Abdullah Biricik
Aman kimse küsmesin
Galatasaray’da geçen sezon ve bu sezon işler yolunda giderken “kimseyi küstürmeyelim” modu açılmış, o modun faturası ağır olmuştu. Okan Buruk başarılı sezonlarına rağmen (takım tökezlediği için) istifaya davet edilmişti. Toparlanma süreci de zor olmuştu.
Şimdi tam işler rayına girmişken, ligde 4 puanlık fark, Avrupa’da üst üste 3. galibiyet alındığı bir dönemde yine “kimseyi küstürmeyelim” modu açıldı. O mod uğuruna taktiksel diziliş bozuldu.
“Osimhen seni zorlamayalım. Bu maça yedek başla, ihtiyaç olursa seni oyuna alalım” deme perspektifi yok! “Sevgili Barış! Kulüp transferine izin vermediği günden beri demoralize oynuyorsun. Bu halinle ilk 11’de oynayamazsın” deme cesareti yok!
Son 5 maçın 3’ünü kazanan, -ve kendi seyircisi önünde oynayacak olan- son haftaların formda takımı Kocaelispor ile oynarken “orta sahayı güçlü tutmak için Torreira-Sara-Lemina üçlüsü ile başlayalım” deme ciddiyeti yok.
Bu “perspektif-cesaret-ciddiyet” olmayınca yarı ofsayt var sistemi ile çizilmeyen bir ofsayta takılıp mağlup olursunuz. Futbol hata affetmeyen ve rehavet kabul etmeyen bir oyundur. Hiç ummadığınız taşlar bir anda başınızı yarar.
Takım Hollanda’dan gelmiş ve yorgun hali ile deplasmana gitmiş. Konsantrasyonu sağlamak çok zor. Tam genç ve kendisini ispatlamak isteyen oyuncuların oynatılacağı maç. Ancak ne kulübede oynatılabilecek bir genç ne de yıldız adayı var.
Yusuf Demir, Ahmed Kutucu, Arda Ünyay ve Metehan Baltacı sadece 21 kişilik kadroyu doldurmak için var! Normalde büyük takımların yedek kulübesinde ilk 11’i zorlayan ve yıldız olma ihtimali olan gençler olur. Galatasaray’da böyle bir durum da söz konusu değil.
Oyuna gelecek olursak, yanlış bir taktiksel dizilişle maça çıkmışsınız. 1-0 geridesiniz ve tabiri caizse iki pas yapamıyorsunuz. Bir tane isabetli şut atmışsınız, beklentiniz 0,12 ama ikinci yarıya başlarken oyunun en iyilerinden olan Singo’yu çıkarıp yerine Sallai’yi daha sonra da Jakobs’u çıkarıp Eren Elmalı’yı alıyorsunuz.
Yani Osimhen, Icardi ve Barış Alper Yılmaz küser korkusu ile taktiksel değişikliğe gidemiyor, çözümü bekleri kenara alarak bulmaya çalışıyorsunuz. Kulübede oyunu değiştirebilecek hamleniz de olmadığı için maçı tribündeki taraftarlar gibi izlemek dışında herhangi bir seçeneğiniz kalmıyor.
Yalnız Okan Buruk’un kestiremediği bir durum var.
Bu tavrı ile hem Galatasaray’a hem de o oyunculara zarar veriyor.
Oyuncuları kazanamadığı gibi, o oyuncuları taraftarların önüne atıyor.
Formsuz olan Barış Alper Yılmaz ve Icardi’yi bu şekilde kazanamaz aksine kaybedersiniz…