İBB iddianamesine ilişkin ek ifadeler ve dilekçeler ortaya çıktı. Bu durumla birlikte bir tanığın vicdanen tanıklığını duyumlar üzerine kurulduğunu ifade ettiği belge de ortaya çıktı.
İlk olarak 2025 ve 2024'de savcılığa giderek tanık olarak ifade veren reklamcı A.T., Ekrem İmamoğlu ve Murat Ongun hakkında irtikap ve ihaleye fesat karıştırma suçlamaları yaptı.
A.T.'nin bu ifadeleri iktidara yakın gazetelerde de manşet oldu. Açık tanık olarak ifade veren A.T. ilerleyen süreçte ifadelerinin iddianameye gizli tanık ifadesi olarak yansıdığını söyleyerek savcılığa dilekçe sundu.
A.T. Ongun ve İmamoğlu'nu suçladığı ifadesinde şu ifadeleri kullanmıştı:
"İstanbul Büyükşehir Belediyesi açık hava reklam alanlarının kiralanması işlemini Kültür A.Ş. üzerinden yürütmektedir. Kültür A.Ş., bu reklam alanlarının kiralanması için zaman zaman özel firmalarla işbirliği yapmaktadır. Ekrem İmamoğlu’nun Belediye Başkanlığı döneminde, Kültür A.Ş. tarafından yapılan ihalelerin kimlere verileceği önceden belirlenip bu şirketlere sözleşmeler sunulmaktadır. Bu ihalelere katıldığımda firma adı değiştirilmiş, ve tekrardan büyük ihaleler yapılmıştır. Özellikle 2019 yılından sonra bazı kiralama işlemleri Ekrem İmamoğlu ve Murat Ongun’un yönlendirmesiyle başlamıştır.
Sonrasında bu ihalelerde, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı olan Kültür A.Ş. ve diğer özel firmalar arasında yüksek kiralar elde etmek için manipülasyonlar yapılmıştır. Şirketlerin yanıltıcı faturalandırmalar ve dolaylı işlemlerle kazanç sağlandığını gözlemledim.
Bu süreçlerin, Ekrem İmamoğlu ve ekibi tarafından organize edilen rüşvet çarklarının bir parçası olduğunu düşündüm. Gerçekleştirilen işlemler belediye kaynakları üzerinden yürütülmüş ve bazı işlemler yolsuzluklara yol açmıştır. Bu bağlamda Murat Ongun ve bazı yetkililerin de bu kiralama ihalelerinde çıkar elde ettiğini gözlemledim.
Şirketlerin bu şekilde büyük gelirler elde etmesinin ardından, ben bu süreçleri yasal olmayan şekilde düzenlemek için büyük kiraların temin edildiği ve yasal olmayan sözleşmelerin imzalandığı bilgilerini de öğrendim."
"Tanıklığım duyumlara dayalıdır"
Bu ifadelerden sonra A.T: açık tanık ifadelerinin gizli tanıkmış gibi verildiğini ifade edip İBB dosyasına daha sonradan verdiği dilekçede verdiği tüm ifadeleri tanıklık değil duyumlar üstüne kurulu olduğunu söyledi.
A.T.'nin itiraz için verdiği dilekçe ise şöyle:
“Savcılığınıza yukarıda yazılı dosyasından daha önce bilgi sahibi sıfatıyla beyanda bulunmuştum. Ancak basından öğrendiğim kadarıyla söz konusu ifadelerim gizli tanık ifadesi olarak dosyaya yansımıştır. Ben yemin altında bir beyanda bulunmadığım gibi anlattıklarım bizim sektörde kulaktan kulağa dolaşan konular hakkında duyduklarımı anlattım. Benim beyanlarım görgüye değil duyuma dayalıdır… Benden bilgi sahibi olarak beyanda bulunmam Savcılık tarafından istendi. Ben de piyasada duyduklarımı Savcılık makamına ilettim. Ancak bu söylediklerime dair doğrudan şahit olduğum bir olay yoktur…Beyanımda ismi geçen kişilerin tutuklandığını öğrendim. Bu durumdan dolayı vicdanım rahat değil. Ben kimsenin hakkına girmek istemem, kimsenin benim yüzümden bir zarar görmesini istemem. Gördüğüm kadarıyla anlattıklarımın bir kısmı evraklara farklı yansıtılmış bu nedenle dürüst bir vatandaş ve Allah korkusu olan biri olarak işbu dilekçeyi vermem gerektiğini düşündüm."
