HASTA

Efendim; hastalık kol geziyor. Bendeniz de üzerinize afiyet, yorgan döşek yatıyorum. Geçen hafta Kuşadası’nda özel bir futbol turnuvasında hakem olarak görev aldım. İster havaların dengesizliğine verin ister tedbirsiz davranmışsın deyin, sinüzitim yine azdı. Burnumuzu çekerek, öksürerek, hapşırarak, adaçayı –ıhlamur karışımını içerek, atlatmaya çalışıyorum hastalığı.

Benim hastalığım, Allah beterinden saklasın, düzelir de Trabzonspor’un hastalığı düzelir mi bilemiyorum… Bordo Mavili takım, sezon başından beri aynı dertten mustarip; Trabzonspor yavaş oynuyor, Trabzonspor rakibine oyununu kabul ettiremiyor, Trabzonspor topu üçüncü bölgeye taşıyamıyor… Trabzonspor, sezon başından beri TOP OYNAMIYOR… Üst üste iki iç saha maçında SEKİZ, (YANLIŞ OKUMADINIZ 8) GOL YEDİ TRABZONSPOR… Üstelik rakipleri öyle ahım şahım top da oynamadı hani. Yahu kendi evindeki bir takım, üst üste iki maçta nasıl SEKİZ gol yer? Ertuğrul Doğan Başkan, Abdullah Avcı Hoca; bi anlatın da bilelim… TRABZONSPOR, KENDİ EVİNDE ÜST ÜSTE OYNADIĞI İKİ MAÇTA NASIL SEKİZ GOL YER?

Bu maçın, hangi kritiğini yapayım size? Kasımpaşa elini kolunu sallaya sallaya geldi, üç gol attı gitti… Maçı seyretmeyenler için söylüyorum; biraz derli toplu oynasalar emin olun iki gol daha atarlardı.

Sezon başı beğenmediğimiz Nenad Bjelica’yı arar oldu Bordo Mavili takım… Beğenmediğiniz Bjelica’nın takımı mücadele ediyordu. Abdullah Avcı’nın takımı ne yapıyor? Hoca hâlâ bahaneler üretiyor; sancılı geçiş dönemiymiş, döngüymüş, dalgalanmaymış, kırılmaymış… Abdullah Hocam, üç haftadır Trabzonspor mağlup oluyor. Üstelik üst üste iki iç saha maçında da sekiz gol yiyor… Bunun izahı yok hocam…

Abdullah Hocam; takımınız şahsiyetli bir oyun ortaya koyar, rakibi karşısında kora kor oynar, maçı son dakikaya kadar ister sekiz gol de yese, yedi gol atar bunu anlarım. Futbol şansızlığı denir, top sevmedi denir, futbolun içinde bu da var denir, takım yenildi ama iyi yolda denir. Olacak bu iş denir… Yok, hocam yok… O, destek istediğin Trabzonspor taraftarı artık bunların hiçbirini demiyor… Sizde iyi bilirsiniz ki; Trabzon şehri, futboldan anlar. Yedi yaşındaki bebesi de yetmiş yaşındaki ninesi de futbol hakkında doğru konuşur. Bugün, Uzun Sokak ve Maraş caddesinde yürürken ne söyleyeceksiniz taraftarlara? Ne anlatacaksınız, nasıl cevap vereceksiniz? Takımın bu hale gelmesinde sizin de suçunuz yok mu acaba? Elinizdeki malzemeyi doğru kullandığınıza emin misiniz? Oyuncularınızı, becerilerine göre, farklı mevkilerde kullanmayı denediniz mi hiç? Örneğin; Visca’yı merkeze çekip, sağ önde Abdülkadir Ömür’ü veya Enis Bardhi’yi kullanmayı hiç düşündünüz mü? Mendy’i stoperde kullanmak yerine (mecburiyetler hariç) sekiz numara oynatmayı denediniz mi antrenmanda? Küstürdüğünüz Umut Bozok’u kazanmak için ne yaptınız örneğin? Meşhur kasketinizi önünüze koydunuz mu hocam?

Trabzonspor, hasta Abdullah Hocam… Doktoru da sizsiniz. Uyguladığınız tedaviye, cevap vermiyor hasta. Aynı yanlışları yaparak, farklı sonuçlar alamazsınız. Hastayı, doğru teşhis ve tedavi ile ayağa kaldırabilirsiniz ancak...

Önceki ve Sonraki Yazılar
Uğur Temel Arşivi

Cemre

26 Şubat 2024 Pazartesi 07:00