
Mert Yılmaz
Merkez Bankası yapması gerekeni yaptı
2025 yılının ikinci Para Politikası Kurulu toplantısı dün yapıldı ve Kurul, piyasa beklentilerine paralel politika faizini 250 baz puan indirerek %42,5’e çekti. Pazartesi günü açıklanan ve piyasa beklentilerinden düşük gelen Şubat ayı enflasyon verisi sonrasında “Acaba Merkez faiz indirimi için 250’den daha büyük bir adım atar mı?” sorusu kısık sesle dillendirilmeye başlansa da temel senaryonun çalışmış olması sevindirici.
Toplantıya kısa bir süre kala “Faiz 750 puan inmeli” gibi hiçbir temel dayanağı olmayan, hamasi başlıkları görünce özellikle ekonomi konusunda bir kesimin yaşananlardan bir türlü ders almadığını bir kez daha teyit ettim.
Enflasyon istenilen hızda olmasa da düşüyor, düşmeye de devam edecek, Merkez Bankası da faizleri indirmeye başladı, faiz indirimleri de devam edecek de 750 baz puan indirim beklentisi nedir arkadaş! Neden 750 mesela, elini korkak alıştırma en az 1,000 iste mesela. Atış serbest çünkü.
Adama sormazlar mı “Beklentiden yüksek gelen enflasyon sonrası önce faiz indirdin, sonra %21 olan yıl sonu enflasyon tahminini %24’e yükselttin, daha enflasyon beklentilerini çıpalayamamış iken bu büyük adım neden? diye…
Özellikle faiz indirimleri konusunda atılan en küçük ölçekteki erken bir adımın nelere mal olduğunu Kavcıoğlu döneminde yaşayarak öğrenmedik mi?
Elbette herkes düşük faiz ister. Ama bunu isteyebilmek için önce enflasyonun düşmesi lazım. Efendim, Şubat ayı enflasyonu düşük çıktı. İyi de Ocak ayı enflasyonu da yüksek çıkmıştı. Bir veri ile merkez bankaları yol yürüyemez. Trenddir aslolan.
Ocak-Şubat farkına da bir değinmek lazım. Uzun süredir dile getirdiğimiz eşgüdüm sorununun vücut bulmuş hali. 2017 yılından 2024 yıl sonuna kadar 7 TL olan sağlıkta Hasta Katkı Payı’na hiç zam yapılmamış. 2025 yılına başlarken 7 TL olan Hasta Katkı Payı bir anda 40 TL’ye yükseltildi. Yapılan bu yüksek oranlı zam, Ocak ayı enflasyonunun %0,6 puan daha yükselmesine neden oldu. %5,03 olarak açıklanan ve piyasa beklentilerinden yüksek çıktı denen aylık enflasyonun temel nedenlerinden birisi de bu. Şubat ayına geldiğimizde ise bu sefer Resmi Gazete’de 2025 yılı başından itibaren 40 TL olarak uygulanan Hasta Katkı Payı’nın 20 TL’ye indirildiğini gördük. Aslında piyasa beklentilerinden düşük gelen ve bazılarının faiz indirimi konusunda coşkuya kapılmasını sağlayan gerekçe bu.
Birincisi; ekonomide de hayatın her alanında olduğu gibi alınan bir kararın pozitif ve negatif etkileri oluyor. Bu etkiler direkt olduğu gibi dolaylı da olabiliyor. 7 TL’lik fiyat 40 TL’ye yükseltildiğinde Hazine’nin kasasına daha fazla para girecek olabilir ama yüksek çıkmasına neden olduğun enflasyonun maliyeti kasaya girecek olan paradan daha büyük.
Etki analizini yapmadan hadi daha nezaketle söyleyeyim üzerinde yeterince çalışmadan alınan bu kararlar başka adımları da istemeden de olsa zorunlu olarak beraberinde getiriyor.
Sen köprü ve otoyollara zam yaptım bu sadece ulaştırma enflasyonunu etkiler diyorsun ama o köprü ve otoyolu kullanarak Anadolu’dan İstanbul’a gelen sebze meyve fiyatı maliyet artışı nedeni ile yükseliyor. Sadece ulaştırma kalemine etki etmiyor görüldüğü gibi.
İkincisi ve daha tehlikelisi; enflasyon sepeti içinde enflasyon hedefini yakalamak ya da aylık enflasyonu düşük çıkartmak için atılan bu adımlar kısa vadede hoşa gitse de orta ve uzun vadede çok ciddi sorunlara gebe. Yabancı yatırımcı, eli sepetin içinde, işine geldiği gibi oynanarak açıklanan bir enflasyon verisine güvenerek yatırım yapmaz.
İçeride zaten açıklanan enflasyon verisine vatandaşın güveni neredeyse sıfırlanmışken bir de yabancıyı kaybetmeyelim. Onun için atılan adımların ince elenip sık dokunması şart.
Bir de öyle bir algı var ki; Merkez Bankası faiz indirecek, kredi muslukları patlarcasına açılacak, ekonomideki bütün sorunlar çözülecek. Bu sorumluluğun hepsini Merkez Bankası’na yüklemek hiç adil değil. Ortadaki sorun yumağını tek başına Merkez Bankası’nın çözmesi de mümkün değil.
Merkez Bankası uyguladığı politika ile TL’nin yatırımcısına reel getiri sunmaya devam etmesini ve kredi politikasının talep üzerinden yeni bir enflasyon baskısı yaratmamasını istiyor.
Siz kağıt üzerinde faizlerin indiğini görebilirsiniz ama krediye ulaşmak hala zor olacak.
Eski dönem iyiydi, ne rahattı diye düşünenler, bugün çekilen bu sıkıntıların sebebi o eski günler.
Eleştiri hakkımız her zaman var ve sonuna kadar kullanmalıyız ama baskı kurmak doğru değil. Bırakalım Merkez Bankası işini yapsın.