Kafamda dönen bir soru var: Eğer internet bağlantımız ışık hızına yaklaşsaydı, hayatımızda neler değişirdi?
Elimde kahvem, sabahın ilk saatlerinde teknoloji haberlerini kurcalarken, karşıma çıkan bir başlık beni heyecanlandırıyor:
"Dünyanın ilk 5G mmWave uydu interneti yakında başlıyor."
İddialı, değil mi? Ama bu sefer işin içinde bildiğimiz fiber optik kablolar ya da baz istasyonları yok, doğrudan uzaya çıkıyoruz.
Bildiğiniz gibi internet hızımız genellikle yere bağımlıdır. Kablolar, kuleler, baz istasyonları... Ancak, ABD merkezli AST SpaceMobile ve Japonya'nın teknoloji devi SoftBank bu bağımlılığı ortadan kaldırmaya hazırlanıyor.
5G mmWave uydu interneti, Dünya'nın yörüngesinden doğrudan cihazlarımıza ışınlanacak. Evet, yanlış duymadınız: IŞINLANACAK.
Peki bu ne anlama geliyor?
Öncelikle, şehir merkezlerinde bile bazen çekmeyen telefon sinyali çilesi bitebilir. Ama daha da önemlisi, dünyanın en ücra köşelerinde bile yüksek hızlı internet erişimi mümkün hale gelebilir. Yani artık dağ başında kamp yaparken ya da okyanusun ortasında seyahat ederken dizi izlemek mümkün olabilir.
Belki de Elon Musk’ın Starlink’ine doğrudan rakip geliyor.
Teknik detaylara girecek olursak, bu sistem 5G'nin mmWave (milimetre dalga) teknolojisini kullanıyor. Yani ultra yüksek frekanslar ile daha fazla veri taşıma kapasitesi sağlanıyor.
Ancak buradaki en büyük mesele şu:
mmWave sinyalleri atmosferde ve engeller arasında yayılmakta zorlanıyor. İşte burada devreye uydu teknolojisi giriyor. AST SpaceMobile’ın BlueWalker 3 uydusu, testlerde doğrudan cep telefonlarıyla 4G ve 5G bağlantısı kurarak bir ilke imza attı. Bu sistem tam anlamıyla çalışmaya başladığında, sinyal kaybı ve bağlantı problemleri büyük ölçüde tarihe karışabilir.
Tabii her büyük teknoloji devrimi gibi bu da bazı soru işaretleri barındırıyor.
Maliyet ne olacak?
Bu hizmet ilk etapta hangi bölgelerde kullanılabilir hale gelecek?
En önemlisi, veri güvenliği nasıl sağlanacak?
Her ne kadar bu soruların cevapları şimdilik tam netleşmese de internetin geleceği yörüngede şekilleniyor gibi görünüyor.
Belli ki gökyüzü artık sadece yıldızlarla değil, internet sinyalleriyle de dolu olacak. Şimdi soru şu:
Biz bu yeni hız çağının ne kadarına hazırız?
