ÖYKÜLÜ ŞARKILAR, ŞARKILI ÖYKÜLER

Lucy In The Sky With Diamonds / Beatles

Topluca yenilen akşam yemeğinden sonra yapılan keşfi kutlamak için içkiler içilir, şarkılar söylenir, sonrasında kasetçalara Beatles’ın “Sgt. Pepper’s Lonely Hearts Club Band” albümünü koyar birisi. “Lucy In The Sky With Diamonds” şarkısı çalarken birisi o gün keşfedilen hominide “Lucy” adını koymayı önerir, coşkuyla kabul edilir önerisi

24 Kasım 1974, Etiopya’nın Afar Üçgeni’ndeki Hadar bölgesinde kurulu kamp alanı. Dr. Donald Johanson o sabah tanımlayamadığı bir heyecan duygusu ile uyanmıştır. Birkaç haftadır, erken paleoantropolojik fosil kalıntıları için bir hazine olduğu kanıtlanan Hadar bölgesindedir, daha önce de iki kez gelmiştir bu bölgeye. Şimdiden hominidlere (insansı primat) ait  pek çok bacak ve çene kemiği bulmuşlardır. Çadırından çıktığında, henüz sabahın erken saatleri olmasına rağmen güneşin altında çalışmaya çoktan başlamış olan arkeologlar, öğrenciler ve yerel işçileri görür. Tom Gray adında Amerikalı bir yüksek lisans öğrencisi seğirtir yanına onu görünce, yakındaki bir fosil alanını tekrar kazmak için izin ister. Dr. Johanson da onunla birlikte gitmeye karar verir hiç aklında yokken. Çadırının içindeki  çalışma masasının üzerine yığılmış evrak dağına gözü takılır sonra, bir an kararsız kalır, sonra hızlıca Gray ile bir Land Rover'a atlar ve 6 km uzaktaki kurumuş göl yatağına doğru yola çıkarlar. Ayrılmadan önce günlüğüne kısa bir not yazar: “162 numaralı kazı alanı, Gray ile birlikte, sabah. İyi hissediyorum".

Dr. Johanson’un o sabah içine doğan iyi hisler nedensiz değildir, o gün 162 numaralı kazı alanında, tarihi 3.2 milyon yıl öncesine  uzanan,  Australopithecus afarensis türüne ait bir hominid iskeleti bulurlar. O güne dek bu kadar eskiye tarihlenen ve iskeleti bu ölçüde korunmuş (yaklaşık %40) bir hominid kalıntısı bulunmamıştır. Ağaçlar üzerinde de yaşayan ancak zamanının çoğunu yerde ve iki ayak üstünde geçiren bu hominid 110 cm boyundadır ve dişidir, canlıyken 30 kg civarında olduğu tahmin edilmektedir (en küçük kemik kalıntılarından neler öğrenilebildiğini bilseniz şaşırırsınız).

O akşam, kutlama zamanıdır. Topluca yenilen akşam yemeğinden sonra yapılan keşfi kutlamak için içkiler içilir, şarkılar söylenir, sonrasında kasetçalara Beatles’ın “Sgt. Pepper’s Lonely Hearts Club Band” albümünü koyar birisi. “Lucy In The Sky With Diamonds” şarkısı çalarken birisi o gün keşfedilen hominide “Lucy” adını koymayı önerir, coşkuyla kabul edilir önerisi.   

Çavuş Pepper’in Yalnız Kalpler Bandosu

“Sgt. Pepper’s Lonely Hearts Club Band (SPLHCB)” Beatles’ın –bence- en iyi albümü değilse de en önemli albümüdür (Rolling Stone dergisine göre tüm zamanların en iyi albümüdür). Albümün önemi dönemin pop müziği için tarihsel bir kavşak olmasından kaynaklanıyor. Bir kere o zamana kadar –yetişkinlerce- “yoldan çıkmış gençliğin” dinlediği gürültülü bir tür olarak düşünülen popular müziğin (o dönemin pop’u içine rock’n roll ve erken dönem rock müziği de dahildir) “sanat müziği” katına çıkmasında öncü rolü olmuştur (SPLHCB kimilerince ilk art rock albümü kabul edilir); daha önemlisi, kendisi progressive bir albüm olarak nitelenemese de,  bu albümün progressive rock’ın tohumlarını barındıran bir “haberci”  albüm olduğu düşüncesi geniş kabul görür. İlk konsept albümlerden biridir, “albüm çağı”nı açan albüm olarak da kabul edilir aynı zamanda. İçindeki şarkıların yelpazesi saykedelikten, vodvil, klasik, cabaret ve Hint müziğine kadar uzanır. Orkestrasyonu ve kayıt teknikleri dönemi için çok ileridir. Tüm bunlar kadar önemli bir yenilik de albüm kapağıdır, o zamana kadar çok da önemli olmayan albüm kapağı tasarımları SPLHCB ile birlikte albüm kimliğinin çok önemli bir parçası haline gelmiştir.

Kapağın hikayesi Paul McCartney’in Edwardian(*) dönemi  askeribandosu kıyafetleri giyme fikri ile başlar. Sonrasında albüm tasarımını yapan  Jann Haworth ve Peter Blake’in önerisi ile önde üniforma giymiş “Çavuş Pepper’in Yalnız Kalpler Bandosu” üyeleri ve arkalarında sıralanmış 50’yi aşkın “hayali” hayranlarını içeren esprili bir kapak tasarlanır. Hayali hayranlar arasında kimler yoktur ki, Mae West, Karl Jung, Fred Astaire, Marilyn Monroe, Bob Dylan, Karl Marx, Oscar Wilde ve daha nicesi (bu kişilerin yalnızca üçte birini Beatles üyeleri seçmiştir, John Lennon’ın Adolf Hitler’i de eklemek istemesiyle çıkan şiddetli tartışmadan sonra, diğerlerini tasarımcılar kararlaştırmıştır).

İlk aşkım ilk heyecan

Albüm piyasaya çıkar çıkmaz, albümde yer alan “Lucy In The Sky With Diamonds” şarkısının bir uyuşturucu güzellemesi olduğuyla ilgili söylentiler başını alıp gider. Şarkının adındaki –edat olmayan- sözcüklerin baş harfleri birleşince “LSD” çıkmaktadır ortaya (şarkının saykedelik sözleri de bunda etkili olmalıdır).  Şarkının sözlerini yazan John Lennon, şarkının adını “oğlu Julian’ın kreşteki bir arkadaşı için çizdiği bir resimden”  aldığını söylese de pek inandırıcı olmaz. Oysa ki söyledikleri doğrudur, o sıralarda dört yaşlarında olan Julian, bir gün kreşten eve döndüğünde babasına kreşte çizdiği, etrafı yıldızlarla çevrilmiş bir kız resmini göstermiş ve babasının “Bu kim?” sorusuna  “Lucy in the sky with diamonds” karşılığını vermiştir. Resimdeki Lucy O'Donnell, Julian’ın kreşteki en yakın arkadaşıdır (ve ilk aşkı). John Lennon bu başlığı alır, buna “gazete kağıdından taksiler” ve “kaleideskop gözlü kız” gibi imgeler katarak saykedelik bir başyapıt çıkarır ortaya.

Lucy O'Donnell, ebeveynlerinin boşanmasından sonra annesi ile başka bir yere taşınır ve Julian Lennon ile bağlantıları kopar.

Ta ki 2009 yılı Nisan ayına kadar…

O dönem Fransa’da yaşayan Julian Lennon, rastlantı ile, yıllardır haber almadığı Lucy’nin (şimdiki soyadı Vodden’dır) ciddi bir rahatsızlık geçirmekte olduğundan haberdar olur. Lucy uzun zamandır SLE(**) hastasıdır ve durumu ağırlaşmıştır.  Tekrar birbirlerini bulmalarından sonra Julian Lucy’e sık sık yüreklendirici mesajlar ve çiçekler yollar. Durumu biraz daha iyi olunca onu oturmakta olduğu Surrey kasabasında ziyaret etmeyi planlar; fakat izleyen Eylül ayında Lucy yaşamını kaybeder.

Bu arada, Lucy’nin ünlü şarkıdaki Lucy olduğunu çevresindeki çok az kimse bilir, şöyle der ölümünden birkaç ay önce: "Çok gençken okuldaki birkaç arkadaşıma şarkıdaki o kız olduğumu söyleme hatasını yaptım, ama onlar ‘Hayır, şarkıdaki sen olamazsın, evdekiler şarkının LSD hakkında olduğunu söylüyorlar’ diye karşılık verdiler; o zamanlar LSD’nin nasıl birşey olduğunu bilmiyordum, o yüzden bir daha bunu başkasına anlatmadım”.

Lucy’nin yıldızı çok genç yaşta söndü, öldüğünde sadece 46 yaşındaydı, şimdi gerçekten gökyüzünde, adını verdiği ve ondan 3.2 milyon yıl önce yaşamış büyükannemiz Lucy ile aynı yerde…

Lucy O'Donnell’a çok güzel bir Beatles şarkısını borçlu olabiliriz ama Lucy Afarensis’e ve arkadaşlarına muhtemelen herşeyimizi borçluyuz (***).

İkisi de huzurla uyusun…

 (*) 1900’lerin başından 1910’a kadar süren Kral VII. Edward dönemi

(**) SLE : Sistemik Lupus Eritematozus, kelebek hastalığı; ileri aşamalarda ölümle sonuçlanabilen romatizmal  bir bağışıklık sistemi hastalığı

(***) Çok sayıda hominid türünün Afrika savanalarında aynı zaman diliminde  bir arada varolduğunu biliyoruz, bulunacak yeni kalıntılarla evrim öykümüz değişebilir ancak, Australopithecus afarensis türünün, Homo habilis ve Homo Erectus üzerinden Homo sapiens’e evrildiği görüşü şu anda yaygın kabul gören bir görüş.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Oğuz Pancar Arşivi