Bahattin Yücel

Bahattin Yücel

Yangından ders çıkarmak

Türkiye’nin doğal güzellikleri bir hafta içerisinde söndürülemeyen orman yangınları yüzünden, yok oluyor. Küresel ısınma nedeniyle Dünyanın çok uzak bölgelerinde gündemde olan yangın, yılın en sıcak ve kuru döneminde Türkiye’yi de etkisi altına aldı.
Muhalefetin yerel seçimlerde elde ettiği başarının ardından, elindeki bütün olanakları CHP’li belediyeleri başarısızlığa uğratmak amacıyla seferber eden AKP, bu kez beceriksiz tutumuyla en güzel kıyılarımızı kavuran, acımasız alevleri söndüremedi. Eldeki geçmiş yangınlara ilişkin veriler dikkatle incelense, küresel ısınma etkisi hesaba katılsaydı, yeterli önlemler alınarak yangının bu çapta yayılması rahatlıkla önlenebilecekti.
Kamuoyunda süren yangın tartışmalarının odağında, THK uçaklarının kullanılmayışı ve Orman Bakanlığının donanım yetersizliği ilk sıralardaki yerini koruyor. Aslında büyüyen alevleri söndürmeden önce yapılması gereken, bilim ve aklın ışığında tasarlanması zorunlu basit önlemler de var. Örneğin ısı yükselmeleri ve poyraz estiği dönemlerde, ormanlara giriş ve çıkışların çok sıkı denetim altına alınması gibi. Elektrik iletim hatları ve trafoların ormanlık alanların dışına çıkarılması gibi.
Bu tür yaklaşımların devasa bütçelere ihtiyaç göstermeyeceği de ortada. Hava Kuvvetleri ve Kara Kuvvetleri keşif uçaklarının, Deniz Kuvvetleri karakol uçaklarının, kritik dönemlerde sürekli gözlem yapmaları pekâlâ mümkün. Yere göğe sığdıramadığımız İHA’ların kullanılmaları da öyle.
THK’nın devre dışı bırakılan uçakları, yangının bu denli zarara yol açmasının tek başına nedeni değil. Ancak AKP’nin yönetim anlayışının ülkenin başına gelebilecek felaketleri önleyemeyeceğinin en somut göstergesi.
Yıllar önce -iktidarının ilk döneminde- Pamukova’daki “hızlandırılmış tren faciası”yla başlayan, AKP’nin kriz karşısındaki çaresizliği, geçtiğimiz hafta Manavgat çevresindeki ormanları ve Güney Ege’deki kıyılarımızın cehenneme dönüşmesine yol açtı.
Şimdi ilk yapılması gereken; yangınların nedenlerini titizlikle ortaya çıkararak, yapılaşmayı en aza indirmek, yanan sahalara en az 5 yıl süreyle mümkünse hiçbir canlının ayak basmamasını sağlamak olmalıdır. Ayrıntıya girmeden söylersek; geleceği tasarlamaktır.
Büyük ölçüde kızılçam ağaçlarından oluşan yangın alanlarında, bu bitkinin kendi soyunu koruyan mutasyonu; bilimsel yaklaşılırsa kaybettiğimiz bölgelerin en azından gelecek kuşaklara miras kalmasını sağlayacaktır.
Sonuç vermeyecek polemikler yerine, bir kez daha böyle bir felaket yaşanmasını önlemek için eldeki imkanlarla, yapılabilecekleri tartışmak en sağlıklı yöntemdir.
Yeni yapılanma modelleri ve yararı olmayan örgütlenmeler yerine, TSK bünyesindeki hava ve arama kurtarma unsurlarını yangın için takviye etmek, yerel yönetimlerin yetki ve sorumluluk almalarını sağlamak, düşük maliyetli ve sonuç alınabilecek çözümlerdir.
Bu süreçte başta Marmaris olmak üzere yangın bölgelerinde ormanları ve yanan canlıları kurtarmak amacıyla hızla bir araya gelen gönüllüler ders çıkarılması gereken örnek davranışlarda bulundular.
Neredeyse iktidar tarafından yangına müdahale etmeleri engellenen, CHP’li belediyelerin başkanlarının çabalarını da ayrıca kutlamalıyız.
Ve unutmamalıyız; Türkiye’nin bu sorunların üstesinde gelecek deneyimli ve eğitimli kadroları vardır. Son felaketten ders çıkarabilirsek elbette.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Bahattin Yücel Arşivi