sağlanması çok güç. Peki nasıl?
Taksi normu, araç tipi dahil İBB tarafından belirlenir. Şoförlerin İstanbul’a ilişkin bilgileri başta, acil durumlarda nasıl davranmaları gerektiği, ilk yardım ve kazalara müdahale gibi konularda eğitilerek, belge almaları sağlanır. Elektronik ortamda kimin hangi plakalı aracı kullandığını anlık izleyecek yazılımlar çalıştırılır.
Taksi şoförlüğünü meslek olarak seçen kişilerin, bu işi yaptıkları süreyle sınırlı plaka sahibi olmaları, bıraktıklarında plakaların sırada bekleyenlere verilmesi kuralı işletilebilir. Geçici süreyle plakaların el değiştirmeleri İBB’nin onayına bağlanabilir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Bahattin Yücel Arşivi