Bahattin Yücel

Bahattin Yücel

Vizeler

Vize konusu; Türkiye’nin gündeminde yer almaya başladı. 

Seçimlerin ardından dar boğazda sıkışan iç siyaset, bu çok önemli sorunun kamuoyunda tartışılmasını da doğal olarak gerçekleştiremedi.

T.C. yurttaşlarına; 1975 yılında Helsinki Nihai Senedi adıyla bilinen sözleşme uyarınca gösterilmesi gereken başka ülkelere seyahat kolaylığı, vizeye ihtiyacı olanlar için karabasana dönüşüyor.

Başta Almanya, AB ülkeleri artan talebi karşılamakta zorlandıkları gerekçesiyle, vize isteklerini işleme bile almıyorlar. Binlerce kişi; güçlükler yüzünden zarar görüyor. Geri çevrilen vize istek sayısının, ambargo altındaki Rusya vatandaşlarının sayılarından beş katı kadar fazla olduğu öne sürülüyor.

İleri sürülen gerekçelerden biri, Suriye’deki IŞİD militanlarına T.C. hizmet pasaportu verildiği ve bazılarının Almanya’da yakalandığı yönünde. Gerçek üstü olduğu izlenimi uyandıran bu iddianın, açıklığa kavuşturulması, kuşkusuz Dışişleri Bakanlığı’nın inisiyatifinde.

AB kulislerinden sızan söylentilere bakılırsa asıl neden, bozulan ekonomik dengeler yüzünden artan işsizliğin; T.C. pasaportu taşıyan on binlerce kişinin topluluk ülkelerine özellikle sığınmacı statüsünde gelmek istemelerine yol açacağı. Öne sürülen bir başka neden ise Türkiye’de muhalif seçmenler üzerindeki baskıların, seçimlerin ertesinde siyasal nitelikli sığınma talebini tetikleyeceği yönünde.  

Aynı ülkelerin başta Almanya; tıp, yazılım ve mühendislik alanlarında yetkin olanlara kapılarını sonuna kadar açması, kulis bilgilerinin dikkate alınmasına katkı yapıyor. 

Muhalefet partilerinin tutumlarına gelince; kaybedilen seçimler öncesinde geçici sığınmacılar konusunda akılcı ve gerçekçi öneriler yerine, bir uçtan diğerine savrulan düşüncelerle kamuoyu karşısına çıkarak çözümün parçası olamayacaklarını gösterdiler.

Süreç içinde şaşırtıcı olan bir başka gelişme ise geri kabul anlaşmasıydı. Nedendir bilinmez, bu anlaşma henüz tam anlamıyla tartışılamadı. Maddi çıkar karşılığında, Türkiye üzerinden transit geçecek Suriye ve Afganistan’daki savaşlardan kaçanların, sınır geçişleri kesinlikle önlenecekti. Önlemlere karşın gidenler -olursa- geri kabul anlaşmasıyla Türkiye’ye tekrar getirilecekleri güvence altına alınmıştı.  

Verilen tavizler yetmemiş olmalı ki, “göçmenler için güvenli ülke” tanımıyla nitelenen Türkiye’nin, İngiltere’de yakalanan sığınmacıları da kabul edeceği açıklandı.

Vize konusu “yurt dışı turlar” ile Türkiye dışına seyahat edecek talebi de olumsuz etkiledi. Bir yandan her gün artan dolar ve avro kurlarının baskısı ile birleşince, okul tatillerinin hemen öncesinde gezilere talep çok azaldı.

Kendilerini iş çevreleri olarak niteleyen bir takım meslek kuruluşlarının temsilcileri, ülkemizin itibarını sarsan bu sorunun çözümünü, üyelerine tanınacak bir ayrıcalıkta gördüklerini, hiç duraksamadan açıkladılar. 

Örneğin TOBB Başkanı, üyelerine “yeşil pasaport” verilmesini istedi. Oysa TOBB dahil ülkedeki hiçbir meslek kuruluşu, birkaç yıl önce iktidar partisi tarafından yönetilen bir belediyenin; kültürel amaçlı olduğu açıklanan gezi düzenlediğini, folklor ekibi kimliğiyle özel pasaportların verildiği kişilerin de ekipte yer aldıklarını ve bir daha Türkiye’ye dönmediklerini bilerek tepki göstermemişti.

Anlaşılan vize sorunu kısa sürede çözülmeyecekti.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Bahattin Yücel Arşivi