İlkler her zaman heyecan vericidir. Zorluğu ve korkuyu da barındırır içinde, bir sınav gibidir. Ben de Gazete Pencere’de bu ilk yazımı yazarken, bir sınav heyecanı yaşıyorum. Kusurlarım, eksiklerim olursa, değerli okurlarımızdan şimdiden özür dilerim.
Takvim yaprakları değişiyor, yaşlarımız değişiyor. Ancak yanıt bekleyen sorular ve çözülmemiş sorunlar değişmiyor. Toplumun her kesiminden, haksızlıklara hukuksuzluklara uğrayan herkesten ortak bir çığlık yükseliyor: ADALET.
Friedrich Nietzsche, “Adaleti oluşturan hakkaniyet ve vicdan duygularıdır” demiştir. 2025 yılı büyük ölçüde bu duyguların uzağında yaşandığı için feryatlar çığlıklara, öfkeler isyana dönmüş ve geçen yıl, her bakımdan bizi yormuştur. Daha 2023 yılında yaşadığımız ve 53.537 insanımızı kaybettiğimiz büyük depremin yaralarını saramamışken, 21 Ocak 2025’ te Bolu Kartalkaya otelinde 78 yurttaşımızın yanarak hayatını kaybettiği haberi, bizleri de yakmıştır. Ve neredeyse ülkemizin bir rutini haline gelen orman yangınlarında sadece 2025’te 80 bin hektar alan, ağaçları ve tüm canlılarıyla kül olmuştur.
Her felaket- kısmen bireysel hatalar olsa da-, ihmaller, denetimsizlikler, sorumsuzluklar ve cezasızlıklarla, kamu vicdanını derinden sarsmıştır. Gelir dağılımındaki adaletsizlik, açlık sınırı altında kalan emekli maaşları ve asgari ücret yaşam koşullarına da insan onuruna da aykırıdır. Yaşam hakkı başta olmak üzere, tüm insan haklarının güvencesi olan hukuk herkes için eşit ve adil olmak zorundadır. Oysa bugün başta Ekrem İmamoğlu, ilçe belediye başkanları, İBB çalışanları ve diğer il ve ilçe belediye başkanları için hukukun eşit uygulanmadığı duygusu toplumda giderek yaygınlaşmaktadır. Masumiyet ilkesi, lekelenmeme hakkı gibi evrensel ve etik kurallar uygulanmamakta itiraflar ve iftiralarla 106 kişi cezaevlerinde aylardır tutsak olup duruşma gününü beklemektedirler.
Öte yandan artık sistematik bir hal alan erkek terörü nedeniyle her gün en az üç kadın öldürülmekte çocuk istismarlarının üzeri örtülmek istenmektedir. Ülkemiz yenidoğan çetesi, sahte diploma çetesi, uyuşturucu çeteleri, futbolda bahis şebekeleri gibi yapılarla tam bir ahlaki çöküntü içine girmiştir.
Bütün bu karanlığa rağmen, Mücadele eden, dayanışma gösteren, umudunu yitirmeyen halkımız sonuçta mutlaka kazanan taraf olacaktır. Bunun için yaşananlara sessiz kalmamak, susmamak, insan hayatına ve onuruna yapılan saldırılara karşı demokratik tepkilerimizi göstermek, ses çıkartmak ve dayanışma içinde olmak zorundayız. Zira sesimizin değerini ancak susturulduğumuzda anlarız. Yeni yılın ülkemize ve insanlığa hukuk güvenliğini, adaletin ışığını ve huzuru getirmesini diliyorum.
