EKONOMİ BÜYÜDÜ, VATANDAŞ HİSSETMEDİ

Türkiye ekonomisi 2023 yılının son çeyreğinde yüzde 4, yıl genelinde ise yüzde 4,5 büyüdü. Ekonominin büyümesi elbette o ülkede yaşayan herkesin isteyeceği ve mutluluk duyacağı bir durum. Biz de ise tartışmalar ile karşılandı ki, bu tartışmaların haklılık payı çok yüksek.

Önce birkaç istatistik paylaşayım. 2023 sonu itibari ile Türkiye ekonomisinin büyüklüğü 1 trilyon USD’yi aştı ve 1,12 trilyon büyüklüğe ulaştı. Kişi Başı Milli Gelir ise 13,110 USD oldu. 2013 yılında (yani on sene önce) Türkiye ekonomisinin 952 milyar USD olduğunu, Kişi Başı Milli Gelirin de 12,415 USD olduğunu hatırlatmak isterim. Özetle ülkede yaşayan bizler on yıl boyunca boşa çalışmışız, hep birlikte akıntıya kürek çekmişiz. Bu süreçte dikkat çekici nokta ise ekonominin 2013-2023 arasında her yıl büyümesi. On yıl art arda büyüyen ekonomide kişi başı milli gelir nasıl on yıl önceki seviyesinde olur? Uygulanan yanlış politikalarla fiyat istikrarını sağlayamazsınız, döviz kurları uçar gider. Ve sonuç bu olur.  Demek ki büyüme, vatandaşa bir refah artışı getirmiyorsa tek başına bir anlam ifade etmiyormuş. Bir başka ifade ile büyüyeceğim inadı oluşturduğunuz ekonomi politikalarının vatandaşa olumlu bir katkısı olmuyormuş. Ben demiyorum, devletin resmi verileri öyle diyor. 

Tartışma konusu ise açıklanan verilerin gerçeği yansıtıp yansıtmadığı. Yöntem değil parametreler tartışılıyor. Çünkü kişi başı milli geliri hesaplarken ülkede yaşayan göçmenler hesaba katılmıyor. Üretim kısmına yani kesrin pay kısmına olumlu etkisini yazıyorsun, ama üretimde etkisi olan insanları, bölerken hesaba katmıyor, yani kesrin payda kısmına yazmıyorsun.

İkinci konu dolar kuru. Gayri Safi Yurt İçi Hasıla, o ülke sınırları içinde belli bir dönemde üretilen toplam mal ve hizmetlerin parasal büyüklüğüdür. Her ülke bu ölçümü kendi para birimi ile yapar. Çıkan sonuç uluslararası alanda kıyaslanabilsin diye dolara çevrilir. Türkiye’de dolar kurunun serbest piyasada oluştuğunu söyleyebilir miyiz? Asla. Türkiye’de içinde bulunduğumuz günlerde dahi kontrollü kur sistemi uygulanıyor. Dolayısı ile elde edilen parasal büyüklük, daha yüksek bir dolar kuruna bölünse ortaya daha düşük bir ekonomik büyüklük, o veri de daha yüksek sayıda insana bölünse daha düşük bir kişi başı milli gelir ortaya çıkacak. Yani demem o ki; 13,110 USD olarak açıklanan kişi başı milli gelir aslında daha düşük. 

Bu arada içerideki enflasyon ölçümünü ve dünyadaki dolar enflasyonunu da hesaba katmıyorum bile. 

Verileri tartışsak da sonuç olarak ekonomi büyüdü. Peki ülkenin insanları bu büyümeyi hissetti mi? Büyük bir kısmı hayır. Neden? Ekonomi büyürken gelir dağılımı daha da bozuldu da ondan.

Ekonomik pastanın yarısını ülkenin yüzde 20’si alırken, geri kalan yarısını yüzde 80’i alıyor. En zenginlerin olduğu yüzde 20’lik kesimde kişi başı milli gelir 30,000 USD seviyesinde iken, geri kalan yüzde 80’lik kesimin kişi başı milli geliri 7,500-8,000 USD düzeyinde. Eğer o yüzde 80’lik kısımda iseniz büyümeyi hissetmemeniz normal. 

Unutmayalım; fiyat istikrarı ve gelir adaleti olmadan olmaz.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
Mert Yılmaz Arşivi