4 Temmuz 2021 yılında “Madımak’tan Futbola” başlıklı makalemle başladım Gazete Pencere’de yazmaya.
Spor medyasının duayenlerinden kıymetli büyüğüm, ağabeyim Atilla Türker bana PDF formatında bir gazete attı.
“Nasıl? Beğendin mi?” dedi.
Beğenmemek ne mümkün?
Türkiye’nin ilk PDF formatındaki gazetesiydi.
Çocukluğumuzun renkli, bol görselli ve kaliteli içerikli gazetelerindendi.
Parmağımızla kaydırıp sayfalarını değiştirip bir sonraki sayfaya geçebiliyorduk.
Pazar eki dahi vardı.
“Yazar mısın?” dedi.
“Büyük bir onur duyarım” dedim ve yazmaya başladım.
Daha dün gibiydi tüm bu yaşananlar ama takvime baktığımda 4 koca yıl geçmiş!
Bu koca 4 senede sadece 2 yazı kaçırsam da gazetemizin çalışkan ismi Nilay Can, her maç günü erkenden mesaj atıp hem hal hatır sordu hem de hatırlatma yapma nezaketinde bulundu.
Futbolla çok ilişkili olmasa da -dikkatini çekmiş olacak ki- “sizi cumaya fixlediler” şeklinde bir ifade kullandı.
Yani Galatasaray’ın sürekli Cuma günlerinde oynatılması, futbolla iltisakı olmayanların dahi dikkatini çekmiş!
Cuma günü oynamak, başta konsantrasyon olmak üzere, kombine sahibi taraftarların ve işe gitmek zorunda olan taraftarların maça gidememesi gibi pek çok sebeple takımları olumsuz etkiler.
Keşmekeşe dönüşen İstanbul trafiğinin alt üst olmasını saymıyorum bile.
İki takımımızın yarıştığı şampiyonluk yarışında bir takımın sürekli Cuma günü oynatılması pek masum bir planlama gibi gözükmüyor!
Ama Galatasaray planlama yapanlara meydan okudu.
Öyle bir maç çıkardı ki Galatasaray, Bodrumsapor neye uğradığını şaşırdı.
Tarihi bir rekor kırarak rakip ceza sahasında 59 kez topla buluştu Galatasaray.
%71 topla oynama yüzdesi ile oynayıp 35 kez kaleyi yokladı.
Rakibine şut atma imkanı bile tanımayan sarı kırmızılılar, 2’si direkten dönen 9 net gol pozisyonu kaçırdı.
Yalnız neye uğradığını şaşıranlar yalnızca maç planlama müdürleri ve Bodrumspor değildi!
Fenerbahçe maçında 6 oyuncusunu dinlendirip Galatasaray karşısına tam kadro çıkan, takımını yüksek konsantrasyon ve dirençle oynatmayı hedefleyen ve Jose Mourinho’nun eski yardımcısı olan Bodrumspor Teknik Direktörü Portekiz’li Jose Morais de neye uğradığını şaşırdı!
“Gönlüm Fenerbahçe’nin şampiyon olmasından yana” şeklinde açıklama yapan Morais!
Şaşıranlar bu kadar mıydı?
Değil!
10 kişi kalmış Çaykur Rizespor maçında 2-0 öndeyken 82. dakikada kart görüp Fenerbahçe maçında cezalı duruma düşerek 17 yaşındaki kaleci Rüzgar Adıyaman’ı ateşe atan Portekizli kaleci Diogo Sousa da neye uğradığını şaşırdı!
12 kurtarış yapıp maçın adamı olmasına rağmen 2 gole engel olamayan, Galatasaray’ın 35 şutla maçı tamamlamasına karşı çaresizce bakan Sousa!
Neye uğradığını şaşıranların listesi uzar gider, tüm makalemizi buna ayırmayalım.
Ama Portekizli arkadaşlara birkaç uyarı yapalım.
Tutum ve davranışlarınız Portekiz’de normal karşılanabilir ama burası Türkiye!
Burada attığınız tüm adımları hatta aldığınız nefesi takip eden milyonlarca futbol sevdalısı insan var.
Türk futboluna verebileceğiniz her türlü zararda nefesi ensenizde olabilecek sayısız gazeteci var.
Ve şark kurnazlığı yapmayı planladığınız takım Türkiye’nin dünyaya ve Avrupa’ya açılan kapısı, en büyük sivil toplum örgütü, en büyük markası ve takımı olan Galatasaray Spor Kulübü.
Başta Türk futbolunun ilerlemesi ve yükselmesi adına her türlü tehlikeyi göze alan biz gazeteciler olmak üzere, hiçbir futbol paydaşı bu tavrınıza müsaade etmez ve etmeyecektir.
Okan Buruk dünkü maçtan sonra çıkıp “Gönlüm Bodrumspor’un küme düşmesinden yana” deseydi olur muydu?
Şapkanızı önünüze koyup -kalan kariyeriniz adına- düşünün. Türkiye’de içerisine düştüğünüz duruma başka ülkede düşmeyin.
Kafanızda bin bir tilki dolaştırmadan, takım ayırt etmeksizin çıkın aslanlar gibi mücadele edin.
Başarısız olsanız dahi mücadeleniz ve onurunuz sizi ayakta tutar!
