Mart ayına geldik, futbolumuz artık oturdu. Her maç keyif veriyor. Geçen hafta derbide de rakibe şut bile çektirtmedik ama işte, futbol şansı o top bir türlü rakip kaleye girmedi. Türkiye Kupası’nda da her maçı kazanarak grubumuzdan lider çıktık. Hem de öyle malum kulüpler gibi, hocamız eliyle “sakin olun 0-0 bitsin maç” şekilleri yapmak zorunda kalmadık. Bir kez daha “çok şükür Fenerbahçeliyiz” dedik. Gerçi geçen hafta kendi evinde 0.1 gol beklentisi yaratabilenler derbiden sonra Morinho’yu önce ağlamakla sonra da akıl almaz biçimde ırkçılıkla suçladıklarında biz zaten, defalarca “iyi ki Fenerbahçeliyiz” dedik. Aslında, en güzel cevabı kendi efsaneleri Drogba verdi, 'benim babam nasıl ırkçı olabilir?” Dünyada kimse ciddiye almadı zaten bu suçlamayı, herkes tam tersi Mou'nun tarafında olduğunu belirten açıklamalar yaptı. Ah be Hoca, ah be Mou, ırkçı olmadığını adımız gibi biliyoruz da biraz daha cesur oynayıp, şu derbiyi alsaydı ne mutlu olurduk. Dahası beraberlikte bu kadar komik açıklamalar yapanlar mağlubiyetten sonra eminim tarihe geçecek saçmalıklara imza atarlardı. Biz de eğlenirdik.
Neyse “Mou’nun var bir bildiği deyip” bu haftanın tadını çıkarıyoruz. Ama bir kere daha söylüyorum, takım her geçen gün oynadığı daha bilinçli, akıllı ve usta işi futbolla önümüzdeki günlerde bize büyük keyif yaşatacak belli oluyor. Şimdi ilk eğlenceyi hafta içi Avrupa Kupası maçımızda yaşamayı bekliyoruz.