YUSUFELİ; BİR İLÇE NASIL TAŞINIYOR?

Anadolu’nun en güzel yörelerindendir Artvin… Dağların arasında bir çiçektir. TRT muhabiri olarak Doğu Karadeniz Bölgesi’nde görev yaptığım 80’li yıllarda, Rize’nin eski Belediye Başkanlarından Bülent Koç’un sözlerini hiç unutmam; “Bu bölge İsviçre gibi olurdu ama fırsatı çoktan kaçırdık.”
Doğru söze ne denir? Artvin’de duyduğum bir fıkrayı da burada nakledeyim. Bektaşi babasının yolu Artvin’e düşmüş. Gezmiş, dolaşmış… “Erenler nasıl buldun Artvin’i?” diye sormuşlar. Bektaşi fazla düşünmeden yanıtlamış; “Kadehimi koyacak yer bulamadım.”
Benim görev yaptığım yıllarda, Erzurum’dan Artvin’e giden yol korku tüneli gibiydi. Uçurumlardan geçen yolda çok az kaza olduğunu, bunun da araç arızalarından kaynaklandığını söylerdi usta sürücüler. “İster istemez yavaş gideceksin ve çok dikkatli olacaksın.”
Bu coğrafyada dağları delen ve deli gibi akan Çoruh Nehri’ne barajlar yapıldı. Bölgede aşırı HES yapılaşması yanlış ama bu barajlar doğru karardı ve yapılması gerekiyordu.
Yusufeli Barajı da bunlardan biri.
Temelden yüksekliği 275 metre olan baraj beton kemer kategorisinde Türkiye’nin birinci barajı oldu. Dünyanın üçüncü en yüksek barajı olan Yusufeli Barajı, gelecek yıl elektrik üretimine geçecek. 558 megavat kurulu gücüyle yıllık ortalama 1 milyar 888 milyon kilovatsaat enerji üreterek ekonomiye yılda 1,9 milyar lira katkı sağlayacak.
Buraya kadar iyi. Baraj nedeniyle bazı köyler ve ilçe merkezi sular altında kalacak. Yani Türkiye’nin en fazla göç veren ilçelerinin başında gelen Yusufeli yine taşınacak. Tarihte yerinden duramayan ilçelerden biridir Yusufeli. 150 yıllık tarihinde altı kez yer değiştirmiş. Şimdi yedinci kez taşınmaya hazırlanıyor.
Yörenin Yansıtıcılar mevkiinde 150 hektar alanda yeni ilçe inşa edildi.

COĞRAFYAYA UYGUN OLMAYAN YAPILAR

Gülten Akın’ın şiirindeki şu dizeler unutulmaz; “Evleri yüksek kurdular, cama betona boğdular. Uzakta kaldı dostluklar, uzakta kaldı ağaçlar.” Dağların ormanların arasındaki Yusufeli’nin yeni konutları da bu şiiri hatırlatıyor.
Yusufeli yeni ilçe merkezi TOKİ imzalı ve yörenin geleneksel mimarisinden çok Osmanlı-Selçuklu izlerini taşıyor. Elbette bu mimarinin apartman olanından! Taşınacak olan yurttaşların itirazları buna da değil, yapının kullanım şekline.

  • asrın ilçesi olacağı iddia edilen yeni Yusufeli’nde arazi yapısını masa başında gören Ankara’daki uzmanlar, yöredeki yağmur, sel ve de heyelanın hesabını yapmamışlar.
  • Ortaya çıkan yapılarda zemin katlar kötü ve yaşanmaz… Bir yurttaş şikayet dilekçesinde şöyle yazmış; “O bodrumlarda insanların can güvenliği yok. Gece seller olduğu zaman camdan içeri girecek. Biz burada çok zaman yaşadık. Bu meyilli arazide orada bodrum da on kat topraktan aşağıda insanın kalması mümkün değil. İnsan eşyasını bile bırakmaz orada.”
  • Yusufeli’nde kısa süreli adres değiştirenler, bekar olanlar konut kura çekimine katılamamışlar. Zaten tarihinde sürekli göç veren Yusufeli’nde şimdi de bekarlara, “Gidin, başınızın çaresine bakın” deniyor.
  • Yusufeli Haber Gazetesi’ne yazan Ayşe Özçelik adlı yurttaşın şikayeti anlamlı:
  • “Üzerime kayıtlı arazimden mütevellit yeni yerleşim yerinde hak sahibi olabilmek adına başvuruda bulundum. Başvurum onaylanmadı ve ret kağıdında gerekçe olarak bekar olmam gösterildi. Eşimi 2012 yılında kaybettim. Eşimin vefatından sonra iki çocuğumla Yusufeli’nde ikamet etmeye devam ettim. Değil bekarı, eşini kaybetmiş bir kadını bile aile olarak görmüyorlar.”
  • Bir yerden bir yere taşınmak zordur. Bakalım Yusufeli’nde taşınma işi nasıl çözülecek? Türkiye’nin büyük kentlerinde Yusufeli mahalleleri var, buraların nüfusu artarsa şaşırmayalım.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Cengiz Erdil Arşivi