Bahattin Yücel

Bahattin Yücel

Geçmiş ve Gelecek

Yaşadığımız yüzyılın ilk çeyreğini geride bıraktık. Bilişim teknolojisinin baş döndüren gelişiminin yarattığı iyimserlik, yerini aynı hızla kötümserliğe terk ediyor.

Ortadoğu seksenlerde başlayan çatışmalarla, kötümserliğin odak noktalarından oldu. Körfez Savaşı ile 1990 yılında başlatılan çatışma yeni bir sürece girdi. Bölge 1. Dünya Savaşı’nın ardından haritaların yeniden çizildiği, demografik tasarımlarla ülke sınırlarının değiştirildiği, acılarla dolu tarihsel geçmişine geri döndü.

Yüzyılı geçkin siyasal gelişmeleri günümüzle karşılaştırmak, ilk anda doğru görünmeyebilir. Ancak İbn-i Haldun’un ünlü “Coğrafya Kaderdir” tezini de göz ardı edemeyiz.

Bilişim teknolojisindeki olağanüstü gelişmeler, hızla artan Dünya nüfusu ve ekonomideki olumsuzluklar, gelir dağılımında giderek artan dengesizlikler.. Vekalet ile yürütülen paylaşım savaşlarının yarattığı, adil olmayan bu yeni dünya düzeni korku filmlerini andırıyor.

Cumhuriyeti kuranların ısrarla kaçındıkları, Ortadoğulu olma tehlikesi; Türkiye’yi de bu korku filminin platosuna dönüştürebilir. Giderek sığınmacılarla artan nüfus, ülkenin karşı karşıya kaldığı tehlikenin, sadece buzdağının su yüzeyindeki bölümü.

Günlük siyasal gelişmeler ve iktidarın başarısızlığını gizleme amaçlı, yapay Osmanlıcılık hayali gerçek gündemi gizliyor. Osmanlıcılığı özendiren ABD’nin Ankara Büyükelçisinin Suriye’den de sorumlu olması, Türkiye’yi geri dönülmez bir yörüngeye sokabilir.

“Terörsüz Türkiye” itiraz edilecek bir yaklaşım değil, kuşkusuz. Ülkede iç barışın kurulmasını salt Osmanlıcılık ile sağlamak, -belki- iktidarın kalıcılık amacına katkı verebilir. Büyükelçinin tanımıyla; etnik olmayan, inançlara dayalı yeni bir siyasal şemsiye tanımı, iktidarın ömrünü de uzatabilir. Ama 1923 yılında ilan edilen Cumhuriyetin tasfiyesine kadar uzanacak büyük bir tehlikeyi de gündemleştirir.

Yazıya 1.Dünya Savaşı ile başlamak, ardından yaşanan ikinci büyük felaketin sonunda küresel siyasetin geldiği aşamaların günümüz ile benzerliği, gerçekten ürpertici.

Savaşların ekonomiler üzerindeki yıkıcı etkilerinin ardından, radikal eğilimli ve demokrasiyi dışlayan iktidarların acı anıları, belleklerden silinmemeli.

İlk savaşın ardından Alman ekonomisindeki çöküşün Hitler’i iktidara getirişi, Mussolini’nin İtalya’da parlayan yıldızı, geçmişin görkemli imparatorluklarının hayalini pazarlayan, siyaset anlayışını iktidara getirdiği doğrudur. Ancak ödenen bedel de unutulmamalı.

Son yıllarda dünya gündemini sürükleyen liderler geleceğe ilişkin iyimserliği yok ediyorlar.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Bahattin Yücel Arşivi