Bahattin Yücel

Bahattin Yücel

Yerel seçimler öncesi muhalefet ya da CHP

İktidar, yerel seçimler öncesinde, ekonomideki dar boğazı, her geçen gün derinleşen yoksulluğun tartışılmasını engellemek için her fırsatı kullanıyor. Türkiye’nin dış politikada karşılaştığı sorunlar yüzyıl öncesindeki gelişmeleri anımsatıyor. Güney ve doğusunda yer alan komşularının, devletleştikleri 1.Dünya Savaşı sürecini düşündüren tehlikeli bir dönem bu.

 

Sovyet yönetiminin tasfiyesi ile 1990 yılında başlayan, iki kutuplu dünya düzeninin ortadan kalkmasıyla doğan boşluğun, Ortadoğu’da siyasal sınırların değişmesiyle yeni bir aşamaya gelineceği anlaşılıyor.

 

İktidar; Suriye’deki tutumu ile Bölge’de ABD-İngiltere ikilisinin öncülük ettiği, BOP kapsamındaki projenin gerçekleşmesine aktif katkı verdiğini gizlemiyor.

 

Anayasa değişiklikleri ile denetim işlevini yerine getiren, başta Meclis ve kamu kuruluşlarını etkisizleştiren, kurumları göstermelik konuma getiren iktidar ortaklarının, en büyük güvenceleri ise etkisiz ve yetersiz muhalefet. Adını tam olarak koymak gerekirse CHP’nin belirsiz tutumu.

 

CHP bir türlü üyelik olgusunu içselleştiremedi. Belirli inanç grupları ile hemşehrilik dayanışmasından güç alan ve önümüzdeki yerel seçimlerde yarışacak adaylarını belirlerken, seçmenini hayretlere düşüren bir yönetim anlayışı ile sözde başarı arıyor. Yaşadığımız koşullarda AKP’nin planlı ve uluslararası destekli, dönüşüm modelini bırakın önlemeyi, kamuoyuna ayrıntılarıyla anlatacak nitelikli bir iletişim stratejisinin olduğu dahi kuşkulu.

 

Mühürsüz oy pusulalarına itiraz edemeyen, konuyu takip eden kendi milletvekilinin girişimlerini boşa çıkaran eski yönetim ile son kurultaylarında iş başına gelen yenisi arasındaki farklılığı anlamak da mümkün değil.

 

Örnek verelim…

 

YSK tarafından adaylığı onaylanan, Hatay seçmenlerinin oyları ile seçilen TİP Milletvekili Can Atalay’ın, anayasaya aykırı bir tutumla milletvekilliğinin düşürülmesi sürecine bakalım. İktidarın, Yüksek Mahkemeyi hiçbir hukuki dayanağı olmadan devre dışı bırakması karşısında, demeç vermekten öteye yapılanların etkisizliği ortada. Mecliste Yargıtay kararının okunmasının ardından, CHP Genel Başkanının herkesi anayasaya darbe yapıldığı için direnmeye çağırmasının, etkili olmayacağı da çok açık.

 

Doğrusu CHP’de -özellikle- uzun yıllar boyu seçimleri sürekli kazandıkları, il ve ilçelerde adaylık başvurularındaki yoğun talep dışında canlılığa rastlanmıyor. CHP kendisini yenilemek zorunda.

Sürekli eleştirdikleri AKP seçmenini kazanmak için bu partiye benzeyerek iktidar olacaklarını sanmak ham hayalden öteye geçemez.

 

Ülkenin içinde bulunduğu kaotik ortamdan çıkaracak bir paradigmayı yaratmak zorunda olduklarını unutmamalılar.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
Bahattin Yücel Arşivi