"Beşiktaş Yazıhane’den bekleniyorsunuz”

Erken kaybedilen sezon, ayağına gelen fırsatları altın tepsiyle rakibine sunan, kafası karışık oyuncu grubu, hazırlıksız ve formsuz kenar yönetim, seçim yorgunu kulüp yönetimi ve Beşiktaş taraftarı. Örnekleri daha da çoğaltabiliriz ama belki de en önemlisi aynı havayı koklamaktan uzak kadro hepsini özetliyor.

Oyuncuları tek tek irdelediğinizde birkaçı hariç kaliteli yapı. Kalitesizleri de kenara mahkum edecek yedekleri var. Ama olmadı, olamıyor, böyle giderse olmayacak gibi de. Devre arasında fıçıdan damlayan suyu önleyecek bir ya da iki tıkaç bulunabilir ama kimsenin aklına fıçının içinde su kalmadığını görmek gelmiyor.

Beşiktaş, uzunca bir süredir havluyu bu kadar erken ringe göndermezdi. Gönderdi. Taraftarın da yönetimin de önce bu gerçekle yüzleşmesi gerekiyor. Kimseyi ne savunurum ne de sözcülüğünü yapmaya kalkarım. Ama Beşiktaş Yönetim Kurulu’nun da Sergen Yalçın ve ekibinin istifası da sorunları derinleştirir. Aldığı parayı hak etmediği gibi kendisini bu camiadan büyük sanan futbolculara manasız bir cesaret verir. Yanlış olur.

Beşiktaş’ın yapması gereken, taşıdığı formanın ağırlığını unutmadan, kerameti kendinden menkul oyunculara gülümsemeden dört koldan gelecek sezonun planını yapmak ve bu planı adım adım oya gibi işlemektir.

Şu ara sıkışan yönetim kurulu ve kenar yönetimini sürekli meşgul eden menajerler gerçeğini de unutmayalım. Menajerler takımı düzeltmekten ziyade bozmakla görevliler adeta.

Bu işi yapacak üç kişi var. Beşiktaş Kulübü Başkanı, Teknik Direktör ve Oyuncu İzleme Komitesi’nin başındaki isim. Dışarıya isim sızdırmadan bu üçlü gelecek sezonun planını yapmalıdır. Bu işte ortaya konacak ciddiyet, ister istemez taraftarın da desteğini alır.

Camiada herkes yalanlardan, sahte kurtarıcılardan ve oyalanmaktan bıkmış durumda. Birinin artık “Kral çıplak” demesinin zamanı geldi de geçiyor. O nedenle sezona verilecek ara da önemli. Ara transfer döneminde coşmamalı. Yineliyorum, sakin hareket edilmeli. Beşiktaş almak yerine futbolcu satmanın yollarını aramalı. Kadro gereğinden fazla şişkin, maaşlar abartılı yüksek. Haa görevdekiler bu tabloyu bilerek geldiler, düzeltme sözü verdiler. İkide bir geriye dönmenin manası yok.

İnanmış 12 adam, şuursuz 32 adamı yerle bir eder. Yeter ki o 12 adamı, Beşiktaş’ın neresi olduğunu bilenlerden seçelim. Sağdan soldan toplamayalım.

Gelelim bu senenin en mutsuz evine, İnönü’deki Rize maçına. Yüzünü kaç maçtır, ki o maçlardan üç tanesini alsa bugün burada başka satırları okurdunuz, güldüremediği taraftarın karşısına son kez çıktı Beşiktaş. Üç gün sonra Kadıköy’e Ziraat Türkiye Kupası için gidecek ve 18 Ocak’a kadar maçlara ara verecek.

Rafa zahmet etti, canı istedi kampa ayak bastı yedek kulübesinde fotoğraf verdi. Ayıp ayıp. Başlı başına ayıp. Bu defter, Beşiktaş daha fazla zarar görmeden dürülmeli.

İdeal kadrosu şudur, takımda şunlar bunlar eksik diyemeyeceğimiz Beşiktaş yine toplama bir 11 ile çıktı sahaya.

İlk yarı mücadele adına, Beşiktaş’ın biraz fazla olmakla birlikte iki takımın da bal yapamayan arılardan oluştuğunu söylemek mümkün. İkinci yarıya Rize daha inançlı çıktı. İlk ataklarında top üst direkte patladı. İlk yarı doğru dürüst şutu olmayan Rize takımı ikinci yarı futboldaki bu gerçeği hatırlamış gibiydi nitekim.

Abraham’ın sakatlanmasından sonra forvete sürülen Rashica kendi adına sezonun ilk golünü attı. İkincisinin de biraz dikkatli olsa asistini yapabilirdi kısa süre içinde, olmadı.

Kara Kartal nihayet evinde yeniden üç puanı buldu ve Kadıköy’e moralli gitmeye hak kazandı diyelim de futbol yazısı olduğu anlaşılsın bari.

Beşiktaş bu işi soyunma odasında yahut yeşil zeminde değil de ‘yazıhane’de çözecek gibi. İkinci yarı sahada Beşiktaş altyapısından 5 oyuncu vardı ve kıyamet de kopmadı.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Niko Arşivi