Beşiktaş düşmanlığı bitmez

Çünkü yerli. Çünkü milli. Çünkü harbi. Çünkü itirazı var.

Maça bir gün kala sohbet ediyoruz. Takımımızı tutanlar öyle emin, “Fener’i yeneriz” diyor ve ekliyor “Fener ne ki biz ancak Kasımpaşa’ya Gençlerbirliği’ne kaybederiz…”

İnsanımız güzel.

Futbol dünyamız nihayet gerçeklerin peşine düşmüş. Çocuklarımızı korumaya çalıştığımız bahis meselesine hakemler girmiş. 3 bin 200 futbolcu yakın takipte 150’ye yakın hakem meslekten uzaklaştırılmış. Daha ne olsun. Özellikle Beşiktaş’ın çalınan şampiyonlukları, vicdansız puan kayıplarını dile getirdiğimizde “Öyle demeyin bizimki daha çok” diye böbürlenenleri not etmiştim.

Maçı televizyon ekranlarından Yalçın Çetin’in anlatacağını duyurdular, yani handikaplı başlıyoruz. Tarafını her daim belli etmiş bir Beşiktaş karşıtı. Neyse aman. Yukarı bakıyorum locadan Quaresma var. Tribün bağırıyor, çağrı yapıyor burada yazamam. Bayram yeri gibi stadımız, İstiklal Marşı’nı okurken tüylerimiz diken diken oluyor hep bir ağızdan.

Sergen Yalçın nasıl bir cinlik yapmış diye kadroya bakıyorum. İlk kez derbi yönetecek hakemin karşısına Abraham’ı yedeğe çeken bir hoca var. Yine Ersin’de ısrarlı, Cengiz Ünder ilk 11’de.

Daha maçın başında, yani ilk dakikada üst üste iki tehlike yarattı Beşiktaş ve cesur oynayacağını rakibine belletti.

Nitekim dakika 5 olduğunda El Bilal Toure skoru değiştirdi. Bu golde Allah için Rıdvan’ın ve Cerny’in hakkı teslim edilmeli. Telefonlar geldi stada, maçı anlatan durumu kabul edemiyor diye, “Yazık” deyin geçin dedim.

Oosterwolde’nin Rafa Silva’yı binlerce kişinin önünde biçmesini utanmadan yok saydı hakem, eli kartına gidemedi. Bu utanmazlığa Kerem Aktürkoğlu’nun faulleri de eklendi.

Tribün hem yayıncı kuruluşa hem de maçı anlattığını sanan adama gereken yanıtı vermeye başladı bu dakikalarda.

Hayda... Biz hakemle laf salatasını yapanla uğraşırken Emirhan Topçu ortaya çıkmasın mı? Fener çıkarken baskı yaparak kazandığı topu Toure’ye aktaran Emirhan geri gelen o meşin yuvarlağı öyle bir gönderdi ki alkışlamak dışında geriye bir şey bırakmadı. Dakikalar 21 idi maç 2-0.

Ama futbol bildiğiniz gibi değil. Beşiktaş 28. dakikada 10 kişi kaldı, Sergen Yalçın da tribüne gönderildi. Orkun’a verilen kırmızı kart yerindeydi. Maçı yöneten hakem aynı hassasiyeti neden Oosterwolde’ye göstermedi acaba? Bunlar ÖSYM soruları değil, 16 kamera artı Yalçın var.

Nitekim Fener ilk golünü 32’de İsmail Yüksek’in ayağından buldu. Yalçın bir mutlu, videolar art arda geliyor.

Maç hakkıyla yönetilse, yani Orkun’a VAR eliyle gösterilen kırmızı kart Oosterwolde’ye de önceden gösterilse adalet olacak. Hepimiz “Helal olsun” diyeceğiz. Olmaz. Hakem, Fener’e sarı kart çıkarmaya korkuyor, ilk sarı kartını bu takımın yedek kulübesine gösterebildi.

Ve 6 dakika uzatma çalınan maçta soyunma odasına 2-2 gidildi. Beşiktaş dilim dilim doğrandı.

Boşa demiyoruz masada değil sahada oynansın şu oyun. Ayıp. Çok ayıp.

Zaten kırmızı karttan sonra maçın ruhu değişmişti. İkinci yarı tümüyle maçı Beşiktaş sahasına yıkan Fenerbahçe 2-0 geriden maçı 3-2’ye getirmeyi becerdi.

Bu maçtan Beşiktaş’ın topçusundan hocasına malzemecisinden başkanına dek alması gereken çok şey var.

Unutulmamalı Beşiktaş düşmanlığı bitmez. Dün de bu o oldu.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Niko Arşivi