Bahattin Yücel

Bahattin Yücel

Sandıktan çıkarsa demokrasi, kaybederse darbe

Türkiye seçime hızla yaklaşırken, ittifakların yürüttükleri kampanyaların içerikleri de değişiyor. Örneğin AKP kanadı yarı militer görünümlü giysiler ve sanal izlenimi veren, gemi ve silahlar ile seçmenine başarılarını kanıtlamayı önceliyor. Jules Verne’in “Aya Seyahat” adlı romanını anımsatan, uydu projesi ve tasarımından üretimine kadar dışarıda bitirilen otomobil ile ne denli yerli ve milli bir iktidar olduğunu kanıtlama derdinde.

Yetmemiş olmalı ki, bu kez doğal gaz, nükleer santral balonları patlatılıyor. Durmak yok, diyerek bu kez Gabar Dağı’nda günlük yüz bin varil çıkarılacak petrol yatakları buluyorlar.

Uyguladığı başarısız ekonomi politikası yüzünden, 20 yılın sonunda ortaya çıkan kentli yoksulluğu orta sınıfı teslim almaya hazırlanıyor. “Kur Korumalı Mevduat” adıyla icat ettikleri, ekonomide kara delik üreten ağır yük, yüzde yirmi beşlere yaklaşan işsizlik, Gayri Safi Yurtiçi Hasıla’nın ilk çeyrekte yüzde altısına yaklaşan cari açık ve riskleri tam olarak bilinemeyen Varlık Fonu’nun tartışılması belli ki, istenmiyor iktidar partisinde.

Seçime yaklaşık 10 gün kala bu kez bel altı vuruşlara hazırlanıldığı anlaşılıyor. Son sığınakları; muhalefetin seçimleri kazanmasını “darbe” olarak nitelemeleri. “Sandıktan kendileri çıkınca; “ileri demokrasi” muhalefet kazanırsa “darbe”. Her halde siyasal tarihimizde yaklaşan yenilgi karşısında, sonuçların darbe olarak nitelenmesi ile ilk kez karşılaşılıyor.

Belki asıl darbe muhalefet önceden ortaya çıkarmasa, İçişleri Bakanlığı’nın yurt içi idari birimlerine gönderdiği bir genelgenin uygulanmasıyla gerçekleşecekti. Bakanlığın seçim yasasına aykırı biçimde gönderdiği; sandıkları tam denetimleri altına almayı amaçlayan il ve ilçe düzeyindeki kurulumu, İttihatçıların ünlü “sopalı seçimlerinin” teknoloji destekli uygulamasını anımsatıyor.

YSK’nın seçim tarihinin kararlaştırılmasını onaylayarak, başlattığı bu sürecin ileride çok tartışılacağı kesin.

Muhalefet bu kurguyu önceden sezdi. Bu nedenle seçimlerden sonra bu karabasandan nasıl çıkılacağına odaklandığı anlaşılıyor. Ağır ekonomik koşulların; gelecek iktidarı, ilk gününden başlayarak, ciddi sorunlarla kuşatacağı açık. Ülkede ekonomiden başlanarak radikal bir değişimin gerektiğine hiç kuşku yok. 

Ancak ilk adımın AKP’nin gerginliği tırmandıran yöntemlerle sarsılan, iç dengelerin kurulmasıyla atılması kaçınılmaz. Millet İttifakı’nın Doğu Anadolu’da peş peşe düzenlediği mitinglerde, meydanları dolduran on binlerin coşkusu, seçmene verilecek en gerçekçi mesajın “barış” olduğunu gösteriyor. Tansiyonun düşürülmesi, AKP’nin seçim öncesi son düzlüğe girilirken, inançlar üzerinden polemik yaratmak dışında söyleyecek sözünün kalmadığı anlaşılıyor. 

Öyle olmasa “dark web” karanlıklarında geleceklerini kurtaracak çıkış aramaya kalkışırlar mı hiç?

Önceki ve Sonraki Yazılar
Bahattin Yücel Arşivi