Bahattin Yücel

Bahattin Yücel

12 Mart 1971

Önceki gün, üzerinden 53 yıl geçen 12 Mart Darbesinin yıldönümüydü. Siyasal tarihimizde ilk kez kuvvetler ayrılığı, Anayasa Mahkemesi, yargı bağımsızlığı ve özerk kurumların oluşmasının yolunu açan, bir başka askeri darbenin -27 Mayıs- ardından 11 yıl sonra gerçekleştirildi.

Ancak bu kez durum oldukça farklıydı. 27 Mayıs Anayasası ile güvence altına alınan özgürlükler hedefteydi. Düşünce suçu icat edildi. Kişisel hak ve özgürlükler acımasızca geri alındı. Ülkede yeniden filizlenen aydınlanma ortamı yok edildi.

Demokrasiden yana olanlar için düşündüklerini açıklamak tam bir karabasana dönüştü. Örneğin dönemin Genelkurmay Başkanı, “Subay talimname dışında kitap okumaz” diyordu. Belli ki, TSK’da genç subaylar arasında sola ilgi duyanlardan ürkülmüştü.

Sınıflar arası kavgayı henüz tam kavrayamamış, 1967 savaşının ardından Orta Doğu’da yeni kurulan dengelerin farkına varamayan Türk Solu da bölünmüştü. Banka soyan, ABD askerlerini kaçıran küçük burjuva modeli eylemciler, iktidar hırsıyla yanıp tutuşan, bazı askerlerin kurgulamaya çalıştıkları iktidar oyunlarına bilmeden katıldılar. İçlerinde gözlerini kırpmadan can verenler de oldu. İşkencelerde sağlıklarını yitirenler de.

İşin garip yanı darbenin TBMM içinde destek bulmasıydı. İstifaya zorlanan Demirel’in partisi -AP- ile muhalefetteki CHP içinden önemli sayıda milletvekili, darbecilerle dayanışma içine girdi.

27 Mayıstan sonra yargılanan DP ileri gelenlerinin ölüm cezasına çarptırılmaları ve Başbakan Menderes ile Dışişleri Bakanı Zorlu ve Maliye Bakanı Polatkan’ın intikamını, darağacına gönderdikleri henüz yirmilerindeki üç fidandan aldılar.

Ülke tarihinde daha önce hiç görülmemiş kapsamda aydın avı başlatıldı. İşkence resmi cezalandırma aracına dönüştü. TSK içindeki yurtsever kadrolar tasfiye edildiler. İdamlar, çatışmalarda acımasızca öldürülen gençler ve sonunda Türkiye tarihinin en demokratik anayasası bu darbeyle ortadan kaldırıldı.

Kanlı 12 Eylül 1980 darbesinden 9 yıl öncesinde, bugün içine girdiğimiz çıkmazın başlangıcıydı.

Aydınlar, gençler ve Dünyadaki gelişmeleri yakından izleyen, ülkelerinin geleceğinden kaygı duyanlar, ağır biçimde cezalandırıldılar. Darbecilerin araladığı kapıdan usta bir kurguyla içeri alınan, siyasal İslamcıların iktidar olacakları sürecin, ABD desteğinde ilk örgütlü adımıydı 12 Mart.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
Bahattin Yücel Arşivi