Lafı hiç eveleyip gevelemeden, direkt olarak konuya girelim. Abdullah Mucip Avcı Hocam; siz Trabzonspor Teknik Direktörü olarak, lig üçüncülüğü için yarıştığınız Beşiktaş’ta fark yemişken, bu maça nasıl hazırlandınız? Kafanızda bu maçı daha önce hiç oynadınız mı? Takımınızın galip gelmesi halinde, önemli bir avantaj yakalayacağı bu maç için tercih ettiğiniz on bir bu mu? Maça başlayan on birin, doğru tercih olduğuna emin misiniz? Ve en önemlisi; şapkadan tavşan çıkarmak için bula bula bu maçı mı buldunuz?
Yan sütunda, Gazete Pencere’nin Galatasaray yazarı Abdullah Biricik daha iyi analiz yapacaktır elbette. Sarı Kırmızılı takımın sezon başından beri sol bek krizi devam ediyor. Angelino tutmadı, Barış Alper’den devşirme yaptılar. Dün akşam da yine bir devşirme, Kaan Ayhan’ı sol bek oynattılar. Abdullah Hocam; rakibinizin bu hamlesini sahada mı fark ettiniz siz? Rakibinizin en yumuşak karnı olan bölgede, böylesi bir risk alınmışken böylesi bir madeni işlemek hiç mi aklınıza gelmedi? Haftalardır oynamayan Hüseyin’i bu maçta sahaya sürmek, nasıl bir akıl tutulmasıdır? Trabzonspor’un kenar beklerinin hücuma katkısı adeta hiç yok bunu kabul ediyorum. Ancak bu maç mıdır, uzun zamandır oynamayan futbolcunun sahaya sürülmesi gereken maç? İşlenmesi gereken maden, Galatasaray’ın sol defans bölgesi iken ve o bölgede Visca gibi hızlı bir oyuncu varken, bu madeni niçin işlemezsiniz Abdullah Hocam? Kazanmak adına yapılması gereken hamle stoper çıkarıp, sahaya ikinci sağ beki mi sürmektir? Adeta yürüye yürüye gelen Galatasaray’a karşı, orta sahanızın daha güçlü olması gerektiğini ve bunun için de Bakasetas’ın oyması gerektiğini hiç mi düşünmediniz? Hadi bir hata yaptınız eyvallah, kimse de sizi uyarmaya cesaret edemedi diyelim… Peki, niçin ikinci stoperi de çıkartıp, ön liberonuzu (Mendy) stopere çektiniz? Bu kadar mı koptunuz oyundan?
Bu hezimet size yazar Abdullah Mucip Avcı hocam… Göreve geldiğiniz Ekim ayından bugüne, takımızın oyununu güçlendirecek ne yaptığınızı merak ediyorum doğrusu… Eyvallah sakatlarınız var, kabul Afrika Kupası’na da üç oyuncunuz gitti… Bu şartlarda olan tek takım siz değilsiniz. Sizin göreviniz; fırtınalı havalarda gemiyi limana sağ salim yanaştırmak. Her takım sakatlık ve Afrika Kupası belasını çekerken, bu mazeret olamaz…
Siz dua edin Pendikspor’a Hocam. Eğer dün akşam üçüncülük için yarıştığınız Beşiktaş mağlup olmasaydı, yanmıştı gülüm keten helva… Dün akşamki hezimete rağmen, halen tutunacak bir yanınız var… Dün akşam Beşiktaş kazanmış olsaydı, zaten zor günler geçiren Bordo Mavili takım, psikolojik olarak da çökerdi. Şimdi oturun ve o ünlü kasketinizi önünüze alarak düşünün Abdullah Hocam… Takımınızın oyunu bir türlü gelişemiyorsa, demek ki yanlış yapıyorsunuz. Büyük İskender’in dediği gibi; “Ya yeni bir yol bulacaksınız ya da yeni bir yol” yapacaksınız.
