Teknolojinin belki de en insancıl hali

Elon Musk’ın Starlink Projesi, bu hafta gündeme bomba gibi düştü. Sabah ofiste kahve kokusu eşliğinde, Yayın Yönetmenimiz İzzet Bey ile buluşmak bizim küçük ama değerli bir ritüelimiz. İzzet Bey, her zamanki gibi teknoloji dünyasının nabzını tutmuş, elinde birkaç taze haberle önerilerini sunuyor. Kahve fincanları elimizde, masanın başında teknolojiden konuşmaya başlıyoruz. Bu haftaki konumuz, Elon Musk’ın Starlink Projesi.

Starlink, dünya yörüngesinde dolaşan binlerce uydudan oluşan bir sistem. Bu uydular, dünyanın en ücra köşelerine bile internet erişimi sağlamak için tasarlandı.

İlk duyduğumda “Bilim kurgu filmi gibi” diye düşündüğümü hatırlıyorum. Ama bu hafta gelen haberlerle bilim kurgu, gerçeğe dönüştü.

Köylerde yaşayan çocukların online derslere katılabileceği, yaylada yaşayan bir çiftçinin hava durumunu anlık öğrenebileceği bir döneme giriyoruz.

Bu, sadece teknolojiyle değil, yaşamla kurduğumuz bağın da bir devrimi.

Starlink’in sunduğu imkanlar, Türkiye gibi dağlık bölgeleri ve altyapı sorunları olan yerleşim yerlerini bir anda iletişim ağına dahil edebilir.

Özellikle deprem bölgelerinde acil iletişim ihtiyacının karşılanması, bu teknolojiyle çok daha kolay hale gelebilir. Hatırlarsanız, 11 ilde korkunç felaketlere neden olan Kahramanmaraş depremlerinin hemen ardından Elon Musk, Starlink uydusunu Türkiye’ye yönlendirmeyi teklif etmişti, kesintisiz iletişim sağlanabilmesi için…

Düşünsenize, bir afet anında her şey yerle bir olsa bile Starlink uyduları gökyüzünde kalmaya ve insanları birbirine bağlamaya devam edecek. Bu, teknolojinin belki de en insancıl hali.

Tabii, Starlink’in yarattığı heyecan kadar sorular da var.

  • Sistem, herkes için ne kadar erişilebilir olacak?
  • Starlink cihazlarının maliyeti, Türkiye’deki geniş kitleler tarafından karşılanabilir mi?
  • Bu hizmetten kimler faydalanacak ve kimler geride kalacak?
  • Teknolojinin eşitliği getirme vaadi, maliyet bariyerine takılırsa, aslında bir başka eşitsizliği mi doğurur?

Henüz bu soruların cevabını bilmiyoruz, ama Türkiye’deki ilk kullanıcıların deneyimleri, bu sorulara ışık tutacaktır.

Starlink’in Türkiye’ye gelişi, sadece bir teknoloji transferinden ibaret değil. Aynı zamanda, bir kültürel dönüşümün başlangıcı. İnterneti yalnızca şehirlerle sınırlı bir hizmet olarak gören anlayış, yavaş yavaş değişiyor. Yaylalarda oturan çobanlar, balıkçı teknelerinde çalışanlar, merkeze uzak köylerinde tarım yapan çiftçiler artık küresel bilgi ağının kesintisiz bir parçası olabilir. Bu, bilgiye erişim hakkını herkes için mümkün kılmanın hayalini taşıyor.

Belki de bu yüzden Starlink’i sadece bir “uydu internet hizmeti” olarak görmek yetersiz kalır. Gökyüzünden gelen bu ağ, yeryüzündeki insanları bir araya getirmek için inşa edildi sanki.

Sihir gibi.

Her şeyin dijitalleştiği, bilginin artık en büyük güç olduğu bir çağda, Starlink gibi projeler, hem bireysel yaşamları hem de toplumların geleceğini şekillendirecek.

Kuzey Avrupa ülkelerinin gelişmiş demokrasilerinde internete erişim hakkı da artık haklar listesine girmeye başladı.

Gelişmeleri heyecanla bekliyoruz. Ülkemizin de bu projeye dahil olacağını düşünüyorum, umuyorum.

Ve daha önce, Starlink'in Türkiye'de faaliyete geçmesi için Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu'na (BTK) başvuruda bulunduğu ve gerekli düzenlemelerin değerlendirildiği bildirilmişti. Ancak, şu ana kadar hizmetin ne zaman başlayacağı konusunda resmi bir açıklama yok. Starlink'in resmi internet sitesinde de Türkiye için hizmet başlangıç tarihinin altındaki açıklamada "Yönetmelik onayı bekleniyor" ifadesi var.

Umarız ki bu bekleyiş uzun sürmez…

Ülkenin her noktasında insanlar kesintisiz ve hızlı internet erişimine ulaşabilir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Furkan Can Arşivi