Halim Bulutoğlu
Dünyada ve Türkiye’de turizmin bugünü ve geleceği
Koronavirüs pandemisinin bütün dünya ile birlikte ülkemizi de kasıp kavurduğu günlerde, Antalya’da Uluslararası Resort Turizm Kongresi onuncu kez toplandı. Kongre bu kez online ortamda yapıldı. AKTOB (Akdeniz Turistik Otelciler ve İşletmeciler Birliği) tarafından Denizbank ana sponsorluğunda düzenlenen tek günlük kongrenin teması değişmemişti; “Turizmin Geleceği, Geleceğin Turizmi”.
AKTOB Başkanı Erkan Yağcı tarafından açılan ve yönetilen kongerenin açılış konuşmacıları arasında Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Antalya Valisi Ersin Yazıcı, Denizbank CEO’su Hakan Ateş, TÜROFED Başkanı Sururi Çorabatır, pandemi öncesinde yaptığı uluslararası alımlar ve ortaklıklarla dikkatleri üzerinde toplayan Anex tur YK Başkanı Neşet Koçkar vardı. Pandemiyle birlikte duran yurtdışı turist girişlerine karşı her zaman can simidi olmayı başarmış iç turizmin Jolly, Coral, Touristica, Tatil Sepeti gibi önde gelen tur operatörlerinin değerlendirmeleri, havacılık sektörünün içine girdiği kriz, pandemiyle birlikte turizm ve turist profilinde gözlenen çarpıcı değişim, yine pandemiyle birlikte hız kazanan turizmde dijitalleşme de kongrenin ilgi çekici konuları arasındaydı. Konuşmacılar arasında da EasyJet CEO’su Johan Lundgren, Dünya Seyahat ve turizm Konseyi CEO’su Gloria Guevera Manzo, STR Global Bölge Müdürü Era Ivana Neskoviç, FVW dergisi editörü Klaus Hildebrandt’ı saymak gerek. Eski Turizm Bakanı Bahattin Yücel’in yanı sıra Fehmi Köfteoğlu gibi turizme yıllarını vermiş isimler de oturumların yönetimini üstlenerek kongreye değer kattılar.
Peki ne konuşuldu kongrede? Konu, “Turizmin geleceği, geleceğin turizmi” idi ama doğal olarak turizmde yıkım yılı olarak tanımlanacak 2020’de “dünyada ve Türkiye’de ne oldu” konuşulmasa eksik kalırdı.
Dünya Turizm Örgütü’nün beklentisi, 2020’de turizmdeki kaybın yüzde 80’i bulmasıydı. 1 milyar sınırını aşmış global ziyaretçi sayısı pandemi sonrası yüzde 80’e yakın azalmış, 200 milyonlara düşmüş, parasal kayıp ise 750 milyar doları aşmış görünüyordu.
Bakan Ersoy’a göre Türkiye hem dünyada ve hem de bölgesinde daha düşük kayıp açıklayan (Yüzde 70’ler) ülkeler arasındaydı. Yıl sonu itibariyle Türkiye’ye gelen ziyaretçi sayısı 15 milyonu bulacaktı. Bunun yaklaşık 3.5 milyonu yurtdışında yaşamakta olan Türklerdi. Turizmden elde edilen gelirin de 10 milyar dolar düzeyinde kalacağı anlaşılıyordu. Mevlüt Çavuşoğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve bakanlığının girişimiyle açılan kapıların, Bakan Ersoy ise kamu-özel sektor işbirliği ile geliştirilen güvenli turizm sertifikasının yarattığı tüketici güveninin, Türkiye’nin daha az kayıpla bu dönemi geçirmesinde etkili olduğunu dile getirdi. Risk alarak ve kendilerine inanarak kapılarını açan otelcilere de teşekkür etti.
Konuşmacıların tamamı, 2021’den umutluydular. Bakan Ersoy, gelecek yıl için 2020’ye göre asgari yüzde 100’lük büyüme öngörmekteydi. 2019 rakamlarının yakalanmasının ise zaman alacağı düşünülüyordu. 2012’de V türü bir iyileşme bekleyenler arasında İvana Neskoviç ve Hildebrandt da vardı. Ama rekorlar yılı olarak görülen 2019 sayılarına ulaşılması 2024’den önce mümkün olamayacaktı.
Ukrayna ve Rusya başta olmak üzere BDT ülkeleri, 2020’nin dipten dönüşünde kurtarıcı olmuşlardı. Ukrayna, neredeyse 2019 rakamını yakalamıştı sadece 3-4 ay içinde, ama Rusya öyle olmamıştı. Neşet Koçkar’a göre, sınırların ne zaman açılacağının belirsiz kalması Rus tüketicileri, Kırım-Soçi gibi Karadeniz kıyılarına yönlendirmiş, tatillerini ve harcamalarını çoktan yapmışlardı Türkiye sınırları ağustosta açıldığında. Neşek Koçkar, 2012’de BDT pazarından çok umutluydu, yeter ki 2020’deki gibi belirsizlik, açma-kapanma olmasın.
Bakan Ersoy son zamanlarda en çok konuştuğu kişinin Sağlık Bakanı olduğunu söyledi. Bakandan aldığı bilgiye göre Türkiye, Çin aşısı için 50 milyon dozluk bağlantıyı tamamlamıştı ve bunun 10 milyonu aralıkta uygulanmaya başlanacaktı. Sadece Çin aşısına değil, güvenilirliği kanıtlanmış tüm aşılar için görüşmelerin tamamlanmak üzere olduğunu, Türkiye’nin otellerde kendini kanıtlamış ve daha da yaygınlaşacak güvenli turizm sertifikasyonu da düşünüldüğünde 2021 turizm sezonuna çok avantajlı bir konumda gireceğini müjdeliyordu.
Türkiye’nin en büyük ikinci pazarı olan Almanya dahil Avrupa ise belirsizlikler içindeydi. Sorun pandemiden ibaret değildi Avrupa için. İlişkilerde tarihin en kötü dönemi yaşanmaktaydı ve bu da turist akışını şu ya da bu ölçüde etkilemekteydi. 2021 için pazar eğilimlerini araştıran Almanya’nın bir numaralı sektör dergisi FVW’nin editörü Hildebrandt’ın paylaştığı tabloya göre 2021’de Türkiye, Almanca konuşulan ülkelerden çıkışlarda yüzde 6 payla 5-6 sıra gerileyerek onuncu sıraya düşmüş görünüyordu. Hildebrandt, bu tablonun bugünün eğilimlerini içerdiğini, zamanla değişebileceğini umduğunu da ekledi konuşmasına.
Geleceğin turizmi bahsinde değişmekte olan trendler konusunda tüm konuşmacılar, dijitalleşmeye vurgu yaptılar. Hem Türk ve de hem dünya gezginlerinin tatil satın almalarında artık online platformlar, toplam satışların yüzde 50’sinin üzerine çıkmıştı. Pandemi bu eğilimi inanılmaz bir şekilde hızlandırmıştı. 10 yıl önce bu tabloyu öngörenler hayalcilikle değerlendiriliyordu, hiç unutmuyorum. Önce dünya devi Thomas Cook çöktü, şimdi ise dünyanın en büyüğü TUİ büyük güçlükler içinde. Alman hükümetinden aldığı milyarlarca avro desteğe rağmen, bırakalım gelecek yılın ön ödemelerini, tamamlanmış tatillerin ödemelerini bile otellere yapamıyor. Devlet desteği olmasa, ne ulusal havayolu şirketleri ne de böyle devasa tur operatörleri yaşama şansı bulacak. Ama bu destekler de ülkelerde sorgulanıyor. Nereye kadar diye.
Belki pandemi bitecek ama bu tartışmalar hiç sonlanmayacak.
Pandemi sonrası turizm çok şeye gebe.