Sadece Mert ile olur mu?

Beşiktaş’ın erken bir gol yiyeceği ve deplasmanda tel tel döküleceği daha maçın başında belliydi.

Beşiktaş’ı en son 2006’da yenmiş Rize takımı, öyle organize, öyle akıllı bir taktikle çıkmıştı ki sahaya sonuç daha baştan kendini gösteriyordu. Rize’nin oyun zekası olmasa dahi Beşiktaş’ın ne yaptığını bilmeyen, tadı kaçmış oyuncularına karşı sonuç almaları çok kolaydı.

Ali Sowe, Ghezzal, Varesanovic, Mosci’nin birbiri ardına bulduğu pozisyonlar Mert duvarına takıldı. Ama duvarı takım arkadaşı Gedson Fernandes geçti, kendi kalesine gol attı. Beşiktaş’ın geriye düşeceği belliydi demiştim, peki ilk yarı nasıl berabere mi bitti diyorsunuz?

Yazalım, ilk ve tek isabetli şutunu 45+3’te attı Beşiktaş, Muçi’nin ayağından ve beraberliği buldu.

Rize iyi takım olmuş, sıralamadaki yeri kimseyi aldatmasın. Şuurlu oynuyorlar. Ne yaptıklarını da ne yapabileceklerini de biliyorlar. İlk yarı berabere bitti ama açık ara Rizespor üstündü. İlk yarı yaşanan 6 net gol pozisyonunun 4’ünün Rize’ye ait olması da bunun matematiksel ispatıydı.

Beşiktaş ilk yarı “Bitse de gitsek” havasından o uzatmalardaki vuruşa kadar çıkamadı. Muçi, kumaşını gösterdi ama ilk yarının kayıp oyuncularından biriydi. Musrati, “Hala neden buradayım?” havasında, Rafa ise “İstemiyorsanız oynamayalım” diyordu Immobile ile birlikte. Kenarda oturan Semih bile rüyalardan rüyalara dalıyordu sanki.

İkinci yarı değişir mi oyun anlayışı diye bekledik. Ne münasebet? İkinci yarıda Rizespor’u pozisyona doyurdu adeta Beşiktaş. Uzatmalar da dahil toplam iki isabetli şut atabilen bir takım, değişikliklere rağmen kendine gelemedi, gelemezdi de.

Rize takımının ileri uçları, orta saha ayakları biraz şanslı olsa ve kalede belki de Mert olmasa tarihi bir skor alabilirlerdi.

Beşiktaş formasını sadece üzerinde taşıyan topçular vardı sahada. Mert dışında ortaya konan futbol Serdar Topraktepe’den başlayarak bu camiaya gönül veren, bu camia için çalışan herkese ayıptı.

İlk yarı ne yaşandıysa ikinci yarı misliyle yaşandı. Maç açık ara Rize’nin hakkıydı.

Beşiktaş nasıl düzelir? Nasıl bir enkaz inşa edilmiş? Hoca değişiyor, başkanı değişiyor, ilk 11’deki topçular değişiyor sorun düzelmiyor? İşin kötüsü düzelecek gibi de görünmüyor.

Son 10 maçında tek galibiyetini Fener’e karşı alan Beşiktaş kendine gelmeli.

Yeni Beşiktaş yönetimi zor göreve geldi. Kulübün mali yapısını şu kongre sürecinde anlamayan, bilmeyen kalmadı. Elbette yeni yönetimin önceliği mali meseleler, doğrusu da bu. Yeni yıl nasıl başlarsa öyle gider ama futbolda yıl Haziran’da bitiyor. Ve yıl bitmeden planlamaya şimdiden başlamalı.

İki başkan adayı da seçim öncesi teknik adam konusunda Sergen Yalçın diyordu. Serdal Adalı kazandı ve Sergen Yalçın konusunda geri atmadı. Artık bu mesele de bir an önce gündemden çıkarılmalı. “Sergen Yalçın hemen göreve başlamalı” diyenlerden değilim. Tersine Sergen Yalçın kulübe gelmeli ama planlama için ama kulübede yeni sezonla beraber görünmeli.

Ben Beşiktaş’ın bu kara günleri de geride bırakacağına inanıyorum. Bu günler geride kalacak.

Yeni dönemin topçuları konusunda da eliminasyon iyi yapılmalı. Maliyetler göz önünde tutulmalı elbette ama bu maç göz önüne alındığında Mert gibi oyuncuların Beşiktaş’a layık olduğu iyi görülmeli. Bir çiçekle bahar olmadığı gibi sadece Mert ile de olmaz.

Ama şunu da yazamadan geçemeyeceğim, helal olsun sana Mert. Gerçekten Mert adamsın.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Niko Arşivi