Tolga Balcı
Mutlak butlan, kayyım, vesayet: Kılıçdaroğlu, Özgür Özel’e meydan mı okuyor?
CHP’de 4–5 Kasım 2023’te gerçekleştirilen 38. Olağan Kurultay'a ilişkin açılan davada karar için son dönemece girildi. 30 Haziran’da görülecek kurultay davasında karar çıkması kimseyi şaşırtmayacağı gibi çıkmazsa da şaşırmayacağız. Mahkeme heyeti Türkiye Cumhuriyeti'nin siyasi tarihinin en önemli kararlarından birine imza atabilir. Tarih yaklaştıkça, davanın tarafları arasında da gerilim de tırmanıyor.
CHP yönetimindeki isimler aksini beklese de iktidara yakın gazeteciler ve siyasetçiler, kurultay davasında 'mutlak butlan' kararına kesin gözle bakıyor.
Butlan kararı çıkarsa, Kemal Kılıçdaroğlu’nun, genel başkanlığı kaybettiği kurultay 'yok hükmünde' olacağı için tekrar göreve gelmesi ihtimali doğuyor.
İşte tam bu noktada CHP’nin Özgür Özel başkanlığındaki yönetimi, Kılıçdaroğlu ve ekibinin bu kararı tanımamasını butlana ve kayyıma karşı direnmesini talep etmeye devam ediyor.
Ancak Kemal Kılıçdaroğlu tarafından davaya ilişkin yapılan açıklamalar, Özel ve ekibinin beklentileriyle aynı değil.
Kılıçdaroğlu'nun 'Partiyi kayyıma terk edemem' çıkışı...
Kılıçdaroğlu’na yakın olduğu iddia edilen bazı isimler ve delegeler tarafından mahkemeye şikâyet edilmesiyle başlayan bu süreçte Kılıçdaroğlu kendisini savunurken “Partiyi kayyıma terk edemem” ifadelerini kullandı.
Bu ifadelere ise Özgür Özel “Allah kimseyi partililerin ve milletin gönlünde ‘butlan’ olacak bir pozisyona düşürmesin” diyerek yanıt verdi.
Aslında süreci başa doğru sararsak herkesin hatırlayacağı üzere CHP kurultay sonrası yapılan yerel seçimlerde sandıktan birinci parti olarak çıktı.
Kılıçdaroğlu'na yakın isimlerin tavrı...
40 yıl sonra yaşanan bu gelişme ile AK Parti ile bir normalleşme süreci yürütülmek istendi...
Kılıçdaroğlu ve ekibi ilk olarak bu sürece muhalif tavır almıştı.
Normalleşme sürecinde CHP’nin oylarının anket sonuçlarına göre daha da artmasıyla iktidar tarafından bu süreç durduruldu ve CHP’ye çok yönlü bir saldırı dalgası gerçekleşti.
CHP’li siyasetçilere dava açılmasıyla başlayan süreçleri kurultayın iptali davası, İBB soruşturması ve CHP İstanbul İl Başkanlığı seçimleri hakkındaki dava takip etti.
Bu süreçlere Kılıçdaroğlu’na yakın olduğu bilinen isimlerin direkt dahil olması, yeni yönetim ile eski yönetim arasında gerilimlere yol açtı.
Büyük kırılma nasıl başladı?
Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasının ardından CHP yönetimi kurultay davasında çıkacak olası kayyım ve butlan kararına karşı direneceklerini açıkladı. Bir büyük kırılma da burada yaşandı.
Kamuoyu, Kemal Kılıçdaroğlu’nun davaya ilişkin nasıl bir açıklama yapacağını merak etse de Kılıçdaroğlu ilk etapta sessiz kalmayı tercih etti.
Bu durum özellikle iktidar medyasında CHP’de çatlak olarak yorumlandı. Özellikle TGRT Haber’de yapılan tartışma programlarında Kılıçdaroğlu’nun Özel ve yönetim biçiminden memnun olmadığını ifade eden aktarımlar yapıldı.
Kurultay davasında karar günü yaklaştıkça Kılıçdaroğlu’ndan daha net ifadeler duymaya başladık.
Kılıçdaroğlu ilk olarak Silivri Cezaevi’nde Ekrem İmamoğlu ile görüştü. İlk görüşmede görüşmenin olumlu geçtiği ifade edilmiş ve CHP yönetimi ile eşgüdümlü hareket edeceği düşünülmüştü ancak sonucun beklenildiği gibi olmadığını bu görüşmeden 1 hafta sonra öğrendik.
CHP’de kurultayda Kılıçdaroğlu’na oy veren Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer ve Engin Özkoç, Kılıçdaroğlu’nu ziyaret etti.
Seçer ve Özkoç’un isteği, Kılıçdaroğlu’nun kayyım butlan kararına karşı duran bir açıklama yapması ve Özel yönetimini desteklemesiydi.
Ancak Kemal Kılıçdaroğlu bu isteği de reddetti.
Partinin kayyıma bırakılamayacağını ifade eden Kılıçdaroğlu, CHP’yi koruyacağını söylüyordu.
Seçer ve Özkoç ikilisi daha sonra Ekrem İmamoğlu’nu Silivri’de ziyaret etti. Ekrem İmamoğlu ise Kılıçdaroğlu’nun bu sözlerinin “hoş olmadığını artık bu duruma göre adımlar atacaklarını” ifade etti.
İktidar medyası başrolde
Tüm bunlar yaşanırken iktidara yakın medya organları ise Kılıçdaroğlu’na geniş yer vermeye başladı.
30 Haziran’da görülecek olan kurultay davasına ilişkin yapılan haberlerde Kılıçdaroğlu’nun parti genel başkanlığına doğru gittiği ifade edildi. Takvim, Yeni Akit ve TGRT Haber, Kemal Kılıçdaroğlu’nun yeniden genel başkan olacağını yazdı.
İktidara yakın gazeteciler, mahkeme kararından bu kadar emin konuşurken Kılıçdaroğlu yine iktidara yakın gazetecilerden Fatih Atik’e bir söyleşi verdi.
TGRT Haber’de yapılan programları beğenerek izlediğini ifade eden Kılıçdaroğlu bu sefer Özgür Özel ve yönetimine daha açıktan ifadelerle yüklendi.
Kılıçdaroğlu; Özgür Özel’in İmamoğlu’nun vesayeti altında olduğunu, kendi başına karar alamadığını, bu durumun CHP’nin DNA’sında olmadığın ifade etti.
Olası mutlak butlan kararına ilişkin yaptığı değerlendirmede ise “mahkemenin kararını tanımamamın hukuki bir karşılığı olmadığını” söyledi.
Sözcü’ye yaptığı değerlendirmede ise “kayyımın partiyi kongre ne zaman götüreceği belli değil” ifadelerini kullanan Kılıçdaroğlu, 13 yıl partiyi yönettiğini söyleyerek mahkeme kararını onaylayacağını duyurdu.
Kılıçdaroğlu’nun ifadeleri şöyle:
“Kurultay davasını açan ben değilim. ‘Değişimci’ olan delegelerin başlattığı bir yargı sürecidir. Bu davada partiyi tartıştırmamak için ifadeye gitmedim. Erdoğan’ın ‘Şaibeli kurultay’ dediği zaman buna cevap verilmemesinin bizi getirdiği nokta bu.
Mahkeme kararını ‘Tanımıyorum’ demenin hukuki olarak bir karşılığı yok. Görevi kabul etmezsem o zaman kayyum riski var. Umarım böyle bir karar çıkmaz. Neden bu kadar korkuyorlar? Kayyum gelse daha mı iyi olur? Kayyuma sebep olsam bu kez bana ‘13 yıl partiyi yönettin şimdi de buna izin verdin’ diye tepki gösterirler.”
Kılıçdaroğlu, Özel'e “İmamoğlu’nun arkasında durma'' dedi mi?
Tüm bunlar yaşanırken gazeteci Fatih Altaylı, Silivri Cezaevi'nden gönderdiği mektubunda çarpıcı bir iddia ortaya attı.
Altaylı, Kılıçdaroğlu’nun Özgür Özel’e, “İmamoğlu’nun arkasında durma. Cumhurbaşkanı adayı olarak Mansur Yavaş’ı ya da kendini gündeme al. Ben de kurultay davasında sana destek vereyim” mesajı yolladığını öne sürdü.
Kılıçdaroğlu'nun genel başkanlığa tekrar gelirse kongre sürecine mahallelerden başlayacağını ve yolsuzlukla adı anılanları partiden uzaklaştıracağını ifade eden gazeteciler de var.
Kılıçdaroğlu ise bu iddiaları hala yalanlamadı.
İnce'nin gelişi bir plan mı?
Kılıçdaroğlu ile gerilimin arttığı günlerde CHP'de Muharrem İnce sesleri yükselmeye başladı.
Tabi Türkiye'de siyaset alanında böylesi tesadüflere bir anlam hep yüklenir.
Siyaset kulislerinde Muharrem İnce'nin tekrar CHP'ye katılmasında Ekrem İmamoğlu'nun davetinin etkili olduğu söyleniyor. Olası bir mutlak butlan kararı sonrası Kılıçdaroğlu'nun karşısında Muharrem İnce'nin çıkışlarına da şahitlik edebiliriz. CHP'nin belki de planlarından biri budur..
Meydan okuma olarak görülüyor
Parti içi kaynaklara göre ise Kılıçdaroğlu’nun “Mutlak butlan kararı çıkarsa görevi alırım” mesajı, Özgür Özel’e dolaylı bir meydan okuma olarak yorumlanıyor.
Kurultay davası yaklaşırken, CHP yönetiminin süreci yargıya ve kamuoyuna “parti bütünlüğü” vurgusuyla anlatmaya devam edeceği belirtiliyor. Özel olası bir mutlak butlan ve kayyım kararı sonrası genel merkezi terk etmemeyi düşünüyor.
Kurultaya ilişkin mutlak butlan kararının 30 Haziran’da çıkma ihtimalini düşük gören isimler de var.
Ankara kulislerine göre mutlak butlan kararının Meclis’in kapanmasının ardından açıklanacağını ve böylelikle Kılıçdaroğlu’nun Meclis’te CHP’li vekillerle kriz yaşanmasının önüne geçileceğini düşünen CHP’li yetkililer var.
Mahkemenin kararını ve zamanını kestirmek zor ancak CHP’yi bundan sonra çok krizli bir süreç bekliyor.
Süreç kötü yönetilirse partinin bölünebilme ihtimali olacağını söyleyenler de az değil...
Bu krizden de iyi bir sınavla çıkmayı başarabilirse Özgür Özel, CHP’nin unutulmaz genel başkanları listesine adını yazdırır.
Daha doğrusu CHP’yi yeni bir kimlikle yeniden iktidar yapan Bülent Ecevit efsanesi kendisini tekrar edebilir.